Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Nuri Erişgin” dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Erişgin, açıklamasında 20 Kasım’ın, dünyanın çocuklara özen göstermeye ant içtiği gün olduğunu ve çocuğun yüksek yararının her zaman öncelikli değer ölçüsü olduğunu vurguladı.
20 Kasım 1989’da BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS) kabul edildi
Erişgin, çocuk haklarının gelişim sürecine ilişkin olarak “Savaş ve benzeri çatışmalar, önce çocukları etkiler. Bunlar ölüm, yoksulluk, yurtsuzluk, hastalık, açlık, cehalet, emek sömürüsü, cinsel istismar sebebidir. Bunu 20’nci yüzyılın başlarında isabetle tespit eden yetişkinler dünyası, 1923’de Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi yayınladılar. Bu Bildirge, artık savaşın ‘kötü’, sonuçlarının ‘vahim’, hissettirdiği acının ‘dayanılmaz’ olduğunu anlayan dünyanın ‘çocuklara özen gösterilmesi için yakarışı’ idi. Ne var ki, kısa bir süre sonra patlak veren II. Dünya Savaşı adı verilen büyük yıkıcı olay, yine önce çocukları vurmuştu. Bu savaşın yarattığı enkaz kaldırılırken, 20 Kasım 1959’da Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi, daha sonra da, 20 Kasım 1989’da BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS)”nin kabul edildiğini” belirtti.
Erişgin “Dünya milletlerinin neredeyse tamamının üzerinde uzlaştığı Sözleşme’nin, çocuklara tanıdığı hakları şöyle sıraladı;
- Sağlıklı yaşama hakkı
- Ayrımcı muamelelere muhatap edilmemeyi isteme hakkı (ayrımcılık yasağı)
- Suç mağduru ya da suça sürüklenmiş olma hallerinde durumuna uygun bir yargılama sürecinin oluşturulmasını isteme (özel ve adil yargılanma) hakkı
- Kimliğini bilme ve kimliğinin korunmasını isteme (kimlik) hakkı
- Yoksulluk ve yoksunluklardan uzak bir yaşama alanı oluşturulması ve bu alanın korunmasını isteme (refah) hakkı
- Toplumsal, ekonomik, kültürel ortak yaşama alanlarına bir başına ya da birlik kurarak katılım (kişisel gelişim ve örgütlenme) hakkı
- Kendisini ilgilendiren kararlar alınırken görüşünün alınmasını ve hepsinden önemlisi ilgili olduğu her durumda ‘çocuğun yüksek yararı’nın gözetilmesini isteme hakkı
Erişgin “çocukluk sadece geçmişteki yaşanmışlık değil, gelecektir, geleceğimize sahip çıkmalı, çocuklarımıza bir değer olduklarını hissettirmeli, savaşmayı değil, barış içerisinde yaşamayı öğretmeli, onlara özen göstermeli, bağlılık duyabilecekleri değerler vermeli, kişiliklerine saygı göstermeli ve onlara, kimliklerini oluştururken güven ve destek bulabilecekleri ortamları hazırlamalı ve hazır tutmalıyız.” diyerek açıklamalarına son verdi.