Katıldığı programda cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini değerlendiren Özersay, “Çok ciddi yükselişteyiz. Sonucu belirleyecek olan henüz karar vermemiş olan kesimdir. Bu açıdan baktığımda benim hissiyatım son derece olumludur” şeklinde konuştu.
“Vatandaş talimat yerine getirmez, kendi kararını verecek”
Cumhurbaşkanlığı seçimini hükümetle ilişkili görmenin doğru olmadığını belirten Özersay, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu hükümet meselesi değildir, partiler üstü bir meseledir. Bizi uluslararası alanda en iyi kimin temsil edeceğini, hak ve menfaatlerimizi kimin savunacağını düşünüp buna göre karar vermemiz gereken bir seçimdir. Anlamamız gereken, size biri oy verdiği zaman, o oy sizin cebinize girmez. Kimse güdülenme psikolojisiyle hareket etmez. Ülkemizde seçmenin tavrı bu şekilde değildir. 2015’te birinci tur bitti ve bir basın açıklaması yaptım ve dedim ki; ‘Vatandaşın oyu benim cebimde değil ki gidip başkasına vereyim.’ Bütün vatandaşlar kendi kararını yine kendine göre verecek. Birisinin talimatını yerine getirmeyecek.”
“Cumhurbaşkanının artık Kıbrıs meselesi ve müzakere dışında yeni görevleri var”
Geçmiş yıllardaki cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi belirleyici konuların sadece Kıbrıs meselesi ve müzakereler olmadığını belirten Özersay, artık çok fazla uluslararası mesele olduğunu ve cumhurbaşkanının artık yeni görevleri olduğunu anlattı. Cumhurbaşkanının bu konulara ilişkin bir pozisyon ve vizyon ortaya koyması, altını doldurabilmesi, diplomasi araçlarıyla bunları nasıl hayata geçireceğini çıkıp vatandaşa izah etmesi gerektiğine işaret eden Özersay; “Sadece Kıbrıs müzakeresini çok iyi şekilde yürütürüm demiyorum, Kıbrıs meselesiyle ilgili olarak klasik ezberin dışında bir vizyon ortaya koydum. Paylaşmaya dayalı federal ortaklık değil, iş birliğine dayalı bir ortaklığı denemek gerekir diyerek bir vizyon ortaya koydum. Bunu yapabilmek için doğal gaz konusundan oturup müzakere edilmesini gerektiğini, Kıbrıslı Rumları bu noktaya zorlayabileceğimi iddia ettim. Argümanlarıyla hangi diplomatik araçları kullanacağımı da söyledim. Sadece devletlerle değil, uluslararası örgütlerle, uluslararası petrol ve doğal gaz şirketleriyle görüşerek uluslararası alanda da pişirebileceğimizi, farklı devletlerin inisiyatif almasıyla ve Türkiye’yle de tam bir iş birliği içinde doğal gazı Kıbrıslı Rumlarla müzakere eder noktaya gelebileceğimizi anlattım. Bunu da en iyi şekilde yapabileceğim iddiasındayım. Çünkü dünyanın başka yerlerinde doğal gaz müzakeresi nasıl yapılıyor inceledim, uluslararası hukuk ve deniz hukuku açısından da hangi araçlarla Rum tarafını buna zorlayabileceğimi net bir biçimde görüyorum” ifadesini kullandı.
“Farklı uluslararası güçlerle aşık atabilmek için önce bu durumu doğru okumak gerekir”
Doğu Akdeniz bölgesinde savunma ve güvenlik konularında çok önemli gelişmeler yaşandığını söyleyen Özersay, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu bölgede büyük güçler cirit atıyor. Bunlarla kim aşık atacak? Farklı uluslararası güçlerle aşık atabilmek için önce bu durumu doğru okumak gerekir. Kıbrıs adasının ve KKTC’nin etrafında eskiden var olan 6. Filonun dışında hareket halinde savaş gemileri, savaş uçakları, aynı zamanda deniz üssü girişimleri, kullanım hakları ve askeri iş birliği anlaşmaları var. Bunları önce baktığı zaman doğru okuyabilecek olan, doğru okuduğu zaman da hangi aktöre karşı Türkiye Cumhuriyeti’yle tam bir dayanışma halinde nasıl dengeyi sağlayacağını, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi almamızı sağlayacak oyunu nasıl kuracağını bilen bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var. Kıbrıs Türkü’nün oyun kurucu olması gerekir.”