Çözüm olacak !..

Taner ULUTAŞ

Son günlerde çözüm lafını o kadar çok telaffuz ediyoruz ki artık gına geldi. Bence bu işte önemli mesafeler alındı ve birçok zorluklar aşıldı. Biz Kıbrıslılar dünyanın bizim etrafımızda döndüğünü sanır ve bizim onayımız olmadan buralarda hiçbir şeyin yapılamayacağını sanırız. Eide’nin dediği gibi biz Kıbrıslılar özellikle Kıbrıslı Türkler Ortadoğu’da nelerin olduğunu birinci dünya savaşı sonrası çizilen sınırların artık tarihe karışmaya başladığını ve yeni yeni devletçiklerin ortaya çıkmaya başladığını bile göremiyoruz. Buralarda yaşananların sadece gaz ile ilgili olduğunu düşünerek çok büyük birde hata yapıyoruz. Dünyanın yeniden şekillenmeye başladığını güçlerin ayrışmaya ve şekillenmeye başladığını bile göremiyoruz. Rus’un Ukrayna sınırı ile sınırlandırılmaya, hatta ABD ordusunun Ukrayna Ordusunu eğittiğini, iki eski düşman İsrail ile Mısır’ın yanlarına Kıbrıs’ı da alarak bölgedeki gazı Mısır üzerinden Yunanistan’a oradan da İtalya’ya göndermek istediğini ve 25 Kasım 2014 tarihinde de bu yönde bir anlaşma yaptıkları ile ilgilenmedik. Türkiye’nin de Rusya ile karşı atak yaparak Güney akımı projesi ile Rus gazını Yunanistan üzerinden Avrupa’ya taşımak için bir enerji hattı oluşturma girişiminde bulunduğunu, Güneydeki Mısır – İsrail – Kıbrıs ittifakına karşın Kuzeyde Rus – Türkiye ittifakı kurulduğunu anlayamadık. Türkiye – Rusya ve buna dahil olan Çin ile muhtemelen İran’ın göz kırpması ile oluşan ittifaka karşın Mısır – İsrail – ABD ve AB ittifakı güçleri ikiye böldü. Bir sınır çizersek bunun tam ortasında Kıbrıs adası var. Kısacası Kıbrıs en kötü bölgede de olabilir ama en iyi senaryo uygulanırsa iş merkezi haline bir başka deyişle Doğu Akdenizde bir Singapur’da olabilir. Türkiye – Rus ittifakı sonrasında NATO’dan çıkması muhtemel bir Türkiye’yi gözden çıkartmak istemeyen ABD, Türkiye’ye bence çok büyük vaadler vermiş olacak ki, tekrar yanına çekme becerisini göstertti. Hatta Türkiye’ye garantörlükten bile vaz geçebilirim söylemleri söyletti.  Bir ara ortak tatbikat yapan Rus ile ABD şimdi yeni bir dünya yaratılmasında karşı karşıya geldi. Kıbrıs Türk halkı çözüm konusunda bunaldı. Bu nedenle Türkiye’nin değişen politikasının bile farkında değil. Bu iş büyük işlerin işidir bizi etkilemez diye düşünür. Osmanlı yıkıldıktan sonra kurulan devletler 100 sene sonra çöküyor. Orta Doğuda devlet kalmıyor. Bunun aksine IŞİD gibi radikal güçler yükselişe geçti. Milyonlarca insan ölüyor. Dünyada yeni ittifaklar oluşuyor. Bu oluşumun tam göbeğinde bir başka deyişle tam sınırında Kıbrıs var. Çözüm istemeyen güçlerin kazandığını ve referandumlarda hayır çıktığını düşünün. Mevcut durum bir süre daha devam eder ve ondan sonra gereği neyse yapılır. Örneğin Rum’a ders vermek için KKTC’ye uçakların inişi serbest bırakılır. Uçakların inişi demek dolaylı olarak buraların tanınması demektir. KKTC tanınmadığı için ne İngiltere’de nede AB’nin herhangi bir ülkesinde Rum malında oturan hiçbir Kıbrıslı Türk mahkemeye verilmedi. Ancak KKTC tanındıktan sonra Rum Malında oturan Kıbrıslı Türklerin bireysel olarak mahkemeye verilmesini kim önleyebilir ki? Avustralya’ya bile gitsen senden habersiz dava açan bir Rum veya Rum Hükümeti seni tutuklatabilir. Ve kazandık diye düşünen dönümlerce araziyi elinde tutan çözüm karşıtları da cezalarını böyle ödemiş olur. Kısacası Kuzey ve Güney ittifak ayırımında ortada kalan Kıbrıs’ta bir çözüme gidilecek. Bu durum zorunlu hale geldi. Kıbrıslılar birlikte yaşamayı öğrenmezse büyük güçler onları ayıracak. AB’de bir şey yapamayacak. Sonrada yukarıda belirttiğim gibi her ikisine de cezasını kesecek. Haaa birde bir çözüm olursa Kıbrıs Cumhuriyeti Gazdan daha çok kar edecek. Ara Bölge metruk bölge denilerek es geçilecek bölgeler nedeni ile Mal Tazmin Komisyonu %80 daha az para ödeyecek. Aksi olursa hepsi bir pakette toplanacağı için bu rakam büyük rakamlara tekabül edecek. Çözüm olursa yabancı yatırımcıların ilgisini çeken Kıbrıs yatırıma boğulur. Bir Maraş’ın açılmasını düşünün her iki tarafı ihya eder. Olmazsa yabancı yatırımcı buralara uğramaz. Bir çözümde Rum Türkiye ile ticari ilişkilerini geliştirmek için hedef büyültecek. Bu noktada Kıbrıslı Türklere de ihtiyacı olacak. Aksi olursa ticari yönden onlarda zarar görecek. Kısacası tüm bunları gören ve Masaya anlaşmak için oturan Akıncı ile Anastasiadis bu nedenle bir çözüme imza koymak istiyor. İşte bu nedenle ‘Çözüm’ olacak diyorum.