Takvim yaprakları tam 1 yıl önceyi gösterdiğinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin telaşını yaşıyorduk. Bağımsız adaylar Eroğlu ile Akıncı ilk turu geride bırakmıştı. CTP’nin adayı kaybetmiş siyaset sahnesine Kudret Özersay adım atmıştı.
Bir yanda çözümsüzlük ve milli söylemler, diğer yanda ise çözüm adına yeni uğraşların beklentisi vardı.
Tam bir yıl önce böylesi günlerde, ikilem içinde Kıbrıslı Türkler yeninden sandığa gitti.
Halk “Cevap Akıncı” dedi.
Aradan geçen neredeyse 365 gün içinde çok şey değişmedi.
Ne kimse gemilere konulup Türkiye’ye gönderildi,
ne de çözümün yakın olduğuna dair elle tutulur, gözle görülür bir gelişme yaşandı.
Şu an Akıncı’nın “4 boyutlu siyaset” kitapçığına bakıyorum.
Ne vaat etmişti Akıncı?
Peki geçen 1 yılda, bu vaatlerin ne kadarı yerine gelebilmişti?
Sanırım haftaya Cumhurbaşkanı uzun zamandır yapmadığı basın ile buluşmalarına bir yenisini ekleyecek. Yine gösterişli bir toplantıda 1 yıl anlatılacak.
Rakamlar verilecek, yapılan toplantılar komiteler anlatılacak.
Üstelik gittiği yurtdışı toplantılarından örnekler verecek.
Süslü kitapçıklar hazırlatacak bol el sıkışmalı resimlerle dolu...
Zaman zaman topu güneye de atacak gerçekleşemeyen vaatleri için.
Akıncı “Cumhurbaşkanlığı Rotası”nı açıklar, “4 boyutlu siyaset” ile yola çıkarken, özlenen Cumhurbaşkanı profilini sunmuştu vatandaşa. Fakat şu anda sokaktaki vatandaşın söylediği, Akıncı’nın da diğerlerinden çok farklı olmadığından başka bir şey değil. Bana kalınca KKTC’yi ve makamları sorgulamaya devam ediyorum.
***
1- Çözüm Odaklı Siyaset
2- Toplumsal Konulara Duyarlılık
3 - Türkiye ile Karşılıklı Saygıya Dayalı İlişki
4 - Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı
İşte bu başlıkları alt alta koyduğumuzda, 4 boyutlu seçim vaatleri net şekilde ortaya çıkıyor. Akıncı’nın en çok “Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı” olduğunu görebiliyorum. Zaten mizaç olarak sert ifadesi hatta çok fazla gülümsememesi ile tanımlanan Cumhurbaşkanı, tarafsız yaklaşımları ile hem takdir hem de tepki çekmeye devam ediyor.
“Ombudsman, Sayıştay, Savcılık ve Kamu Hizmeti Komisyonu gibi kurumların, bağımsız konumlarını koruyarak etkin ve verimli çalışmalarını sağlayacak şekilde bu kurumlara anayasal çerçevede rehberlik, destek ve eşgüdüm sağlanacaktır” denilmişti kitapçıkta. Ombudsman konusunda atama yapıldı. Hatta Ercan Havaalanı konusunda heyecanlandık, inandık bile bir şeylerin değişebileceğine.
O da olmadı.
Sayıştay, Savcılık ve Kamu Hizmeti Komisyonu gibi kurumlara da Akıncı’nın el atıp atmayacağını ise henüz bilmiyoruz.
Akıncı’nın seçim kitapçığında geçen;
“Kapsamlı çözüm uğraşlarının yanı sıra, paralel bir süreçte, her iki toplumun günlük yaşamına katkı yapacak çeşitli güven artırıcı önlemlerin uygulanmasına özel önem vereceğiz. Bu kapsamda, Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması ve bu açılışa eş zamanlı olarak Kıbrıslı Türklerin, ticaret ve turizm alanında yaşadıkları dar boğazların aşılması için Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanının kullanılabilmesinin yolları üzerinde uzlaşma aranacaktır” sözlerine de dikkat çekmek gerek.
Eleştirmek gerekiyor mu bir yıl için?
Bence gerekiyor. Hatta dozu artarak eleştirmek gerek.
Artık “Daha 4 yılı var Cumhurbaşkanı’nın” gibi söylemleri kabul etmiyorum…
“Elbet günün birinde çeşitli güven artırıcı önlemler, Kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde yerleşime açılması ve akabinde Kıbrıslı Türklerin, ticaret ve turizm alanında yaşadıkları dar boğazların aşılması, Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanının kullanılabilmesinin yollarının bulunması da gerçekleşebilir.
Henüz böyle bir hava yok ama siyasette her şey olabilir...
Aslında yazacak çok şey var. Ancak bana ayrılan sütunu aştım bile.
Bir yandan da kendime kızıyorum.
Hakikaten inandık mı? İnandım mı ben bu ülkede bir şeylerin değişebileceğine?
Hakikaten Cumhurbaşkanlığı makamının değişiklik yapabilecek gücü olduğunu mu zannetmiştim?
Sanırım cevabını yakındır verecek Akıncı…
Neydi slogan? “Cevap Akıncı”…