COP27 İklim Zirvesi başladı: Son 8 yıl en sıcak yıllar olarak kayıtlara geçebilir

Birleşmiş Milletler'in (BM) yıllık iklim değişikliği zirvesi, ev sahibi Mısır'ın ülkelere "taahhüt çağından uygulama çağına" geçme çağrısı yapmasıyla başladı.

COP27 açılırken BM, "iklim kaosu kronolojisi" olarak tanımladığı yeni bir rapor yayımladı.

2022 Küresel İklimin Durumu araştırmasında küresel iklim krizine ilişkin dramatik değişiklikler özetleniyor.

Rapora göre, deniz seviyesi 1993'ten bu yana iki katına çıktı ve bu yıl yeni bir rekor seviyeye yükseldi, Avrupa Alpleri'nde de benzeri görülmemiş buzul erimesi belirtileri izleniyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) raporuna göre, küresel sıcaklığın bu yıl 1850-1900 yılları arasındaki "sanayi öncesi döneme" kıyasla yaklaşık 1,15 derece artması bekleniyor ve son 8 yıl dünyadaki en sıcak yıllar olarak kayıtlara geçebilir.

COP27’de raporu sunan WMO Başkanı Petter Taalas, "Atmosferde o kadar yüksek karbondioksit seviyesi var ki, Paris Anlaşması'nın (küresel sıcaklık artışını) 1,5 derece ile sınırlama hedefine zar zor erişilebiliyor. Birçok buzul için artık çok geç ve erime binlerce olmasa da yüzlerce yıl devam edecek. Bunun da su güvenliğine önemli etkileri olacak” dedi.

Raporun tamamı 2023’ün bahar aylarında yayımlanacak.

Zirvenin açılışında COP27 Başkanı Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ülkelere taahhütlerini uygulamaya koyma çağrısı yaptı.

Şükri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası ortaya çıkan gıda ve enerji krizinin ülkeleri taahhütlerini yerine getirmekten alıkoymaması gerektiğini de söyledi.

120'den fazla dünya lideri Şarm El-Şeyh'te COP27 olarak bilinen konferansta konuşma yapacak.

Konferansa yaklaşık 40.000 kişi katılıyor. Bazı aktivistlerse, Mısır'ın insan hakları siciliyle ilgili endişeler nedeniyle konferansa katılmayı reddetti.

BM iklim zirveleri nedir?

BM iklim zirveleri, küresel sıcaklık artışını sınırlamak için dünya liderlerini her yıl bir araya getiren bir konferans.

Bu zirvelere Conference of the Parties (COP), yani Taraflar Konferansı ismi veriliyor.

Zirvelere 1992 yılında ilk BM iklim anlaşmasına imza atan ülkeler katılıyor.

Bu zirvelerin 27'incisi olan COP27, 6-18 Kasım tarihleri ​​arasında Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde gerçekleşecek.

 

COP zirveleri neden önemli?

Dünya, insanlar tarafından üretilen, çoğunlukla petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan emisyonlar nedeniyle ısınıyor.

BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ne (IPCC) göre küresel sıcaklıklar şimdiye kadar 1,1 santigrat derece arttı ve 1,5 dereceye doğru ilerliyor.

IPCC, sıcaklıkların 1850 seviyesinin 1,7 ila 1,8 derece üzerine çıkması durumunda dünya nüfusunun yarısının yaşamı tehdit eden ısı ve neme maruz kalabileceğini öngörüyor.

Bunu önlemek için 194 ülke, küresel sıcaklık artışlarını 1,5 derece ile sınırlamak için "çabaları sürdürmeye" söz vererek 2015 yılında Paris Anlaşması'nı imzaladı.

COP27'ye kimler katılacak?

COP27'ye 200'den fazla ülkenin hükümetleri davet edildi.

Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi büyük ekonomik güce sahip bazı ülkelerin liderlerinin katılması beklenmiyor.

Bu ülkelerden başka delegelerin katılması öngörülüyor.

Zirveye ev sahipliği yapacak olan Mısır, ülkeleri farklılıklarını bir kenara bırakmaya ve "liderlik göstermeye" çağırıyor.

Çevre kuruluşlarının, düşünce kuruluşlarının, şirketlerin ve inanç gruplarının da zirveye katılması bekleniyor.

 

COP27 neden Mısır'da yapılıyor?

COP zirvesi bu yıl beşinci defa Afrika'da yapılacak.

Mısır hükümeti, zirve ile iklim değişikliğinin kıta üzerindeki ciddi etkilerine dikkat çekmeyi umuyor.

IPCC, Afrika'nın dünyanın iklim krizinin etkilerine karşı en savunmasız bölgelerinden biri olduğunu söylüyor.

Şu anda, Afrika'nın doğusunda kuraklık nedeniyle 17 milyon insanın gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor.

Ancak Mısır'ın seçilmesi tartışmalara da neden oldu.

Bazı insan hakları ve iklim kampanyacıları, Mısır hükümetinin insan hakları sicilini eleştirdikleri için katılımlarının engellendiğini söylüyor.

 

COP27'de neler gündemde olacak?

Toplantı öncesinde, katılacak olan ülkelerden güncellenmiş, iddialı ulusal katkı beyanı sunmaları istendi.

Bunu şimdiye kadar sadece 25 ülke yaptı.

Türkiye bu ülkelerden biri değil.

COP27 üç farklı konuya odaklanacak:

  • Emisyonları azaltmak
  • Ülkelerin iklim değişikliğine hazırlanmasına ve mücadele etmesine destek olmak
  • Bu faaliyetler için gelişmekte olan ülkelere teknik destek ve finansman sağlamak

 

COP26'da sonuca ulaşamayan bazı konular ise yeniden gündeme getirilecek:

  • Kayıp ve hasar finansmanı
  • Küresel bir karbon piyasasının kurulması - emisyonların ürün ve hizmetlere olan etkilerini küresel olarak fiyatlandırmak
  • Kömür kullanımını azaltmaya yönelik taahhütleri güçlendirmek

Ayrıca cinsiyet eşitliği, tarım ve biyoçeşitlilik gibi konularda odaklanmış görüşmeler ve duyurular için temalı günler de olacak.

Hangi konular sorun yaratabilir?

Finans, iklim görüşmelerinde uzun süredir tartışılan bir konu.

2009'da gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere emisyonları azaltmalarına ve iklim değişikliğine hazırlanmalarına yardımcı olmak için 2020 yılına kadar yılda 100 milyar dolar vermeyi taahhüt etmişti.

Bu hedef kaçırıldı ve 2023'e ertelendi.

Diğer taraftan gelişmekte olan ülkeler şu anda yaşanan "kayıp ve hasar" için de destek talep ediyor.

 

 

Zirvenin başarılı olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?

Kime sorduğunuza göre değişir.

Gelişmekte olan ülkeler, en azından kayıp ve hasar finansmanının gündem maddesi olmasını isteyecek ve ne zaman ödeme almaya başlayabilecekleri konusunda bir tarih belirlemeye çalışacak.

Gelişmiş ülkeler ise fosil yakıtların en kirlisi olan kömürden uzaklaşmak için Çin, Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika gibi büyük, gelişmekte olan ülkelerden daha fazla taahhüt talep edecek.

Ormanların korunması, kömürden çıkış ve metan gazı emisyonlarının azaltılması gibi, geçen yıl kararlaştırılan taahhütlere daha fazla ülke imza atabilir.

Ancak bazı bilim insanları, dünya liderlerinin çok geç davrandığını ve COP27'de ne olursa olsun 1,5 derece sınırının altında kalmanın mümkün olmadığına inanıyor.