Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) martta yıllık resmi enflasyonu yüzde 61,14 olarak açıklamıştı. Rakam bağımsız araştırma kurumlarına göre yüzde 150’ye yakın.
Genel kabul görmüş ekonomi politikalarını uygulayan ülkelerde, yüksek enflasyon karşısında merkez bankası politika faizini artırarak karşılık veriyor. Bankaların uyguladığı faizi de artıran bu karar, tasarruf sahiplerini enflasyona karşı korurken, para talebini kısarak enflasyonist baskıyı yumuşatıyor.
Ancak Türkiye’de bunun tersi bir politika uygulanırken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ yaklaşımı nedeniyle rekor kıran enflasyona karşı düşük faiz ortamı sürdürülüyor.
Rekor kıran enflasyon oranlarının düşmesiyle ilgili Bakan Nebati ocak, nisan, mayıs gibi farklı tahminlerde bulunmuştu. Ancak artış devam ediyor.
Cumhuriyet’ten Jale Özgentürk’e konuşan CHP’li Öztrak, yukarıdaki tabloyla ilgili olarak ”Türk parasını pul ettiler. Zaten dünyadan yüksekte seyreden enflasyon iyice yukarılara gitti. Türkiye’deki enflasyonun üçte ikisi Saray mamulü” dedi.
Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM), ‘ucube’ olarak niteleyen Öztrak, şunları söyledi: ”Son derece tehlikeli bir uygulama. Kur korumalı mevduat. ‘Milletin cebinden para çıkmayacak’ dediler. Üç ayın sonunda çıkan para 11,7 milyar lira. Bu sadece Hazine’den çıkan para. Bir de vazgeçilen vergiler var. 10 milyar liradan vazgeçilmiş durumda.
‘Seçime kadar oyun alanı yaratacak garip işler yapılıyor’
‘Kuru sabitledik’ diyorlar. Bunun içinde Merkez Bankası’nın arka kapısından çok büyük miktarlarda döviz satıyorlar. Sermaye hesapları açıksa bu dibi delik bir kovaya su dökmek gibi. Boşalıp gidiyor. 128 milyar dolar da böyle gitti. Seçime kadar oyun alanı yaratacak garip işler yapılıyor. Mesela son çıkan karşılıklar kararnamesi ile Türkiye’de kimin döviz alacağına, kimin yatırım yapacağına, kimin kredi alamayacağına, Tayyip Erdoğan karar veriyor. Ama bunu bu şekilde götürecek durumunuz yok. Bir yerden patlayacak ve domino taşı gibi başlayacaktır devrilmeye.