CTP Dış İlişkiler Sekreteri, Milletvekili Armağan Candan, BM Genel Sekreteri Guterres’in raporunda çözümün aciliyetine dikkat çekmesi ve müzakerelerin sonsuza dek sürmesine izin verilmeyeceğinin bütün çevrelerce anlaşılmasının sevindirici olduğunu belirtti.
Candan, gelinen aşamanın Anastasiadis’in son dönemlerdeki kafa karışıklığına heba edilemeyecek kadar önemli olduğunu vurguladı ve iki liderin BM’nin geçici özel temsilcisi Lute’un çabaları çerçevesinde yeni bir uluslararası konferansın toplanmasının önünü açacak anlayış birliğine varması gerektiğini söyledi.
CTP’den yapılan yazılı açıklamaya göre CTP Kıbrıs Çalışma Grubu ile AKEL Kıbrıs Komitesi’nin sürdürdüğü çalışmalar çerçevesinde dün akşam İskele’de, “Kıbrıs’ta Federasyon” konulu konferans düzenlendi.
İki toplumun ilgisinin yoğun olduğu konferansın açılış konuşmasını CTP Dış İlişkiler Sekreteri, milletvekili Armağan Candan yaptı.
Konferansta AKEL adına Politbüro Üyesi ve Merkez Komitesi Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu Toumazos Tsielepis ile Merkez Komitesi ve Kıbrıs Sorunu Bürosu Üyesi Stavri Kalopsidiotu konuşmacı olarak yer aldı.
Federasyon ve özellikleriyle Kıbrıs’ta federasyonun uygulanması konusunda Türkçe ve Yunanca sunumun ardından etkinliğe katılanlar görüş ve sorularını dile getirdi. Etkinliğin sonunda CTP ve AKEL’in benzer etkinlikleri adanın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirmeye devam edecekleri belirtildi.
CANDAN: “SONUÇ ODAKLI MÜZAKERELER HIZLA BAŞLAMALI”
CTP Dış İlişkiler Sekreteri, milletvekili Armağan Candan Kıbrıs’taki iki toplumun birbirini daha iyi anlamasının doğrudan temas etmekten geçtiğini kaydetti.
Geçen yıl Crans-Montana’da düzenlenen uluslararası Kıbrıs Konferansı’nın önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Candan, orada sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını, ardından uzun bir süre Guterres Çerçevesi ve sağlanan diğer yakınlaşmaların unutulduğunu ifade etti.
“Hatta kimileri tarafından unutturulmaya çalışıldı. Halbuki o yakınlaşmalar Kıbrıs’taki iki toplumun da hassasiyetlerini dikkate alan, her iki topluma da ciddi kazanımlar sağlayan yaklaşımlardı” diyen Candan, Guterres’in raporunun yayınlanması ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’a atadığı geçici özel temsilcisi Jane Holl Lute’u adaya göndermesi ile sürecin yeniden hareketlendiğini kaydetti. Candan şöyle konuştu:
“Bu dönemde yaşanacak gelişmeler ya bizi iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözüme kavuşturacak ya da bölünme daha da kalıcı hale gelecek. Doğal gaz konusunda tansiyonun yükselme ihtimali ve BM Barış Gücü’nün süresinin uzatılıp uzatılmaması tartışmaları da durumun aciliyetini artıran diğer unsurlar. Guterres’in raporunda çözümün aciliyetine dikkat çekmesi ve artık müzakerelerin sonsuza dek sürmesine izin verilmeyeceği, sonuç odaklı bir anlayışla başlaması gerektiğinin bütün çevrelerde anlaşılmış olması bu dönemin farklılığını ortaya koyuyor. Şimdi iki liderin BM’nin de yardımıyla yeni bir uluslararası konferansın toplanmasının önünü açacak bir anlayış birliğine kısa zamanda varması gerekiyor. Özellikle Anastasiadis’in siyasi eşitlik ve Kıbrıslı Türklerin kararlara etkin katılımını sorgulayan tavrı kabul edilemez. Böylesi bir anlayış BM ve diğer aktörler tarafından da kabul görmeyecektir. Anastasiadis’in son zamanlarda yaşadığı kafa karışıklığının gelinen aşamayı heba etmesine izin vermemeliyiz.”
“RASYONEL YOL FEDERAL KIBRIS”
Kıbrıs’taki mevcut statükonun kabul edilemez olduğunu ifade eden Armağan Candan, statükonun değişmesinin ise Kıbrıs’ta karşılıklı olarak kabul edilecek bir çözümle mümkün olabileceğini söyledi.
“Bunun da en gerçekçi ve rasyonel yolu iki kesimli iki toplumlu federal bir yapının ortaya çıkmasıdır” diyen Candan, Guterres çerçevesi ve bugüne kadar sağlanan yakınlaşmaların da bunun zeminini teşkil ettiğini belirtti.
TSİELEPİS : “KIBRIS BÖLÜNEMEYECEK KADAR KÜÇÜK BİR ÜLKE”
AKEL Politbüro Üyesi ve Merkez Komitesi Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu Toumazos Tsielepis ise konuşmasında Kıbrıs’ın bölünemeyecek kadar küçük bir ülke olduğunu ve ideal sistemin de federasyon olduğunu vurguladı.
1974 öncesinde iki bölgelilik söz konusu olmadığı için hayal edilen anlamda federasyonun kurulamadığını kaydeden Tsielepis, her bir toplum tarafından talep edilen iki bölgeliliğin o zaman olmadığını ve federasyonun oluşturulamadığını ancak şu an herkesin de ifade ettiği gibi mevcut koşulların uygun olduğunu belirtti. Kıbrıs Rum müzakere heyetlerinde danışman olarak uzun yıllar yer alan Tsielepis, halihazırda müzakerelerde sağlanmış yakınlaşmalar hakkında bilgi de verdi.
Bunların hangi süreçlerden geçerek elde edildiğini aktaran Tsielepis, BM’nin özellikle siyasi eşitlik konusundaki kararlarına atıfta bulunarak bunun ne anlama geldiğini anlattı.
Dönüşümlü başkanlığın olmazsa olmaz olduğunu, yargıda sayısal eşitliğin zaten kabul edildiğini, yasama ayağında üst meclis olan senatoda iki toplumdan eşit sayıda senatörün olacağını, alt meclisin ise nüfus oranlarına göre şekilleneceğini aktaran Tsielepis, kararlara etkin katılımın bu noktalarda halihazırda sağlanmış olduğunu vurguladı. Bu konuda üzerinde tam bir uzlaşı sağlanmayan kurumların ikincil, üçüncül öneme haiz konular olduğunu söyleyen Tsielepis, siyasi istek olması halinde bunların da kolaylıkla çözülebilecek meseleler olduğunu kaydetti.
Bu tartışmalar yüzünden, elde olan yakınlaşmaların ve Gutteres Çerçevesi’nde çizilen çerçevenin heba edilmesine müsaade edilmemesi gerektiğini kaydeden Tsielepis, son olarak Rum lider Anastasiadis’i niyeti konusunda net olmaya çağırdı.
KALOPSİDİOTU: “DÜNYA NÜFUSUNUN YARISI FEDERAL SİSTEMLERDE YAŞIYOR”
AKEL Merkez Komitesi ve Kıbrıs Sorunu Bürosu Üyesi Stavri Kalopsidiotu ise devlet biçimleri ve federasyon özellikleri hakkında bilgiler verdi. Kalapsidiotu, dünya nüfusunun yarısının federasyonlarda yaşadığını, hepsinin ortak özelliği olmakla birlikte ülkelerin şartlarına göre farklıklar gösterdiğini belirtti.
Bunların kimisinin etnik, kimisinin bölgesel federasyonlar olduğunu, ortaya çıkmalarında farklı tarihi ve coğrafi nedenler bulunduğunu anlatan Kalopsidiotu, merkezi güçlü veya kanatları güçlü olan federasyonlardan da örnekler vererek farklılıkları ortaya koydu.