Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Güney Kıbrıslı ve Yunan siyasetçilerin üzerinde olan kamuoyu baskısının Türk siyasetçiler üzerinde olmadığını da kaydetti. Çavuşoğlu, Türkiye- İsrail ilişkilerinin normal bir şekilde seyredebilmesi için İsrail’in saldırgan politikalardan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yunan medya ve halkının görüşmelerde ortaya çıkan olumlu tablodan memnun olduğunu bildiren Çavuşoğlu, Güney Kıbrıslı ve Yunan siyasetçilerin üzerinde olan kamuoyu baskısının Türk siyasetçiler üzerinde olmadığını da kaydetti. İsrail’de yeni koalisyon hükümetinin kurulma sürecine ve ikili ilişkilere dair soru üzerine Çavuşoğlu, hükümet kurma işinin İsrail’in iç meselesi olduğunu ve bu konuda yorum yapmanın doğru olmayacağını söyledi. Çavuşoğlu, İsrail’de kimin hükümet kurduğunun değil, İsrail’deki hükümetin Türkiye’nin ve uluslararası toplumun beklentilerinin nasıl karşılayacağının önemli olduğuna işaret ederek, “İsrail’le ilişkilerimizin normal bir şekilde seyredebilmesi için İsrail’in bu saldırgan politikalarından vazgeçmesi lazım.” dedi. İsrail’in yasa dışı yerleşimlerden vazgeçmesi ve hem Kudüs’ün hem de Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve statüsünü aşındırmaması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, İsrail’in iki devletli çözümü aşındıracak adımlardan vazgeçmesi gerektiğini de vurguladı. Çavuşoğlu, İsrail’in, Filistin halkına yönelik zalimce saldırılarını da sonlandırması gerektiğini belirterek, “Kalıcı bir barış iki devletli çözümden geçer.” diye konuştu. İsrail’in iki devletli çözüme yönelik olumlu adım atması halinde, Türkiye’nin kalıcı barış için sürece destek olacağını belirten Çavuşoğlu, “Umarım yeni yönetim, eğer kurulacaksa bir hükümet, bugüne kadar Netanyahu döneminde uygulanan uluslararası hukuk dışı ve insanlık dışı yollara tevessül etmez, kalıcı barışı tercih eder. O zaman biz de yardımcı oluruz.” ifadelerini kullandı.
“UÇUŞ KISITLAMALARI SİYASİ DEĞİL”
Türkiye’ye uygulanan uçuş kısıtlamalarına değinen Çavuşoğlu, Rusya’yla fikir ayrılığı olan konular olmasına rağmen uçuş kısıtlamasının siyasi sebeplerle değil vaka sayıları nedeniyle olduğunu söyledi. Aynı şekilde Avrupa ülkelerinin de siyasi bir bakış açısı olmadığına dile getiren Çavuşoğlu, “Biz turizm ve sağlık konusunu hiçbir ülkenin bir baskı unsuru olarak kullanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Kullanıp kullanmadığı konusunda da bizim gördüğümüzün siyasi olmadığını, sağlıkla ilgili olduğunu görüyoruz.” dedi. Çavuşoğlu, Yunanistan’la birçok görüş ayrılığı bulunmasına rağmen aşı sertifikasının tanınması kararı alındığını da dile getirdi.
“(MAHMUR KAMPI) BURASI PKK’NIN KULUÇKASI, TEMİZLENMESİ LAZIM”
Mahmur’daki terör yapılanmasına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, Mahmur kampının tam olarak bir Birleşmiş Milletler (BM) kampı olarak nitelendirilemeyeceğini, BM’nin buraya yapılacak insani yardımları koordine ettiğini belirtti. Çavuşoğlu, “Bu kamp artık bir mülteci kampı olmaktan çıkıp Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi teröristlerin eğitildiği, PKK’nın bir kuluçka kampına dönüşmüştür. Buna bir çare bulmak lazım.” dedi. Buranın şu anda Irak merkezi yönetiminin sorumluluğunda olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Bunu çözecek olan, tabii, BM’nin de katkı sağlaması lazım, Irak yönetimidir. Burada sivillerle teröristleri ayırmak gerekiyor.” diye konuştu. Çavuşoğlu, “Bu, BM’nin kontrol ettiği bir kamp değil. Ama biz hem BM nezdinde hem Irak nezdinde hem (Irak) Bölgesel Yönetim nezdinde girişimlerimizi yoğunlaştırdık. Biz diyoruz ki, ‘Bunu temizlemeniz lazım. Siz yapamayacaksanız biz yapalım.’ Tıpkı dağlarda yaptığımız gibi.” diye konuştu. Mahmur kampına ilişkin Çavuşoğlu, “Sonuçta burası bir terör kampı. Burası PKK’nın kuluçkası. Buranın temizlenmesi lazım. Biz siviller konusunda herkesten hassasız. Ama uluslararası toplum da buranın bir terör yuvası olduğunu açıkça görüyor. Görmeyenler görsün kabullensin, görenler açıkça söylesin başta ABD olmak üzere. Çünkü orada en iyi istihbarat yapılanması ABD’nin ve çok iyi biliyorlar. Buna bir çözüm bulmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
“(IRAK’A) DİYORUZ Kİ, ‘YA İŞ BİRLİĞİ YAPALIM YA BIRAKIN (TERÖR KAMPLARINI) BİZ TEMİZLEYELİM”
Çavuşoğlu, Irak’ın çok ciddi sorunlar yaşamış bir komşu olduğunu belirterek, “Bu sebeplerden dolayı terör örgütleriyle mücadele konusunda tam istediğimiz kapasiteye gelmediğini biliyoruz. Biz de diyoruz ki, ‘Ya iş birliği yapalım ya bırakın biz temizleyelim.'” diye konuştu. Türkiye’nin Irak’ın istikrarı, güvenliği ve kalkınmasına önem verdiğinin, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Biz beraber yapmayı arzu ederiz. Ama Irak’ın kapasitesi varsa tek başına teröristleri Kandil Dağı’ndan da temizlemesi, Sincar Dağından da temizlemesi, Mahmur kampından da temizlemesi bizim tercih ettiğimiz bir yöntem olur.” dedi. Çavuşoğlu, Türkiye’nin sivilleri tamamen ayırt ederek, hassas bir stratejiyle bu adımı atabilecek kapasitede olduğunu belirtti.
“(MISIR-TÜRKİYE ARASINDAKİ GÖRÜŞMELERİN SEYRİ) ŞU ANA KADAR GAYET İYİ”
Türkiye- Mısır arasındaki temaslara ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, görüşmelerin aşamalı bir şekilde ilerlediğini ve dışişleri bakanları düzeyine geldiğini ancak Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile görüşme tarihinin henüz belli olmadığını söyledi. Çavuşoğlu, bundan sonraki süreçte dışişleri bakanlarının görüşmesinin ve büyükelçilerin karşılıklı olarak atanmasının geleceğini belirterek, ilişkilerin eskisinden daha iyi olması yönünde çalışmalar yapılacağını dile getirdi. Görüşmelerin seyrinin nasıl olduğuna ilişkin soruya ise Çavuşoğlu, “Şu ana kadar gayet iyi.” yanıtını verdi. Türkiye ve Mısır’ın, Libya konusunda “ayrı taraflarda olmadığını” da kaydeden Çavuşoğlu, iki ülkenin iş birliği yapabileceği bir başka alanın da Filistin konusu olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Mısır’la ilişkilerimiz normalleşirse iş birliği yapabileceğimiz ve bu iş birliğine ihtiyaç duyan birçok alan ve ülke var.” dedi.
FİLİSTİN’E KORUMA GÜCÜ
Çavuşoğlu, sivillerin can güvenliği için Filistin’e “koruma gücü” kurulması dahil kalıcı adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, bu konunun “BM Güvenlik Konseyi’nden geçmesinin zor göründüğünü” kaydetti. Türkiye’de muhalefetin “İktidar, Filistin için hamaset yapıyor, somut bir adım attı mı?” şeklindeki eleştirilerini nasıl karşıladığına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, en somut eleştirinin, “İsrail’le neden ticaret yapıldığına” ilişkin geldiğini söyledi. Çavuşoğlu, ticaretin devletler arasında olmadığının altını çizerek, bir ülke hata yaptı diye Türkiye’deki üretimin, firmaların ve çalışanların cezalandırılmasının doğru olmadığını da belirtti. Bakan Çavuşoğlu, “Gerek Filistin olsun gerek diğer meseleler olsun elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz, adım da atıyoruz. Hamaset yapmıyoruz.” diye konuştu.
“DENDİAS’IN AÇIKLAMALARI İÇ POLİTİKAYA YÖNELİK”
Yunanistan’la Türkiye arasında ekonomik ilişkileri geliştirmek için 25 maddelik bir eylem planı hazırlandığını belirten Çavuşoğlu, bu maddelerin Selanik-İstanbul hızlı tren hattı, İpsala sınır kapısında ikinci bir köprü, enerji alanında ortak çalışmalar, denizcilik alanında ortak çalışma grubu gibi konuları kapsadığını söyledi. İkili ilişkilerde provokasyonlara rağmen pozitif gündemin devam etmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Atina’daki basın toplantımız iyi geçti ama Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın sürekli Türkiye aleyhine açıklamaları var. Ben döndükten sonra Yunanistan’ı itham eden, eleştiren açıklama yaptım mı? Biz pozitif gündem devam etsin diye retorik içine düşmedik. Bence iç politikaya yönelik ve böyle şeylere tenezzül etmemek lazım.” dedi. Çavuşoğlu, iç politika kaygısıyla atılan adımların faydası olmadığını söyleyerek, gerekli açıklamaları basın toplantısında değil baş başa görüşmelerde dile getirdiğini ifade etti. Yunan medya ve halkının görüşmelerde ortaya çıkan olumlu tablodan memnun olduğunu bildiren Çavuşoğlu, Güney Kıbrıslı ve Yunan siyasetçilerin üzerinde olan kamuoyu baskısının Türk siyasetçiler üzerinde olmadığını da kaydetti. Çavuşoğlu, Türk kamuoyunun Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın maksimalist yaklaşımları karşısında Türk siyasetçilerden haklarını korumasını istediğini ancak Yunanistan’la da iyi ilişkiler kurulmasını istediğini belirtti. Yunanistan’ın “Türkiye sığınmacılar için güvenli ülkedir.” açıklamasına da değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Yunanistan’a ulaşan göçmenlerin başvurularını kabul etmemek ya da Türkiye’ye geri yollamak için böyle bir açıklama yapıyor. Türkiye’den oraya kaçan FETÖ’cüler veya orada barınan DHKP-C’liler ve PKK’lılar var. Şu anda Yunanistan’da bizim istediklerimiz var. Kısaca teröristlerin de geri gönderilmesi konusunda aynı anlayış içinde, ilkeli şekilde bu açıklamayı yapsaydı bu açıklamaya saygı duyardım. Bir taraftan teröristleri elinde tutup değişik sebeplerle Türkiye’ye vermeyeceksin ama göçmenleri gönderebilmek için ‘Türkiye güvenli ülke’ diyeceksin.”
“ARTIK SOMUT ADIM ATMA ZAMANIDIR”
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilime ilişkin AB ülkelerinin bilgilendirildiğini ve bu noktada iyi niyetin gösterildiğini ifade eden Çavuşoğlu, birkaç ülke dışında AB üyelerinin Türkiye’ye karşı dürüst davrandığını söyledi. AB ile ilişkilerde ortaklığı geliştirmeye odaklanılması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Her ne kadar AB’de istediğimiz samimiyeti görmesek de her iki tarafın yararına olan alanlarda artık somut adım atma zamanıdır.” dedi. Göç mutabakatı, gümrük birliği ve vize serbestisi gibi konuların güncellenmesi ve yenilenerek yürürlüğe konması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Göç mutabakatının güncellenmesinin sebebi bir taraftan AB’nin uymadığı unsurlar diğer taraftan da göç konusunun daha da karmaşık hale gelmesi. Büyüyerek de devam edecek ve yeni unsurlar eklenecek. Geri gönderme, sınırlarda alınacak tedbirler, eğitim ve sağlığa kadar birçok konuda farklı ihtiyaçlar var. Sorun da devam edeceğine göre bu iş birliğini de uzun soluklu yapmak gerek.” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu, gümrük birliği ve vize serbestisi konusunda da kararların çıkması gerektiğini belirterek, gümrük birliğinin AB’ye Türkiye’den daha fazla katkısı olacağını söyledi.
“İSTANBUL’DA SANDIK AÇMAK İSTEDİLER OLMAZ DEDİK”
Suriye’deki rejimin sözde devlet başkanlığı seçimine ilişkin bir soru üzerine ise Çavuşoğlu, seçimin şeffaf olmadığını belirterek, “Kanunlar üzerinde iktidar, muhalefet ve sivil toplum anlaşsın ve herkesin katılabileceği, demokratik bir seçimin zeminini hazırlasınlar.” dedi. Türkiye’de sandık açılmamasına karar verdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “İstanbul’da sandık açmak istediler olmaz dedik. Çünkü böyle bir seçime alet olmak istemedik. Dünyanın tiyatro diye adlandırdığı bir seçime alet olmak doğru değil.” ifadelerini kullandı.