Açıklamanın tam metnini yayınlıyoruz;
Önce sözcüsü, arkasından Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu tarafından bir gün arayla Kıbrıs’la ilgili “federasyon görüşmeyeceğiz” içerikli açıklamalar Türkiye’deki AKP-Erdoğan iktidarının Kuzey Kıbrıs’ta 11 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine açık müdahalesidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kıbrıs sorunu ile ilgili resmi politikası Milli Güvenlik Kurulu tarafından saptanan federal çözüm şekli bulunması yönündedir ve halen yürürlüktedir. Bu gerçekler ışığında TC Dışişleri sözcüsü ve bizzat bakanı tarafından yapılan federal çözüm karşıtı açıklamalar mevcut KKTC Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı aleyhine, Başbakan ve UBP Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar lehine müdahale amaçlı bir girişimdir. Bu ve benzeri girişimler yanlıştır ve çirkinliktir. Reddediyor ve şiddetle kınıyoruz.
Türkiye egemen çevrelerinden Kıbrıslı Türk toplumunun seçimlerine yönelik müdahale girişimleri ilk değildir. Geçmişte el altından ve mümkün olduğunca örtülü şekilde yapılan müdahaleler zaman içinde açıktan ve her yol mubah mantığı ile yapılır hale geldi. Görev başındaki seçilmiş Cumhurbaşkanına yönelik ağır ifadeler, küçümseyen veya yok sayan davranışlar, hakaretler ve ölüm tehditlerinin adeta havada uçuştuğu bir dönemi yaşıyoruz.
Türkiye’deki mevcut iktidar önemsemeyip yok saysa da, Kıbrıslı Türk toplumu kendi geleceğini kendi belirleme hakkın a sahiptir ve hakkını demokratik dinamikleriyle kullanmakta kararlıdır. Kıbrıslı Türk toplumu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağıdır. Kıbrıs’ın tümünde hakları bulunmaktadır. Doğu Akdeniz’deki petrol ve enerji kaynaklarında da 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndan kaynaklanan toplumsal hakları uluslararası hukuka bağlı olarak bulunduğu hiçbir kesimin inkâr edemeyeceği bir gerçekliktir. Emperyalist güçlerin bu hakları gasp etmeye yönelik son 50 yıldır çabasının da farkındayız. 1963’den itibaren başlayan toplumlar arası çatışmalar ve sonrasında adanın bozulan düzenine bağlı bölünmüşlüğünün getirdiği sonuçların en ağır sosyal ve ekonomik bedelini Kıbrıslı Türkler ödemiştir. Buna rağmen varlığımızı sürdürmeye devam ettik. Bundan sonra da devam edeceğiz.
Kıbrıs’ta bozulan düzenin yerine iki bölgeli İki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federasyon kurulması tezi ilgili taraflar ve Birleşmiş Milletler tarafından kabul görmüştür. Federasyon çözüm modelinin ilgili tüm taraflarca kabul edilmesi Kıbrıslı Türk toplumunun başarısıdır. Kendi gölgesini seçtirmek için müdahale amaçlı da olsa federal çözüm şeklinden vazgeçildiğinin dillendirilmesi Kıbrıslı Türk toplumu hem de Türkiye Cumhuriyeti devletine zarar verir.
Federal çözüm şeklinde vazgeçen Türkiye 1960 Londra ve Zürih anlaşmalarını ihlal etmiş olur. Böylelikle o anlaşmalardan doğan garantörlük hakkını da kaybetmiş olur. Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyinde ve Türkiye’de birçoklarının zannettiği gibi KKTC’nin değil, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörüdür. Kıbrıs’ı kalıcı olarak bölmek istemesi garantörlük pozisyonunun ortadan kalkmasını getirebilecektir.
Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler Kıbrıs’ta federal çözümden yana samimi şekilde taraftır ve bu pozisyonunu sürdürmede kararlıdır. Türkiye’deki dönemini tamamlamak üzere olan iktidar çevrelerinden birileri istedi diye bundan vazgeçmesi söz konusu bile değildir.
TKP-YG olarak 11 Ekim 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Bağımsız Aday Mustafa Akıncı’yı desteklemekteki kararlılığımız yapılan müdahale girişimleri nedeniyle daha da pekişerek sürmektedir. Gelinen bu aşamada halkımıza çağrımız, Mustafa Akıncı’nın birinci turda yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi için oy kullanması yönündedir.
Saygılarımızla.
Mehmet Çakıcı Genel Başkan