Oğurlu: COVID-19 salgını ile baş gösteren küresel kriz yirmi birinci yüzyılın dönüm noktası olma özelliği taşıyor
“COVID-19 salgını ile baş gösteren küresel kriz yirmi birinci yüzyılın dönüm noktası olma özelliği taşımaktadır. Pandemi sonrası yaşanan olağanüstü gelişmeler neticesinde yapı çözülmüştür ve kaçınılmaz olarak yeni bir inşa süreci başlayacak ve bugünkü kriz küresel çapta büyük bir yapısal dönüşümün tetikleyicisi olacaktır” diyen Oğurlu bugün itibariyle bu dönüşümün hangi yönde gerçekleşeceği konusunda büyük analizler yapmak ve kesin hükümler vermenin mümkün görünmediğini belirtti.
Oğurlu:Ulusal ölçekte verilecek kararlar ve yapılacak tercihler küresel geleceği şekillendirecek kapasitede olduğu için hayati önem taşıyor
Oğurlu devletlerin ve dolayısıyla uluslararası sistemin önünde iki farklı seçenek bulunduğunu. Bir tarafta yaşanan “olağanüstü hal” karşısında içe kapanıp gücünü merkezileştirerek kendi kendine yeter hale gelmeye çalışan devletlerin bu politikalarını devam ettirerek sınırlarında ördükleri duvarları kalınlaştırmaları. Diğer tarafta güvene, şeffaflığa ve dayanışmaya dayalı küresel işbirliği çerçevesinde hareket ederek kolektifin güçlenmesine ve ortak refaha katkıda bulunmaları olarak sınıflandırdı. Oğurlu, bugün ulusal ölçekte verilecek kararlar ve yapılacak tercihlerin küresel geleceği şekillendirecek kapasitede olduğu için hayati önem taşıdığını belirtti.
“COVID-19 krizi tüm küresel sistemi olduğu gibi Avrupa’yı da derinden etkilemiştir. Sağlık krizi olarak baş gösteren bu kriz Avrupa Birliği genelinde bir güven krizine dönüşmüş ve 60 yılı aşkın bir geçmişe dayanan “Avrupa ideali” büyük bir yara almıştır” diyen Oğurlu, bugün itibariyle Avrupa Birliğinin bir yol ayrımında olduğunu ve birlik üyelerinin aralarında gerçek bir dayanışma ve işbirliğini tesis etmenin ve kendilerini ulus-üstü yapıda daha da güçlü hale getirecek yeniden yapılanmanın yolunu ivedilikle bulmaları gerektiğini belirtti. Oğurlu, aksi takdirde birlik genelinde kolayca hâkim olabilecek ulusal refleksler ve milliyetçilik eğilimlerin geçmişin tüm kazanımlarını yok edebilecek bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti.