AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, AKP hükümetinin davetlisi olarak Türkiye’ye gitti! Hoş gitti ve hoş döndü! Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu ile ilk buluşmasında, biraz tereddüt gösterse de, Çavuşoğlu ile yanak yanağa öpüştü! Türk usulü buluşmanın gereğini yerine getirdi Kiprianu! Samimiyet, dostluk ve güvenin dışa yansımasıdır öpüşme! Nitekim Bakan Çavuşoğlu da, Kiprianu’yu daha önceden tanıdığını, AB bünyesinde birlikte mesai yaptıklarını dile getirerek övdü! Başbakan Davutoğlu ile de görüştü Bay Kiprianu… İyi etti! Keşke o görkemli sarayında Tayyip Bey’le de görüşebilseydi! *** Öyle görülüyor ki; tüm taraflar, bir referandumda, AKEL’in “evet oyna” muhtaç! AKEL samimi olarak “evetten” yana tavır koyarsa, Rum tarafında bu sefer “ evet” çıkar! Türkiye de bu “evet’i” garantilemek için, Kiprianu’yu davet etti… Ağırladı, konuk etti! Öptü, sevdi, dostça davrandı, “içtenlikle” çözüm istediğini söyledi! Türkiye’de tüm politikaları belirleyen Tayyip Bey’dir! Tayyip Bey’in Esad ile kurduğu aile boyu dostluğu ve sonrasını düşününce… … Kıbrıs sorununu “çözmek” isteyip istemediği konusunda bir karara varmak zordur! “Ne isteyecek, hangi tavizleri koparmak peşinde?” diye düşünmeden edemiyor insan! Ekim, 2016’dan sonra AB kapıları vizesiz giriş için açılacak mı Türk vatandaşlarına? Türkiye’nin bu günkü despot görünümü devam ettiği sürece bu mümkün görünmüyor… O zaman yapılmak istenen nedir? Kuzey Kıbrıs’ta “ganimetçi” hayır cephesi boş durmuyor! Oynanan oyun, bu defa Rumlardan “evet”, Türklerden “ hayır” oyunu mu? Şimdi de çözülmezse, Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’nin bir vilayeti haline geleceğini her kes teslim ediyor… Murat edilen buysa… Yandı gülüm Kıbrıs helva! *** Bay Kiprianu, Türkiye dönüşünde dedi ki: “ Türkiye Akıncı’ya tam destek veriyor, Akıncı görüşmelerde tam yetkili…!” İşte bunu kabul edemem Bay Kiprianu! Şu günlerde, tam yetkili Tayyip Bey’dir! O ne derse, odur… Kimse Tayyip Bey’in dediğinin dışına çıkamaz! Suyun yönetimi konusunda biraz diklenelim dedik, sunucu gördük! *** Bizim Osman dayımıza sormuşlar… “ Sen bu işlere ne den ya be Osman dayı?” Osman dayı gülerek… “ Battı balık yan gider be oğlum, ne geldiysa papazın başına, gelsin hocanın başına da..” İyi mi?