KKTC’de artan suçlar nedeni ile yetersiz kaldığı öne sürülen hapishanede, yaşananlar vatandaşı isyan noktasına getirdi. Merkezi Cezaevinde otorite boşluğu olduğu ve bu nedenle koğuşlara uyuşturucu dahil birçok nesnenin taşındığı iddia ediliyor. Hapishaneye yeni giren şahıslardan mafyavari usülde para istendiği ve paranın verilmemesi halinde dayak dahil her türlü olayın yaratıldığı dile getiriliyor. Cezaevine cep telefonu ve uyuşturucunun bazı gardiyanlar tarafından taşındığını öne süren bazı kaynaklar bu işe el atan az sayıdaki gardiyanın bir veya iki ayda bir cezaevine uyuşturucu taşıyıp stok yaptıklarına vurgu yapıyor. OĞLUM SERBEST KALDIĞI GÜN YENİDEN TUTUKLANDI Merkezi Cezaevinde yatmakta olan Yusuf Ayter’in babası Mustafa Tansel Ayter yaptığı açıklamada, oğlum hurda ve nafakadan dolayı cezaevinde yatıyordu. Perşembe günü cezası sona erince salıverildi. Ancak Cezaevi dışında bekleyen Narkotik Polisi, bir süre önce yapılan aramada çekmecesinde uyuşturucu bulunduğu gerekçesi ile oğlumu yeniden tutukladı dedi. OĞLUMUN ÇEKMECESİNDEKİ UYUŞTURUCU HAPİSHANEYE NASIL GİRİYOR Mustafa Tansel Ayter açıklamasına devamla yoklamanın çok sıkı olduğu ve sineğin bile giremediği hapishaneye uyuşturucu nasıl giriyor? Uyuşturucu hapishaneye giriyor ve oğlumun çekmecesinde bulunuyor. Her odada 8-10 kişi kalıyor. Oğlumun çekmecesine bu uyuşturucuyu birisinin koymadığı ne malum. Ama en önemlisi o uyuşturucuların hapishaneye bazı gardiyanlar tarafından taşındığıdır ifadesinde bulundu. GARDİYAN GETİRİR BİR MAHKUM ADAMLARI VASITASI İLE DAĞITIR Uyuşturucu kullandığı gerekçesi ile hapishanede cezasını çekmekte olan bir mahkum ise yaptığı açıklamada, Selamlar . Cezaevinde telefonlar, uyuşturucular ne ararsan var abi . Hep bu işin içinde bazı gardiyanlardır. Arada bir yaşlı uyuz bir köpekla girerler koğuşlara arama yaparlar ama o arama da gösdermeliktir. Bazı gardiyanlar bir ayda bir iki ayda bir paket paket uyuşturucu getirirler ve stoklarlar. Özellikle bayramlarda, özel günlerde ve ailelerin haftalık getirdiği günlerde uyuşturucuları sağlam ceza alan birisine verirler. O sağlam ceza alan birisi de yeni yetme yeni hapishaneye giren birisine verirler ve uyuşturucuyu bunlar vasıtası ile dağıtırlar dedi. İYİ KAZANÇ SAĞLANIYOR Ayni kaynak açıklamasına devamla, dışarıda 200 Türk Lirası fiyatla satılan 3 gramlık uyuşturucu paketi hapishanede 500-600 Türk Lirasına satılıyor. Hapishanede 3 paketi adamına veren bazı gardiyanlar bunlardan 1000 Türk Lirası avanta alıyor. 3-4 paket bildiğim kadarı ile 1.500 ile 1.800 Türk Lirasına satılıyor. Getirilen ve stok yapılan 10-12 paket 6000 Türk Lirasına satılıyor ve bundan da iyi kazanç sağlanıyor ifadesinde bulundu. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Mustafa Akıncı, teşbihte hata olmasın ama dizel motor gibisiniz. Çalıştıkça ısınıyor. Isındıkça daha çok randıman veriyorsunuz. Abdullah Abdülaziz bir Astroloji profesörü ve ben 3 kez onu programına davet ettim. Bir tanesi belediye başkanlığı seçimleriydi. CTP Lefkoşa’da, Girne’de ve Mağusa’da kaybedecek dedi çıktı. Türkiye Belediye seçimlerinde AKP İzmir’de kaybedecek Ankara’da ve Antalya’da kıl payı kazanacak dedi eeee vallahi tam göbekten vurdu. İrsen Bey kaybedecek, Erdoğan %52 ile ipi göğüsleyecek dedi o da tam göbek. Bu defa Akıncı kazanacak diyor. Yanılır mı bilmiyorum. Ama halk sizin dürüst olduğunuzu sürekli dile getiriyor. Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer diyor ünlü düşünür İbni Haldun. Geçmişteki yönetim şeklinizin geleceğe de benzeyeceğini söyleyenlerin oyları size dönmeye başladı. Kolay gelsin. ** Sayın Arif Salih Kırdağ, gözden ırak olan gönülden de ırak olur der büyüklerimiz. Bırak gözden ırak olmayı hepten ortadan kayboldun be gardaş. Bak bir zamanlar eline aldığın ‘Guspo’ ve kürek ile ortaya çıkıp, ne sarı taştan bina nede diyanellos sigara fabrikasından bozma meclisi mebusan içerisinde oturan bazı siyasilere korku verirdin. Ancak ortadan kaybolunca korkunun kapsama alanından çıktın. Şimdi kimse aldırmıyor. Bataryaları tekrar şarj etsen ve full çeken bataryaların ile tekrar kapsama alanına girsen diyorum. Sayın Kırdağ unutma her gecenin bir gündüzü vardır. ** Sayın Sibel Siber, parti içerisinde yaşanan hizipleşmelerden dolayı, başarısız buldukları Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nu Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı sonrasında size oy vermeyip sizin üzerinizden dövmek isteyenlerin bu düşüncelerinden vazgeçtikleri ve size oy vermeye yöneldiklerini öğrendik. Parti içi hesaplaşmayı daha sonraya bırakan bu grubun sizin etrafınızda toplanmaya başlaması sizin açınızdan sanırım sevindirici bir durum. Mahşerin 3 atlısı olarak nitelendirilen Eroğlu, Akıncı, Siber üçlüsünden ikisinin mutlak surette ikinci tura kalacağı söyleniyor. Bu nedenle iç kavganın bir tarafa bırakılması şansınızı oldukça yükseltmişe benziyor. Sibel Hanım, birliğin kederi bile, ayrılığın sefasından daha hayırlıdır. Değil mi? ** Sayın Ahmet Sennaroğlu, restine rest çekiliyor. 15’inde Büyükkonuk ahalisine ait olan tesisleri istiyorum demenizden sonra ilgili şirket hemen tesislerde piknik düzenledi ve halkı pikniğe davet etti. Kısacası Halep orda ise arşın buradadır demeye getiriyorlar. Yalnız size muhalefet edenlerin bile sizin yanınızda toplandığı, hatta düşman kardeş UBP’lilerin bile sizinle saf tuttuğu söyleniyor. Hz. Ali haksızlık karşısında eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz demişti. Sevgili başkan galiba sende işi Büyükkonuk beldesinin ustasıyım, şerefimizin hastasıyım demeye getiriyorsun. Eee vallahi atalarımız sakin atı pek olur der. Senin efendiliğine kananlara duyurulur. ** Sayın Hasan Alşan tok açın halinden anlamadığı gibi hak etmeden mal alanlar da eşdeğercinin halinden anlamaz. Anayasaya göre birinci derecede hak sahibi eşdeğerci olmasına rağmen 1974 ten bu güne 40 sene geçmesine rağmen hala daha bu sorunu çözemediler. Yazıklar olsun gelmiş geçmiş tüm hükümetlere derken, sözlerine nedense hep güney malını satıp kuzeyde de aldıkları mal varlıklarını satanlar konuşulur ama hala daha güney mal karşılığını almayanlardan kimse söz etmez cümlesini de ilave ediyorsun. Ah Hasan gardaş, gıccaccık ve oğlancığın sözleşmesi işe girmesi derken elimizden eğilde gulle geçsin kitabını düşürmüyoruz. Sanırım o bitince beni sokmayan yılan bin yaşasın kitabına başlayacağız. Eh hal böyle olunca da elimiz ile yaptıklarımızın cezasını boynumuz ile çekeceğiz. ** Sayın Hüseyin Perçiner göndermiş olduğunuz mesajda bazı bankaların kapatılması gerekir.Devlet mi kapatır, mahkeme mi yoksa Halk mı bilemem.Acıyan parmağı kesip atmak lazım diyorsun. Peki bu bankaları kapatırsak bu halkı faiz ile kim soyacak. Maaşı ödeyemeyen hükümet kime eyvallah diyerek el pençe durduktan sonra para koparacak. Seçimlerde bazı siyasilerin uzattıkları ellerine kim sipaliyi koyacak. Biz gülü sevelim dedik dikenine katlandık. Ama bize ille kaktüsü de seveceksiniz diyorlar. ** Sayın Ali Kaşan KKTC’de yaşanan bazı olaylara tepki olarak gönderdiğiniz mesajınızda kapitalizmin acımasız yüzü budur işte dediniz. Sayın Kaşan söyledikleriniz çok doğru ancak ya bir kalbur samanı iki eşeğe pay edemeyen bazı siyasilerimize ve onların yarattığı bu acube durumun çirkin yüzüne ne demeli? Halkı bal arısı gibi gören ve ürettiği balı sonuna kadar almak isteyen bu çirkin yüz arının kuyruğunda iğnesinin olduğunu günü gelince görecek Ali Bey. [caption id="attachment_50339" align="alignleft" width="650"] Günün Fotoğrafı[/caption]