Çiftçi halka eziyet çektiriyor !..

Taner ULUTAŞ

Değerli dostum Süleyman Ergüçlü Sosyal Medya’da paylaştığı her fotoğrafların altına ‘Eziyet’ diye yazar. Süleyman’ın eziyet dediği fotoğraflara baktığım zaman ah be Süleyman keşke  bu eziyeti masa başında beraber çeksek derim. Ama birkaç gündür çektiğimiz eziyet değerli dostumuz Süleyman’ın çektiği eziyete benzemiyor. Bu eziyet tam anlamı ile cehennem eziyeti. Bir defa eylem ve grev işçiye, çalışana verilen bir hak. Ama hak dediğimiz şeyde edebi ile uygulanır. Sen hak talep ederken, başkasının haklarına da saldırı yapmayacaksın. Çiftçi kardeşlerimiz arpa fiyatları ile diğer alacakları için eyleme başladı. Başbakanlık önünden başlayarak Başbakanlık ışıkları önüne kadar kamyon ve dozer ile kombay ektiler. Bu ekimin hasatı olurmu bilmem ama bu eylemin ‘Arpası’ bence fazla geldi. Başbakanlık önünden geçerek dün Elektrik Dairesine gitmek istedim. Başbakanlık yolu üzerinde bir kombay. Oradan geçip İçişleri Bakanlığı yanından Elektrik Dairesine gideyim dedim, çiftçilere ait koskoca kamyon yolu kapatmış. Geri döndüm ve Başbakanlık önünden Un fabrikası önünden Anayola çıkayım, Anayoldan Elektrik Dairesine gideyim dedim.  Ancak Anayolu boylu boyunca kapatan bir başka kamyon daha karşıma çıkmaz mı? Bu kadarına da pes yani dedim. Üstüne üstlük tren yolu gibi uzayıp giden araba konvoyunun içerisine düştükten sonra o pes sözcüğünün yerini bestesi küfürlü hicaz faslından güftesi de santurlu küfürlü nihavent makamında beste düzenlemeye başladım. Bu ülkede yağmur çok yağdığı zaman Çiftçi ekin çok ama yağmurdan çürüdü devlet katkısı isteriz der. Ertesi yıl kuraklık baş gösterir. Devlette memur. Belediyelerde işçi. Özel sektörde görevli ama ikinci iş olarak yaptığı Çiftçiliğin kendisine sağladığı ranttan faydalanmak için devletin kapısına dayanarak bu yıl yağmur yağmadı. Yıl kurak geldi. Hükümet kuraklık parası vermeli der. Ve eylem tehdidini de hemen savurur. Bakın gerçek çiftçilere sözüm olmaz. Aynen gerçek hayvancıya olmayacağı gibi.  Ama gerek çiftçiliği gerekse hayvancılığı ikinci iş olarak yapıp da bunu rant kapısı olarak görenlere bir çift lafım tabiî ki olacak. Doktorun hastaneden sonra gittiği özel kliniğine, öğretmenin okuldan sonra kapağı attığı dershanelere ses çıkartamayan pısırık hükümetlere bir değil iki çift lafım olacak. Ama büyük harflerle yapacağım en büyük lafım eylem yapan çiftçiye olacak. Bak arkadaş sen istifa eden ve gününü doldurmak için orada bekleyen hükümet yerine halka eziyet ve azap çektiriyorsun.  Hükümete mesaj vereceğim derken, yolu kapatarak ben eylem yapıyorum insanlar umurumda değil ne halleri varsa görsünler diyorsun. Diyorsun da bu sıcakta araba konvoyunda bidda gibi pişen halkın senin için bestelediği küfürlü hicaz faslındaki nağmeleri duyuyormusun?  Ünlü düşünürler Allah kimseye bir mesajla bitecek dandik ilişki yaşatmasın diyor. Bu nedenle sizde vermek istediğiniz mesaj ile halk ile olan ilişkinizin dandik bir ilişkiye dönüşmesine fırsat vermeyin. Eylem yol kapatmak ve halka eziyet çektirtmekle olmaz.  Ünlü bilim insanları dünyada hiçbirşey yoktan var olmaz. Var olan şeyde yok olmaz. Yalnız şekil değiştirir der. Bu hükümet yok olmadı. Yarın veya öbür gün hükümet şekil değiştirecek. Sizde hükümetin şekil değiştirmesini bekleseydiniz Kanuni’nin kadısı ‘ Ebusuud efendi’ inanın sizler için günah yazmazdı.