Henüz 12 yaşındayken birisi çıkıp tüm hayallerinizi kirletip dağıtacak amasiz yaşadığınız yerin çöpü ile gündeme geleceksiniz.
Herkes yaşadığınız yerden çıkan çöpleri ve bu çöpler arasında nasıl yaşadığınızı konuşacak, yaşadığınız yerin sağlığınızda yaratacağı olumsuzluklardan söz edecek.
Ama ruhunuzda açılan yaralar söz konusu dahi olmayacak.
İşte bu, toplumun böyle bir durumu yarattığının kanıtıdır.
Oysa daha oyun oynama çağındayken 12 yaşındaki bir çocuğu anne yapan zihniyetin ve bu zihniyete duyarsız kalıp normalleştirenler sorgulanmalıydı.
Bakın Girne’de 5aylık hamile ve 2 yaşında bir çocuk annesi olan 15 yaşındaki çocuğun bir çöp evde bulunmasının üzerinden tam 10 günü geçti.
Belki de daha fazla.
Ancak ilk gün bazı haber sitelerine ve gazetelere konu oldu, o kadar.
O da sadece çöpler içerisinde sağlıksız bir şekilde yaşadığı il ilgiliydi.
Nasıl olurdu da bir anne (!) çocuklarıyla birlikte çöpler içerisinde yaşardı.
Sosyal hizmetler dairesi neden bu anneye sahip çıkmamıştı?
Tek bir gün bunlar konuşuldu ve bitti.
Sanki bu çocuğun bu yaşta anne olması normalmiş gibi, bu suçu kimin işlediği önemsenmedi bile.
Kim bu çocuğu anne yapmıştı?
Kim hayallerini çalmıştı?
Bu yapılan hem bir suç hem de bir şerefsizlik değil miydi?
Bu suç konuşulmayıp, yapanlar cezalandırılmadığı müddetçe bu tür vakalar normal görülüp artmayacak mı?
Nihayetinde küçücük bir çocuk.
Belki kandırıldı, belki de ufacık aklıyla aşık olduğunu sandı.
Kullanılacağını ve toplumun da erkeğin yaptığına ses çıkarmayıp meşru göreceğini nerden bilebilirdi ki!!
Kim bilir belki de ya sığınacak bir yeri yoktu ya da ailesi şiddet uyguluyordu da kaçış sandı.
Belki de ailesi zorla teslim etti o kişiliksiz insanın ellerine.
Bu çocuğun bu şekilde çaresizlik içinde yaşıyor olmasının bir nedeni vardır elbet.
Yoksa hangi çocuk böylesi bir yaşamı hayal eder ki.
Neden her ne olursa olsun bu bir suç!!!
Bırakın vicdanların böyle bir şeyi kabul etmesini, yasalar nasıl kabul dip sessiz kalır?
Bir çocuktan faydalanmaya kalkıp istismar edenler suçlu değil midir?
Devletin bu çocuğa sahip çıkıp, polisin bu suçluyu bulup cezalandırması gerekmiyor mu?
Bırakın sadece bulup cezalandırmayı, kamuoyu ile paylaşarak, kamuoyunu bu konuda bilgilendirmesi gerekir.
Bu kişi bulunup,en ağır şekilde cezalandırıp paylaşmalı ki, bir daha kimse böyle bir ahlaksızlığa cesaret edemesin.
Ya biz?
Biz toplum olarak ne kadar tepki koyduk bu duruma?
Yetkililer üzerinde bu konu hakkında baskı kurmuyorsak, tepki koyup takibini yapmıyorsak, sonucu hakkında konuşmaya hakkımız var mı ?
Böyle çirkinliklerin, insan dışı davranışların yaşanmasındaki sebeplerin birisi de sessiz onayımız değil midir?
Bir karikatürdeki çizgilere sahip çıkıp kahramanlık yapmak mı “halkın onuruna” sahip çıkmak?
Bu ve bunun gibi çocuklara sahip çıkılmayıp, çocuklarımızın istismarına ve gerek cinsel yönden gerekse de uyuşturucu yönünden kullanılmasına duyarsız, kalmak onurumuzu zedelemiyor mu?
Asıl kahramanlık, millet, bayrak üzerinden siyaset yapıp sokaklara dökülmek mi(!) , yoksa,
“Bizim hem cinslerimizden bir veya bir kaçı, hayvansı iç güdülerle bu çocuğun hayallerini çalmış” diye bilme cesaretini göstermek mi?
Ahlak ve namus kavramlarını dillerinden düşünmeyen erkeklerin (!) zihniyetlerini bir kez daha gözden geçirmesi gerekmiyor mu?
Namus denilen şey ne?
Bir erkeğin kendine ait hissettiği kadının iki bacak arası mı sadece?
Eğer, tecavüzlere sessiz kalınmasaydı,
Erkeklerin kadın üzerindeki üstünlüğü kabul görmeseydi
Ve tabi ki şiddet ve toplumun kadına yüklediği ar duygusu olmasaydı bu gün 15 yaşındaki bir çocuk bunları yaşar mıydı?
Anneliğin ne olduğunu bilmeden iki çocuk annesi olarak kocaman sorumluluk o minicik omuzlarına yüklenir miydi?
Madem sessiz onayımızla bu kocaman yükü minicik bir omuza yükledik, o zaman ne bekliyorduk?
Kırılıp ortaya saçılmış hayallerini toplayabilir miydi ki etrafını toplayabilsin.
Yüreğine yüklenen acıyı, omuzuna yüklenen yükü kaldırabilir miydi ki evin yükünü çeksin