Dün bir tv. kanalından dinlediğim, görüntülerini izlediğim, aklımın almakta zorlandığı bir haber, etkisini gece boyunca da sürdürdü. Düşüncemden, beynimden kovmaya ne kadar çalıştıysam başaramadım. İzlerken kanımı donduran bu haber, içimde kalan tek tük aydınlıkları da karartmaya yetti. Yeni başlayan gün bile gecenin karanlığını gidermeye ne yazık ki muktedir olamadı.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz? Her şeyi ile en güzel şekilde donatılmış, tüm olanaklarıyla insanoğluna sunulmuş bu gezegen daha ne kadar kirletilecek, ne kadar dengesi bozulup yörüngesinden saptırılacak? Hem de kendini dünyadaki canlıların en değerlisi sanan insan tarafından…
Eminim merak ediyorsunuz bu haber neydi diye... Belki siz de o programı izlemiş, o haberi duymuş ve muhakkak çok etkilenmişsinizdir ama ben yine de anlatmak istiyorum. Paylaşırsam belki içime kaya gibi oturmuş acıyı ve isyanı biraz olsun hafifletirim.
O kadar insanlık dışı bir olayı anlatmak pek de kolay değil aslında ama yazarken elim ayağım sinirden titrese de yazmalıyım.
Karakterini bilmediğimiz, kendini gizlemeyi beceren hasta ruhlu insanların başımıza getirebileceği felâketleri önleyebilmek için bir uyarı olur amacıyla bunu gerekli görüyorum. Yıllarca öğretmenlik yapmış biri olarak, okul çağında hatta henüz okula başlamamış çocukları ve onların velilerini bilgilendirmek gayesiyle bugün yine öğretmenlik vasfımı kullanmaya kendimi mecbur hissediyorum.
*****
Yaşlı, saf görünüşlü bir adamın -bir hilkat garibinin desem daha doğru olur sanırım- üç buçuk yaşında bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunması, sonra onu boğarak öldürdükten sonra çöp bidonuna atması, daha sonra da cesedin bulunmasından korkarak oradan alıp bir torba içinde şehir dışında bir araziye gömmesiyle ilgili bir haberden bahsediyorum. Bundan daha vahim, daha çirkin, daha ahlaksız, daha vicdansız bir şey olabilir mi? İnsan demeye bin şahit isteyen bu sefil yaratık henüz bebek sayılan, daha hayatı tanımaya fırsat bulamamış bu çocuğun yaşam hakkını ahlaksız hevesleri uğruna elinden almıştır. Yazarken bile tüylerimi diken diken eden bu olay o çocuğun yakınlarını ne hale getirmiştir diye düşünmek bile istemiyorum. Hem de çocuklarına bu vicdansızlığı yapanın komşuları olduğunu bile bile…
Adam günlerce saf, günahsız rolü oynayacak kadar akıllı aslında. Günlerce yapılan sorgulamalarda nerdeyse masum olduğuna inandıracak kadar kendini saklayabilen biri. Komşuları bile onun bir çocuğa zarar verecek biri olmadığını hatta onları çok sevdiğini, dar gelirine rağmen çocuklara oyuncaklar aldığını, şekerler verdiğini söyleyerek lehine tanıklık bile yapıyorlar. Ama hangi yalan sonsuza dek sürdürülebilir ki? Neticede kendini ele veriyor ve tüyler ürperten olayı adım adım anlatıyor. Hasta olduğunu söylüyor. Evet hasta.. O bir ruh hastası… O bir PEDOFİL… Halk diliyle SÜBYANCI…
*****
Son zamanlarda çocuk istismarı çok sık yaşanır oldu. Bunun fiziksel, duygusal ve cinsel istismar diye birçok boyutu vardır.. Bunların en zor anlaşılanı cinsel istismardır. Bunun nedeni, tecavüze maruz kalanın, bunu çeşitli nedenlerden dolayı gizli tutması veya istismara uğradığını anlayacak yaşta olmamasından kaynaklanıyor.
Pedofilik kişilik yapısının ne olduğunu en iyisi uzmanlardan öğrenelim.
*Pedofilik bireylerin aile içinde ve dışında sosyal ilişkileri kısıtlıdır. Daha çok içe kapanık, eşi ya da ailesiyle sıcak ilişki kuramayan psikopatik, psi-koseksüel ve sosyal açıdan olgunlaşmamış kişilik özelliklerine sahip oldukları uzun yıllardır belirtilmektedir. Pedofilik bireylerin eylemlerini yaptıkları ortalama yaşlarının 40-70 yaş arası olduğu gösterilmiştir. Pedofili olgularının eylemlerinde genellikle zor kullanmadığı, aksine önce masum dokunma sonra uygunsuz dokunma, açık resimler gösterme, porno izletme gibi birçok fizik manipülasyon uyguladıkları gösterilmiştir. Bu bireyler için internet ortamından bilgi edinme, mağduru belirleme ve ilişki kurma, fantezi geliştirme, diğer sapkınlığı olan kişilerle bağlantı kurma gibi birçok istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir araç olmaya başlamıştır. Bu konuda aileler çok dikkatli olmalıdır.
Diğer istismar çeşitleriyle karşılaştırıldığında en ağır yaralar cinsel istismara bağlı gelişir. Çocuk bu travmayı ömür boyu unutamaz. Yapılan araştırmalar özellikle erkek çocukların ilerde istismarcı olma risk taşıdığını belirtmektedir. Çünkü istismarcıların birçoğu ergenlik öncesi dönemde istismar edilmiştir. İstismara uğrayan çocukları bekleyen diğer risk ise alkol ve madde bağımlılığıdır. Bunun yanı sıra yetişkinlikte çeşitli cinsel işlev problemleri yaşama riskleri vardır. Çocuklar travmaya çok çeşitli tepkiler verebilir. Kısa vadede veya uzun vadede travmanın etkileri farklı şekilde ortaya çıkabilir. Depresyon, uyku bozuklukları, kabus görme, ağlama krizleri, iştahın kesilmesi veya artması, altına kaçırma gibi farklı davranışlar ortaya çıkabilir. Aileler, çocuklarının davranışlarında bir değişiklik hissederse, çocuklarını dikkatli şekilde gözlemeleri, gün içine kimlerle vakit geçirdiklerini öğrenmeleri ve takip etmeleri gerekiyor. Eğer bu belirtiler daha da artarsa mutlaka uzmandan, pedagogdan profesyonel bir destek almaları gerekiyor.
Bu yüzden çocuklarınızın kimlerle vakit geçirdiğini takip edin. Çevrenize yeni taşınan bir komşu varsa ve çocuğunuzla çok ilgiliyse, o komşu hakkında biraz bilgi toplayın. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla iletişim içinde olun ve son zamanlarda garip davranışları var mı arkadaşlarından öğrenin. Çocuğunuzun yakınındaki kişilere karşı dikkatli olun. Çocuğunuzla iletişim içinde olun. Onunla iletişiminiz bozuksa profesyonel destekle iletişiminizi geliştirin. Çocuklarınızın davranışlarını gözlemleyin. Bir şeyden şüphe ederseniz doğru şekilde konuşmaya çalışın. (Alıntı)