Çocuklarda sık görülen, orta kulakta sıvı birikimi, işitme azlığına neden olabilir
Çocuğunuz televizyonun sesini çok açıyor, yakından seyrediyor veya seslendiğinizde birkaç defa tekrarlatıyorsa ağrısız orta kulak iltihabı geçiriyor olabilir. Özellikle sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren, burun tıkanıklığı şikayetleri olan, uyku sırasında ağzı açık uyuyan veya horlayan bir çocuğunuz varsa orta kulakta sıvı toplanmış olma olasılığı yüksektir. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Uzmanı Op. Dr. Remzi Tınazlı, okul öncesi çocukluk çağında orta kulak sıvı toplanmasını, nedenlerini, erken dönemde farkedilmesinin tedavideki önemini ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.
Çocuklarda sık görülen bir hastalık
Orta kulak boşluğu normalde hava ile doludur ve bu havanın basıncı dış ortamdaki hava basıncı ile eşit olmalıdır. Burnumuzun arkasında genzimizle orta kulak arasında havalanma görevi yapan östaki borusu sayesinde orta kulaktaki hava basıncı ile dış ortamdaki hava basıncı eşitlenir. Bu boru normalde kapalıdır. Yutkunma sırasında ve çenemizi açıp kapatma hareketleri sırasında östaki borusu açılır ve basınç eşitlenir.
Uçakta veya dağlarda ani irtifa farkları yaşarken kulağımızda hissettiğimiz basınç hissi, ani değişimleri bu sistemin çalışmasına fırsat kalmadan dış ortam basıncı ile orta kulak basıncının eşitlenememesine bağlı gelişir. Nezle olduğumuzda da kulağımız ayni mekanizma ile tıkanabilir. Özellikle okul öncesi çocukluk çağında orta kulakta sıvı toplanması, tıptaki ismi ile seröz otit oldukça sık görülen bir hastalıktır.
Çocuklarda geniz eti büyüklüğü ve östaki borusunun yetişkinlere göre daha kısa ve düz oluşu, allerjik yapı ve sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri gibi nedenler sayılabilir. Hastalığın erken evrelerinde çocukta hafif bir işitme kaybı başlar. Burun tıkanıklığı belirtileri, ağız açık uyuma, televizyonun sesini çok açma veya televizyonu yakından izleme, derslerde öğretmenin söylediklerini duyamama, sürekli burun akıntısı gibi yakınmalar olur. Aileler bu yakınmaları her zaman fark edemeyebilirler. Çoğu zaman çocuğun az işittiği, okuldaki öğretmenleri tarafından fark edilir.
Erken dönemde tedavi ile düzeltilebilir
Orta kulakta sıvı birikmesi, erken dönemde fark edilebilirse, nedene yönelik tedavi ile düzeltilebilen bir durumdur. 2-3 haftalık ilaç tedavileriyle sıklıkla sorun ortadan kaldırılabilir. Ancak östaki borusunun tıkanmasına neden olan geniz eti büyüklüğü durumlarında ve ilaç tedavisinin etki etmediği durumlarda, cerrahi tedavi gereklidir ve sonuç son derece yüz güldürücüdür. Tedavi edilmeyen gecikilmiş durumlarda geçirilen sık orta kulak enfeksiyonlarına bağlı ve kulak zarındaki negatif basınç ile zarda çökme nedeniyle kalıcı işitme bozuklukları ortaya çıkabilir.
İşitme azlığından şüphe duyduğunuzda mutlaka bir uzmana başvurun
Orta kulakta sıvı birikmesi durumlarında kulak ağrısı, ateş, kulak akıntısı gibi yakınmalar yoktur. Çocuğun derslerdeki başarısının düşmesi, huzursuzluk, arkadaşları ile ilişkilerinin bozulması, denge bozukluğu gibi yakınmalar kimi zaman ana yakınmalar olarak karşımıza çıkabilmektedir. Tüm bunlar orta kulaktaki basınç ile dış ortamdaki basınç arasındaki farka bağlı olarak oluşan işitme azlığına bağlıdır. Bu nedenle anne ve babaların işitme azlığı olduğundan şüphe duydukları çocukları mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına götürmeleri gereklidir.
Tedavi yöntemi
Kulak Burun Boğaz uzmanı, hastalığa neyin neden olduğunu araştıracak ve nedene yönelik tedavi uygulayacaktır. Bu çocuklarda alerjik zeminde burun akıntısı ve geniz eti büyümesi oldukça sık karşılaşılan durumlar olduğundan alerji yönünden de değerlendirilmeleri gerekir. Orta kulakta sıvı toplanması nedeniyle kulak zarına yerleştirilen havalanma tüpü ameliyatları sık yapılan ve işitmeyi düzelten bir operasyondur. Yerleştirilen tüp 6 ay gibi bir süre sonunda sıklıkla kendiliğinden çıkmakta, ikinci bir müdahaleye gerek kalmamaktadır. İleride kalıcı bir işitme bozukluğuna yol açmamak, çocuklarımızı yaşıtlarından geri bırakmamak, okulda başarısız olmalarını engellemek için, işitme konusunda uyanık olunmalı ve geç kalmadan doktora başvurulmalıdır.