Çilek Kokulu, Muz Tadında Organik Üzüm Salkımı ..(1/2)

Ayşegül Garabli

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanımız Sn. Kemal Dürüst’ü, kibarlığından ödün vermeyen,  kelimeleri çok iyi kullanan ve kendisini çok iyi ifade edebilen birisi olarak tanıdım.

Yardım severliği, sorun çözme odaklı oluşu ve ifade yeteneğini en iyi şekilde kullanıyor olmasıyla, öğretmen olmanın tüm vasıflarını, bakanlığına yansıtan biridir.

Ancak nasıl olduysa, geçenlerde Türkiye’de katıldığı bir toplantıda yaptığı bir konuşmada kullandığı bir ifadeyi anlamakta güçlük çektim.

Bütününe baktığınız zaman kulağa çok hoş gelen sözcüklerin, aynı cümle içerisinde bir birine tezat düşmesinden dolayı, konuşmanın anlamını çözmekte zorlandım açıkçası.

Okudum.

Bir daha okudum.

Yanlış yazılmış olabilir diye haberi, başka başka sitelerden okudum ama olmadı.

Anlayamadım Sn. Bakanın,

“Dolayısıyla biz çözüm istiyoruz ama Rum yönetiminin duyguları tatmin oluncaya kadar, bir çözüm oluncaya kadar artık sabredecek gücümüz yoktur. Dolayısıyla kendi kendine yetebilen, dünyada daha saygın bir yaşam hakkını eline almış, özgür, egemen, özgün, özerk bir ciddi bir egemen yapıyla anavatanımızın vereceği destekle bağımsız bir çizgide yolumuza devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki bize sizden başka destek yoktur. Biz sizden başka bu dünya coğrafyasında sahip çıkacak olan hiçbir güç yoktur. Siz bize yetersiniz, Allah sizden razı olsun”  sözlerini.

Sn Bakan, “Kendi kendine yetebilen” diyor. Bu ifade yıllardır arzu ettiğimiz ve kulağa çok hoş gelen bir ifade.

Zira, kendi kendine yetebilme,  Özgüvenin olması ve kendini tanıyarak, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olmak. Kendine yardım eden değil, hayatın içinde bulunup sorunlarla başa çıkabilmek demektir.

Ancak, nüfus politikası olmayan, bütçesini nüfusuna göre ayarlamayan bir ülkenin Sn. bakanı, sözlerine  “bize sizden başka  bu dünya coğrafyasında sahip çıkacak olan hiçbir güç yoktur” diye devam ediyorsa,  “kendi kendine yetebilme” arzusunu nasıl gerçekleştirecek anlamadım.

Hatta “kendi kendine yetebilme” arzusunda mı yoksa, “sahip çıkılma” arzusunda mı, onu da anlamadım.

 Diğer yandan, “Dünyada daha saygın bir yaşam hakkını eline almış” ülke olmayı istiyor.

Bu isteğe de hiç kimsenin itirazı olamaz.

Ancak, “Çünkü biliyoruz ki bize sizden başka destek yoktur” diye bir cümle ile hem kendisine olan saygınlığını örseleyen hem de Türkiye dışındaki tüm dünyayı ötekileştiren bir cümle ile, dünyada saygınlık kazanmak mümkün mü?

Hem “devlet” olduğunuzu iddia edeceksiniz, hem de Türkiye’ye sığınarak tüm dünyayı öteleyeceksiniz, sonucunda da ötelediğiniz bu dünyada saygın olmayı bekleyeceksiniz (!)

Mümkün mü bu?

Rahmetli babam derdi ki, “Önünüzde ayağa kalkılsın istiyorsanız, kişiliğinizi oturtacaksınız evvela”

Yazı yarın devam edecek…….