ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaretiyle başlayan krizde tansiyon giderek yükseliyor. Ziyaretin ardından Çin ordusunun Tayvan çevresinde bugün başlattığı tatbikata G7’den gelen tepki, Pekin yönetimini kızdırdı.
Kamboçya’nın başkenti Phnom Penh’de gerçekleştirilen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısında bulunan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, bakanlık üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, G7 Dışişleri Bakanlarının Tayvan krizine ve Çin’in tatbikatına yönelik ortak açıklamasına tepki gösterdi. Bakan Wang Yi, G7’nin ABD’nin bölgedeki provokasyonunun görmezden geldiğini belirterek, “Çin’i egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için makul ve meşru adımlar olan bu tür önlemleri aldığı için haksız yere eleştiriyor. Böyle bir ayrıcalığı nereden aldılar? Onlara böyle bir yetkinliği kim verdi? Hak ihlal edeni korumak ve hakkını savunanları suçlamak, ne kadar anlaşılması güç bir durum” ifadelerini kullandı. G7’nin ortak açıklamasının Çin halkı arasında büyük öfkeye yol açtığını belirten Wang Yi, “Bugünün Çin’i artık 19. yüzyılın Çin’i değil. Tarih asla tekerrür etmeyecek” dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying ise Japonya’nın üye olduğu G7’nin açıklaması nedeniyle Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin, Japon mevkidaşı Yoshimasa Hayashi arasında ASEAN toplantısının oturum aralarında gerçekleştireceği görüşmeyi iptal ettiğini açıkladı.
Sözcü Hua, G7’deki diğer ülkelerin Tayvan konusunda ABD’nin izinden gidiyorsa bu durumun onların diplomasi ve politikalarında bağımsızlıklarının olmadığı anlamına geldiğini söyledi. Hua, “(Onlar) Çin’in ‘tek Çin’ politikası üzerinde vardığı mutabakata bağlı kalmalıdır. Çünkü bu, Çin’in kendileriyle ilişkilerinin en önemli temelidir” diye konuştu.
“ENDİŞE DUYUYORUZ”
Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere, ABD Dışişleri Bakanları ile Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Çin’in Tayvan Boğazı ve çevresinde gerçekleştirdiği tatbikatlarla ilgili yayımlanan ortak bildiride, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin son zamanlardaki tehdit edici eylemlerinden, özellikle atış tatbikatları ve gereksiz ekonomik tehditlerinden endişe duyuyoruz. Bir ziyaret, Tayvan Boğazı’ndaki askeri hareketliliğe gerekçe gösterilemez. Ülkelerimizde uluslararası seyahatler, milletvekilleri için normal ve rutindir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin artan müdahale riskleri, bölgedeki istikrarı bozarak gerginlikleri artırıyor” ifadeleri kullanılmıştı.
Bildiride ayrıca Çin’e doğrudan çağrıda bulunularak, “Çin Halk Cumhuriyeti’ni bölgedeki statükoyu tek taraflı olarak zorla değiştirmemeye ve boğazlar arası anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeye çağırıyoruz. G7 üyelerinin Tayvan’a ilişkin temel pozisyonlarında ve geçerli durumunda Çin politikasıyla ilgili herhangi bir değişiklik yoktur. Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı korumaya yönelik ortak ve sarsılmaz taahhüdümüzü yineliyoruz. Tüm tarafları sakin kalmaya, eylemlerini kısıtlamaya, şeffaflık içinde hareket etmeye ve yanlış anlaşılmaları önlemek için açık iletişim kanallarını korumaya davet ediyoruz” denilmişti.
KRİZ BÜYÜYOR
Pekin yönetimi, Tayvan’ın Çin'in bir parçası olduğunu savunurken, Tayvan ise “bağımsız bir ülke” olduğunu belirtiyor.
ABD, Asya-Pasifik bölgesindeki askeri ittifaklarını güçlendirmeye çalışırken, Pekin yönetimi ABD gemilerinin bölgedeki faaliyetlerini “Tayvan’a bağımsızlık konusunda destek sinyali” ve “provokasyon” olarak yorumluyor.