Can Bonomo: Bu süreçte üretmek sıkıntı ama yaşamak da sıkıntı

4'üncü albümü "Kainat Sustu"yu hayranlarıyla buluşturan ünlü sanatçı Can Bonomo, yeni albümünün yanı sıra şiir tutkusu, hayranı olduğu sanatçılar ve hedeflerinden de bahsetti. Bonomo, ülkenin geçirdiği zor dönemde sanatçı olmanın sıkıntılarını da anlattı.

Mart ayı başında yayımlanan yeni albümü “Kainat Sustu”nun, diğer 3 albümünden biraz daha sivri ve vurucu olduğunu belirten Bonomo, “‘Kainat Sustu’ 4’üncü stüdyo albümümüz. Meczup albümünden beri birlikte olduğum ekiple çalıştım. 10 şarkı var albümde, 8’inin sözleri ve müziği bana ait. Diğer iki şarkıdan biri Ceza ile birlikte yazdığımız şarkı. Diğeri de, sözleri Ahmet Arif’in ‘Otuz Üç Kurşun’ şiiri olan, müziği Fikret Kızılok’a ait “Vurulmuşum” şarkısı. Alternatif bir iş yapıyoruz zaten. Bu albüm diğerlerinden biraz daha sivri, biraz daha köşeli, daha vurucu. Derli toplu, güzel bir albüm oldu. Bizim içimize çok sindi. Can Saban ve Ali Rıza Şahenk bahsettiğim ekip arkadaşlarım. Özge Fışkın vokal koçluğu yaptı ve bek vokallerde de duyuyoruz kendisini. İçimize sinen, çok eğlenceli bir albüm oldu” diye konuştu.

DAHA ÖNCEKİ ALBÜMLERDEN DAHA OTURAKLI BİR ALBÜM

Yaptığı müziğe, sürekli üstüne bir şeyler katarak devam ettiğini vurgulayan sanatçı, “30 yaşıma geldim, 30’uncu yaşımın albümü de oldu aynı zamanda bu. Bir şeyleri geliştirmeyeceksek, esnetip bükmeyeceksek yeniden bir şeyler üretmenin hiçbir alemi yok. Üstüne bir şey katmıyorsanız niye yapıyorsunuz zaten. Daha önceki albümlerden daha oturaklı, daha yere basan bir albüm oldu. Bir sonraki albümde de aynısını söyleyeceğim umarım” dedi.

ŞİİR BENİM İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY

Müziğin yanı sıra iki şiir kitabı yayımlanan, resim sergisi açan ve dizi oyunculuğu geçmişi de bulunan Can Bonomo, her zaman bir şeyler anlatmak istediğini ve bunu da şiir, müzik ve resimle yaptığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bir şeyler üretirken algıyı kırmak, bölmek ya da bir estetik seçeyim oradan ilerleyeyim gibi bir kaygım hiçbir zaman olmadı. Ben hep bir şeyler anlatmak istedim, kendimi anlatabildiğim, yettiğim kadar şiirle, müzikle, resimle yapıyorum. Albüm en tutarlı şey sanırım, çünkü müzisyen insanlarız. İki senede bir albüm mutlaka çıkarıyoruz. En çok da bunun üzerinde çalışıyoruz. Ancak şiir benim için en önemli şey. Müzikte de baskın olduğum, en yetkin olduğumu düşündüğüm nokta lirik, yani söz yazımı. O yüzden okumak ve yazmak benim için çok önemli, durmadan yapmam gereken şey. Çünkü hitabet ya da dil körelen bir yetidir. Sürekli çalışmam gerekiyor bunları. Resmi de kendimi rahatlatmak için yapıyorum, bir nevi hobi. Oyunculuğu da arkadaşlarımın oynadığı işlerde, onların yardımıyla yaptım. Oyuncu değilim sonuçta. Bir başrol teklifi yok, olmaz da zaten. Üstüme biçilen şeyleri arkadaşlarımın yardımıyla yapıyorum.”

YAZDIKLARIMIN YÜZDE 98’İNİ ÇÖPE ATIYORUM

Hayatının çok büyük kısmını şiir yazarak ve okuyarak geçtiğini sözlerine ekleyen Bonomo, şöyle konuştu: “Her şeyin başı kağıt kalem benim için. Şiir benim için çok önemli. Hayatımın çok büyük bir kısmı şiir yazarak ve okuyarak geçiyor. Bazı insanlar çok çabuk ilham alıyor, akıllarına bir şeyler geliyor. Birden bire yaptım oldu gibi çalışıyorken, bende o olmuyor. Benim bir şey üretebilmem için çok çalışmam gerekiyor. Günümün çok büyük kısmı okuyarak ve yazarak geçiyor. Yazdıklarımın yüzde 98’ini çöpe atıyorum. Yüzde 2’lik kısmı yakalayabilmem için durmadan çalışmam gerekiyor. Lirik dediğiniz zaman Türkiye’de şiir inanılmaz bir yerde, leb-i derya yani. Ne ustalar gelmiş geçmiş. İnanılmaz bir külliyatımız var. Onları okumamak, etkilenmemek mümkün değil.”

“İKİNCİ YENİ” AKIM BENİM İÇİN ÇOK ETKİLEYİCİ

“İkinci Yeni” akımın kendisi için çok önemli olduğunu da vurgulayan Can Bonomo, “Cemal Süreya, Edip Cansever gibi isimler benim için çok önemli. Şiirin sadece bir anlatıya sahip olması değil, aynı zamanda ahenkli ve afili olmasını açıklayan bir akım “İkinci Yeni”. O açıdan kendime çok yakın buluyorum. Mesela bu albümde “Keyfim Kaçık Açık” diye bir parça var. “İkinci Yeni” akımı olmasaydı Türkiye’de öyle bir parça çıkarmak çok zor olurdu. Anlaşılmazdı, tartışma yaratırdı, “Türkçe’mizle oynamayın” gibi. Şiir için kelime türetmek de, dile bir şeyler katmak da çok önemlidir. Argo dilin ahengidir. “İkinci Yeni” kattı bence Türk diline bunu” ifadesini kullandı.

ORHAN GENCEBAY VE MÜSLÜM GÜRSES’İ DE ÇOK SEVİYORUM

Can Bonomo, etkilendiği ve sevdiği müzisyenleri ise şöyle sıraladı: “Fikret Kızılok hepimizin ortak noktasıdır stüdyoda. Bizim için mihenk taşıdır o. Bir fikir geliyor aklımıza, onu 3 ayrı hoca çekebiliyorken, tam ortaya Fikret Kızılok’u koyuyoruz ki, çok da taşmayalım sağa sola diye. O bir ortak noktadır. Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses’i de çok seviyorum. Hepsi de yaptığımız işte çok etkiliyor. Yabancılardan da The Beatles, The Who, The Kinks çok sevdiğim gruplar. Çok etkilenmemeye çalışıp, onlarda da bir şeyler katmaya çalışıyoruz. Alternatif de aşağı yukarı böyle bir şey zaten.”

İLERLEYEN DÖNEMLERDE FİLM ÇEKMEYİ DÜŞÜNEBİLİRİM

“‘Şunu da yapmalıyım’ dediğiniz ama henüz yapmadığınız bir şey var mı” sorusuna da ünlü sanatçı, “Heykel yapmayı çok isterdim ama becerebileceğimi hiç zannetmiyorum. Ben sinema mezunuyum. İlerleyen dönemlerde film çekmeyi düşünebilirim ama çok ileride” yanıtını verdi.

BU SÜREÇTE ÜRETMEK SIKINTI AMA YAŞAMAK DA SIKINTI

Türkiye’de yaşanan terör olayları ve siyasi gelişmelerin sadece sanatçının üretkenliğini değil, tüm insanların yaşantısını etkilediğini ifade eden Can Bonomo, şunları söyledi: “Bu süreçte bir bakkal olarak da zorlanırdım. Taksici de zorlanıyor, esnaf olmak da zor. Global bir sıkıntı sonuçta yaşadığımız. Sadece ülkemizde değil bu sorun. Ülkemizde tezahürünü daha sert görüyoruz ama bütün dünya dökülüyor. 2016 neydi öyle, iyi ki bitti. Bu süreç içerisinde üretmek sıkıntı ama yaşamak da sıkıntı. Her şeyi yapmak çok zor. Aşık olmak da mümkün değil, sevmek mümkün değil. Nefret ve mutsuzluk dolu her yer. ‘Yeni bir şeyler üreteyim’ motivasyonunu kendinizde bulsanız bile artık bu dünyaya doğacak çocuktan bir hayır gelmeyecektir.”

AKROBAT OLMAYI ÖĞRETTİ DÜNYA BİZE

İnsanların bıçak sırtında yaşamaya alıştığını belirten Bonomo, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık bıçak sırtında yaşamaya alıştık herhalde. Ne tarafa düşeriz, ne tarafa düşmeyiz diye korkmuyoruz. İncecik bıçağın üzerinde esnek hareketler yapmayı öğrendik. Akrobat olmayı öğretti dünya bize. Evet canımız çok sıkılıyor, içimiz kan ağlıyor bazen, kötü hissediyoruz kendimizi ama müzik devam etmeli, sanat devam etmeli, üretim devam etmeli. Çünkü ne olursa olsun insanların buna çok ihtiyacı var. Böyle şeylerden elimizden geldiği kadar etkilenmemiz gerekiyor. ”

BU ÜLKEDE ÇOK ÜZÜN SÜRE SANAT YAPMAK İSTİYORUZ

Hayranlarının desteğiyle bu günlere çok mutlu geldiğini ifade eden Bonomo, “Biz bu ülkede çok üzün süre sanat yapmak istiyoruz. Umarız mahcup olmayız kimseye. Böyle bir ömrü beraber geçiririz” dedi. Can Bonomo’nun “Kainat Sustu” albümünün lansman konseri 15 Mart Çarşamba günü Zorlu PSM’de yapılacak.