Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi öğretim üyesi, Sınıf Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman Çelenk, ilköğretim döneminin çocukların temel kişilik özelliklerinin belirdiği dönem olduğunu, bu kritik döneme, “ağaç yaş iken eğilir” ya da “insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” sözleriyle doğru bir şekilde özetlendiğini belirtti.
Gelecek nesillerin güçlü olması için öncelikle ilköğretime önem verilmesi gerektiğini açıklayan Prof. Çelenk “İlköğretim çağında öğrenci davranışlarında meydana gelebilecek yanlış bir oluşumun ileride onarılma şansı çok zayıf, hatta olanaksızdır. Eğer ilköğretiminiz güçlüyse, orta öğretiminiz de, yüksek öğretiminiz de, temel vatandaşlık özellikleriniz de güçlüdür. Kısaca çocuğun eğitim başlangıcında hata yapmanın bedeli çok ağırdır, ilköğretimin önemi bu noktadan kaynaklanır” diye konuştu.
Güç, ilkokulda filizlenir
“Eğer ilköğretiminiz güçlüyse, orta öğretiminiz de, yüksek öğretiminiz de, temel vatandaşlık özellikleriniz de güçlüdür” diye konuşan Çelenk, ilköğretim döneminin çocukların temel kişilik özelliklerinin belirdiği dönem olduğunu, bu kritik döneme, “ağaç yaş iken eğilir” ya da “insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” sözleriyle doğru bir şekilde özetlendiğini belirtti.
Kıbrıs, onurların en yücesi
Kıbrıs’la ilgili görüşlerini de anlatan Prof. Dr. Süleyman Çelenk, “Ben bir bilim adamıyım, gerekli ortam sağlanırsa her yerde her zaman görevimi yaparım. Kıbrıs adası Anadolu yarımadasından bakıldığında bizim için bir rüyadır. Bu adada olmak, bu adaya hizmet etmek Kıbrıs Türk halkının sorunlarının çözümünde ona yardımcı olmak onurların en yücesidir” diye konuştu.
Çocuklar, öğretmenlerini örnek alır
İlköğretim döneminde yapılan yanlışların sonradan düzeltilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Çelenk, “İlköğretim çağındaki çocuklar öğütle, nasihatle eğitilmez. Bu çağın çocukları model alarak eğitilirler. Yani bir öğretmen çocuklara sigara içmenin zararlarını anlatır, kendisi de sigara içmeye devam ederse, bu öğüdün çocuklara hiçbir yararı olmaz. Çocuklar öğretmen davranışlarını model aldıkları ve onu gözleyerek öğrendikleri için öğretmenin sigara içme davranışlarını içselleştirir, çocukken gizli, saklı, genç olunca da açıktan sigara içmeye başlarlar. Bu nedenle de atalar “öğretmenin dediğini yap ama, yaptığını yapma” demişlerdir. İyi bir öğretmen çocuklara neyi öğütlüyorsa öyle görünmeli ve söylediği gibi de yaşamalıdır. Bu söylediklerim anneler ve babalar içinde geçerlidir” dedi.