Mağusa’daki sulak alanlarla özel çevre koruma bölgelerinin, inşa edilen yüksek binalar, hatalı ve eksik kanalizasyon ağı ve düşük kapasiteli atık su arıtma tesisi nedeniyle tehdit altında olduğuna işaret eden ÇMO, doğa ve kültürel miras açısından çok değerli bölgeyle ilgili imar planının en kısa zamanda hayata geçirilmesinin elzem olduğunu vurguladı.
ÇMO’dan yapılan yazılı açıklamada, kent imarının uzun yıllar emirnamelerle yönetilmesinin siyasi istimara açık bir durum yaratacağından emirnamenin bir yıl süreyle geçerli olacağı ve ardından yürürlükten kaldırılacağıyla ilgili bir maddenin eklenmesi gerektiğini ifade etti.
Açıklamada, ÇMO ve Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, imar planı hazırlama sürecine aktif olarak dâhil edilmediği takdirde, planın gerçekçi bilimsel veriler ışığında oluşması ve gelecekte uygulanmasıyla ilgili ciddi sıkıntılar oluşacağı belirtildi.
Açıklamada, ilgili bakanlık ve dairenin yaşanan iletişim kopukluğunu ve iş birliği eksikliğini mutlaka gidermesi gerektiği ifade edildi.
ÇMO, emirname bölgelerinde ciddi altyapı eksiklikleri olduğunu, plansız yapılaşma ve artan nüfusla beraber geriye dönüşü olmayan çevre sorunlarının ortaya çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini ileri sürdü.
Emirnamede adı geçen üç bölgenin de, yeni atık su toplama ve arıtma sistemlerinin yanı sıra, katı atık yönetimiyle ilgili ciddi yatırımlara ihtiyacı olduğuna işaret edilen açıklamada, üç kentin de katı atıklarının vahşi biçimde depolandığı vurgulandı.
Açıklamada, “Mağusa’da sulak alanlar ve özel çevre koruma bölgeleri, koruma alanları ihlal edilerek inşa edilen yüksek binalar, kentin hatalı ve eksik biçimde inşa edilmiş kanalizasyon ağı ve düşük kapasiteli atık su arıtma tesisi nedeniyle tehdit altındadır. İskele ve Yeniboğaziçi kentlerinde hiçbir kanalizasyon altyapısı mevcut değildir ve atıksular emici kuyular vasıtasıyla yeraltı sularına deşarj edilmektedir” denildi.