Çekin fişi bitirin işi !...

Taner ULUTAŞ

[caption id="attachment_24477" align="alignleft" width="100"] TANER ULUTAŞ[/caption] KKTC diye isimlendirdiğimiz coğrafyada yaşananlar, bırakın o coğrafyada yaşayan insanları bu coğrafyanın dışında yaşayanları  bile şaşkına çeviriyor. Bir süre önce çöplerden ekmek toplayarak geçimlerini sağlayan 3 çocuktan bahsetmiştik. Komşuların verdiği sandviç ve çöplerden topladıkları ekmekler ile yaşamlarını idame ettiren bu çocuklar ile ilgili olarak Mağusa Sosyal hizmetler Dairesine başvurmuş ve ne yapılabileceği konusunda bilgi istemiştik. Aldığımız cevapta Sosyal hizmetlerin bu çocukları barındıracak ve bakacak bir yeri yok. Bu çocukları barındıracak bir yerimiz olmadığından kusura bakmayın olmuştu. Madalyanın bir yüzünde ‘Sosyal Devlet’ diye adlandırdığımız KKTC ve onun iktidarındaki partiler bir diğer yüzünde de çöpten ekmek toplayarak yaşamlarını idame ettiren çocuklar vardı. Ve Madalyanın esas yüzündeki devlet bakmakla yükümlü olduğu o çocuklara bakmak yerine, Yeni Erenköy’de Sosyal Hizmetler Dairesinde görevli sorumlu arkadaşımıza araba almayı tercih etmişti. Şimdi birileri çıkıp hizmet için araba şart diyebilir. Doğru da bende bu arkadaşlara  bu kadar RHA varken. Sağa dönseniz RHA Sola dönseniz RHA ve ileriye baksanız RHA’dan geçilmeğini gördüğünüz bir noktada çocukların çöpten ekmek toplamasına ne dersiniz diye sorsam kabahat işlermiyim? Ve üstüne üstlük Sosyal hizmetler Sorumlusu size bu çocuklara bakacak yerimiz yok derse acaba  siz ne yaparsınız diye sorsam vatan haini olurmuyum? Hemen söyleyeyim. Ben aynen bir zamanlar Maarif Nazırının bu okullar olmasaydı Maarifi ne güzel idare ederdim sözünü söylediği gibi bu Sosyal hizmetler Dairesi olmasa da bu ülkede yaşananlar daha iyi olmaz derdim. Bence çekin fişi bitirin işi. Sosyal hizmetler sağ çocuklar selamet.


  Sahibine Mesajlar Sayın Mustafa Arabacıoğlu, geçtiğimiz günlerde İskele Bölgesini ziyarete gitmiş ve okullarda incelemlerde bulunmuşsunuz. Hoş güzel de bölgede görev yapan Belediye Başkanı ile Kaymakamın bundan haberi olmadı. Doktorum, Dere kenarına ev yaparsan sel alır. Dağ başına ev yaparsan yel alır .  Bölgenin mülki amirinden habersiz iş yaparsan yaptığın iş havada kalır.                                                     ****** Sayın Hasan Sadıkoğlu, İskele dediğimiz küçük bir köyün büyütülmüş halinde işler nasıl gidiyor. İlçe diye adlandırdığımız bu köyde hastane yok. Sosyal hizmetler hem var hem yok. Bir sağlık ocağı var onun da doktoru yok. Vergi dairesi var yalnız araba seyrüsefer ruhsatı keser.  Sahi o İskele diye isimlendirdiğimiz büyük köyde seçilen Milletin vekilleri ne halt yapar. Değirmenin damı karanlıktır ama dönüşünden belli olmaz, bir köpekte keramet çoktur ama uluyuşundan belli olmaz, bir kadın kocasına düşmandır ama gülüşünden belli olmaz. Bir vekilin de bölgesine hizmeti düğünlere, derneklere ve cenaze törenlerine gitmekle olmaz. Allah yardımcın olsun diyelim.                                                                                    **** Sayın Ahmet Sennaroğlu, Batı cephesinde asayiş berkemal. Peki, doğu cephesinde durum nasıl? Duyduğuma göre Eko günü için kolları sıvamışsın. Eko gününü ‘Köy panayırından’ görkemli bir şehir festivaline dönüştürme düşüncesindeymişsin. Yalnız Eko günü değil,  bölgeye Sağlık Ocağını da getiriyormuşsun. Bir de otobüs ile hastaneye vatandaşı getirip götürecekmişsin. Vallahi kafaya koydun. Ben tencerenin ‘Garamuzaya’ dönüşen dibini temizleyeceğim diyormuşsun. Vallahi SEN-NAR gibi kesilince onlarca tanesi ile çoğalıp zenginleşen bir bireyin OĞLU’SUN. Yaparsın be Ahmet. ***** Sayın Asım Akansoy, Talat CTP’ye daha çok katkı koymalı derken neyi kastettiğinizi pek anlayamadım.  Keşke bugün Si bembolden sesleri 4 oktava kadar çıkan detone olmuş sesler geçmişte Talat’ın CTP’ye verdiği ses gibi pürüzsüz olsaydı. Rahmetli babam bana bak oğlum hiçbir zaman ‘Kadirşinaslık’ duygusunu erozyona uğratma. Sana yapılan iyilikleri de denize at balık bilmezse Allah bilir diyenlere yönelik kadirşinaslık duysunu da hiç eksik etme derdi. Bilmem anlatabildim mi? ****** Sayın Zeki Çeler askerliğin kısalması ve gençlerin derin bir oh çekmesi için kolları sıvadınız ve çalışmaları aralıksız sürdürüyormuşsunuz. Binlerce genç askerliğin kalkmasını, kalkmazsa da kısalmasını dört gözle bekliyor. Bekliyorda ilgililer, yetkililer, idareciler ve komutanlar alt yapıyı oluşturmak ve profesyonel askerliğe geçiş için azar azar uzman çavuş veya uzman er alımına başladı mı? Şimdi hep birden almaya başlasa bir müddet sonra aldıkları emekliye çıkarsa onların yerini kim dolduracak dersin? Vallahi Zeki’ciğim bu iş yaş. Yaş odununda bizim şöminede yandığını ben hiç görmedim. Boşa kürek çekmemek için iktidarda iktidarsızlık yaşayanlar ve ‘Hasbelkader Başbakan veya Müsteşar ‘ olduk diyenlerde küreğin bir ucundan tutacak. Tabi konuşma cesaretleri varsa. **** Sayın Mehmet Özkardaş,   vallahi tuttuğunu koparan Sendikacılardan sadece birkaç tane kaldı. Sen ve senin gibi 3-4 sendikacı memurun, çalışanın ve işçinin hakkını korumaktan geri durmadınız. Son olarak Cezaevindeki eylem sonrasında vardiya tahsisatı ile çalışma sisteminin aynen kalmasını kabul ettirdiniz. Bununla da kalmadınız derece terfisi ve kadrolar da aynen kabul edilmiştir. Eeee vallahi kadayıfın üstüne dondurmayı koydun. Dondurmanın üstüne de fıstık ezmesi serpiştirdin. Onun üstüne ne konur bilmem. Vallahi yeme de yanında yat. Kutlarız. **** Sayın Teyfik Gören,  yeni makam araban hayırlı ve uğurlu olsun. Erenköy Sosyal hizmetler birimi olarak İskele ve diğer bölgeleri çalımlayarak hükümetten araba almak her babayiğidin harcı değil. Bunu siz başardınız. Ancak bölge sorumlusuna makam arabası alan devletin sosyal yardıma muhtaç küçük bireylerini yatıracak bir yeri olmaması da bu işlere tam tezat teşkil ediyor. Dede erik yerken torunun dişi kamaşıyor misali siz makam arabasına kurulurken yardıma muhtaç çocukların da başlarını sokacak bir yerleri olmaması sanırım bu devletin bir ayıbı olsa gerek.


GÜNÜN FOTOĞRAFI