07 Kasım 2016’da İsviçre’de başlayacak olan üçlü görüşme Kıbrıs’ta çözüm konusunda bu güne kadar atılacak en ciddi adım özelliğini taşımaktadır.
Bu güne kadar Liderler arasında yapılan görüşmelere ilk kez iki Lider de olumlu mesaj vererek gideceklerdir.
New York zirvesi bu kadar olumlu bir hava içinde başlamamış ve görüşme sonrasında iki Lige ve BM Genel Sekreterinin açıklamalarını ‘’Tutumayana’’olarak nitelemiştim.
Belli ki Bu ‘’Tutumayana’’sürecini hem Liderler hem de olaya müdahil olması beklenen taraflar ciddi bir hazırlık süresi olarak kullanmışlardır.
Mustafa Akıncı’nın baştan itibaren taşıdığı çözüm vizyonundaki kararlılığı sürmektedir.
Akıncı’nın bu kararlığına en büyük desteği BM Genel sekreteri ile Türkiye’nin da verdiği apaçık ortadadır.Her ne kadar özellikle KKTC’deki çözüm karşıtı gruplar bunu görmemezlikten gelerek toplumu çözümsüzlük yönünde manipüle etmeye büyük gayret sarf etseler da bunda kesinlikle başarılı olmadıkları ortadır.Ne olmayan haritaları,ne olmayan kabullenmeleri açıklasalar da halk bunlara itibar etmemektedir.
Güney’de durum Kuzeydekinden pek de farklı değildir hatta onlardaki Ulusal Konsey zaman zaman genel bir kanı olarak çözümsüzlük yanlılarına büyük destek atacak söylemlerle halkını manipüle etmektedirler. New York’da BM sekreteri ile yapılan görüşmelerde beklenen sonucun alınamaması da bu baskılardan olması muhtemeldir.Ancak İsviçre öncesi bu baskıdan Rum Lider Anastasiyadis’in arındığı intibası vardır.Nitekim Yaptığı açıklama bunu göstermektedir.
‘’Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de “Economist” kongresinde yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümünün Kıbrıs ekonomisi için önemine vurgu yaptı.
Habere göre Anastasiadis, “Kıbrıs sorununun çözümünün ülkenin önümüzdeki on yıllardaki en büyük ekonomik adımı veya en önemli reformu olacağını” iddia etti.
“Çözümün Kıbrıs’ı istikrar merkezi haline getireceğini ve AB-Türkiye ilişkilerini güçlendireceğini” ifade eden Anastasiadis, İsviçre’de yapılacak yoğunlaştırılmış müzakerelerde “diğer askıda bekleyen sorunların çapraz görüşülmesi göz ardı edilmeden, toprak konusuna yoğunlaşılacağını” vurguladı.
Anastasadis, herkesin İsviçre’ye, sadece mevcut fikir ayrılıklarının ortadan kalkmasını değil, Kıbrıs sorununun çözümünde son aşamaya gelinmesini sağlayacak toprak konusunda ilerleme kaydedilmesine olanak verecek kararlılık ve iyi niyetle gelmesi dileğinde bulundu.
Anastasiadis ayrıca, Kıbrıs’ın küçük bir ülke olduğu ve bölünmüş kalma lüksüne sahip olmadığını da belirtti.’’
Çok önemli bir başka toplantı ise Bürüksel’de gerçekleşecek.Eurogroup toplantısı IMF ve Dünya Bankasının bu güne kadar incelenmelerinin sonuçlarının da ele alınacağı Çözümün muhtemel finansmanı ele alacaktır.
Görüleceği gibi soruna müdahil olması beklenen tüm taraflar İsviçre’de başlayacak görüşme sürecinde ciddi toplantılar yaparak sonuçları ile çözüme katkı koymaya gayret sarfedeceklerdir.
Bütün bu görüşmeler her ne kadar çözüme katkı koyma yönünde olacaksa da her iki tarafın çözümsüzlük yanlıları sürece zarar vermek için tüm silahlarını kullanacaklardır.
Umarım ortaya her iki Liderin da kabulleneceği bir plan çıkar ve artık gerçek veriler üzerinden tartışırız ve umarım Annan planında olduğu gibi bir evet bir hayır çıkmaz ve iki taraf da EVET diyerek adada çözüm sağlanmış olur.