Bundan önceki yazımda, ülkede onca acil eksik varken, alınan makam arabalarına dikkat çekmek için, Hemodiyaliz servis araçlarının olmayışını örnek vermiştim.
Bu konuyla ilgili iki yönetici aradı beni.
Yönettikleri sağlık kurumuna bir şeyler katmak için, canla, başla uğraşan iki yönetici.
Zaten kendisini işine adayan bazı yöneticiler de olmasaydı, halimiz ne olurdu bilmem.
Neyse, bu iki yöneticiden birincisinden aldığım bilgiye göre, Güzelyurt’ta, küçük bir servis aracı varmış ve haftada iki ya da 3 gün Lefkoşa’ya gidip geliyormuş.
Sanırım bu durumu bilmeyenler var, o yüzden Güzelyurt civarındaki diyaliz hastalarının, taşıma sorunlarının çözümü için Cengiz Topel Hastanesine başvurabileceklerini duyurduktan sonra gelelim ikinci yöneticinin ilettiği bilgilere.
2016 yılının Haziran ayında, yani 2 ay önce, Hemodializ Derneğinin bağışladığı iki minibüsten biri Mağusa bölgesi hemodializ hastalarını , diğeri de Girne bölgesi hastalarını, Lefkoşa’ya götürüp getirmeye başlamış.
Diğer yandan, 2014 ve 2015 yıllarında sürekli TC yardım heyetiyle görüşme yapmışlar ve Yardım Heyetini, araç almaya ikna etmişler.
5 minibus ihalesi geçen ay sonuçlanmış ve ihaleyi kazanan firma, bu ay içinde teslimatı yapacakmış.
Benim de dikkat çekmek istediğim nokta da buydu zaten.
Okul müdürleri, okullarının tamirlerini, boya işlemlerini, rica minnet askeri birliklere yaptırırken.
Utana sıkıla, laf duya duya, çaydı yemekti düzenleyip bilet satarak okullarının eksiklerini tamamlamaya çalışırken.
Hastanelerin ihtiyaçları ya hasta yakınları tarafından kurulmuş dernekler tarafından asgariye indirilmeye çalışılırken,
Yöneticiler, TC Yardım heyeti peşinde koşturup, elde edilen yardım karşılığında, bu halk “besleme” diye rencide edilirken, o makam araçlarının alınması doğru muydu?
Türkiye’den Servis aracı dilenilirken, Sn bakanların 2 milyon TL harcayarak makam araçlarını değiştirmesini içime sindiremiyorum.
Bu durum resmen ,çocuklarını çalıştırıp, kazandıkları paraları ellerinden alan, aç bıraktığı çocukları, komşuları tarafından aşağılanarak doyurulan bir babanın, çocuklarının paralarını, içkiye, kumara yatırması gibi bir şey.
Kimse kusura bakmasın ama, böyle bir davranış onurlu olmadığı gibi, halkı bu duruma düşürmeye hakları da yok.
Bu gün TC Yardım heyeti Hemodiyaliz servis aracı alır, yarın da TC başbakanı, medya önünde başbakanımıza, maaşını sorar.
Vicdanen rahat olup olmadıklarını sormak lazım.
Ama sormaya gerek yok.
Rahat ki; açıklama yapabiliyorlar.
Neymiş efendim arabaların garanti süreleri dolmadan değişeceklermiş.,
Yani daha üst modele geçecekler.
İyi de kardeşim nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Birileri size babasının hayrına mı veriyor bu araçları?
Hem de ileride yenisi ile değiştirme garantisiyle.
Aradaki farkı kim ödeyecek?
Hadi diyelim bu sefer ödediniz ama ileride fark vermeden mi yenileyeceksiniz?
Kim bu işi niye yapacak?
Karşılığında ne kazanacak?
Öyle ya, siz bile halkınızı düşünmeyip, yapmanız gerekenleri yapmıyorsanız , kim size bu iyiliği neden yapsın?
Yoksa, vergilerimizle bakanlara lüks makam araçları aldığımız gibi, değişmeleri için de başka bedeller mi ödüyoruz ve ödeyeceğiz ???