New York’ta gerçekleşen bir dizi görüşme geride kaldı. BRT’nin ve AA’nın geçtiği haberleri kamuoyuna TAK’ın servis ettiği kadarı ile ulaştırdık. Açıkçası Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun New York ziyaretinde, Ban Ki Moon ile görüşmesi ve beraber el sıkışırken fotoğraf vermesi dışında, dişe dokunur bir haber içeriği de bulamadık New York’tan. Oysa Şubat ayında gerçekleşen ortak metin imza töreninden bu güne kadar, Kıbrıs’ta değişim adına ilk kez umutlandık. Fakat bu temasların da altının çok dolu olmadığı gerçeği karşımızda duruyor. New York’ta Ban ile yapılan görüşme hakkında Eroğlu’nun ağzından uzun uzun görüşmenin detayları aktarıldı. Columbia Üniversitesi’nde “Kıbrıs” konusunda konferans verecekti Cumhurbaşkanı, olmadı. “Güvenlik” gerekçeleri ile bu konferans ertelendi. Temasları kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri İyad Madeni ve Pakistan Dışişleri Bakanı Hina Rabbani Khar ile bir araya geldi. Bunun dışında ne oldu? Koca bir hiç. Ban ile yapılan görüşme sembolik olmaktan öteye geçmedi. Ban’ın Kıbrıs temsilcisi ile adada yapılan görüşmelerin çok daha anlamlı olduğu, zaten bu görüşmelerde verilen mesajların kelime kelime New York’a raporlandığı gayet net şekilde biliniyor. Herkes bu ziyaretin, “New York’a gittik, Ban ile görüştük” demekten başka bir anlamı olmadığını fark etmeli. İyi organize olmayan, yeterince çözüm odaklı gerçekleşmeyen bir ziyaretti ve Türk Dışişlerinin de ziyareti daha anlamı göstermek için faaliyette bulunup göstermelik de olsa ilave temaslar ayarlamadığı ortada. ***** Garip bir şekilde geçtiğimiz hafta New York’ta Eroğlu’nun temasları sürerken, ABD’nin Kıbrıs Büyükelçisi John Koenig ile öğle yemeğinde, hem müzakere sürecini, hem de bölgesel gelişmeleri değerlendirdiğimiz bir toplantımız oldu. Samimi olmak gerekirse yabancı diplomatlar ile yapılan görüşmeler bana hep heyecan verdi. Nabzı tutmak anlamında bu gibi toplantıların ne kadar değerli olduğu gayet iyi biliniyor. Bu toplantıda da ABD’nin Kıbrıs Müzakerelerine dair, bundan sonraki süreçteki tutumunu algılamaya çalıştım. Bir defa, ABD’nin Kıbrıs Müzakere sürecinde ciddi rolü olduğunu daha önceki deneyimlerimiz ile birçok kez algıladık. ABD’ye Lefkoşa kaynaklı ulaştırılan veya ulaştırılacak bilgi notları, toplumu gayet net analiz etmeleri, çözüm yönünde yeni bir ivme yaratılmasını sağlayacaktır. Şimdi ABD kaynaklı farklı çalışmaların yapılmasını bekliyoruz. Ancak hem bölgesel politikaları, hem BM’nin tutumunu, özellikle Kıbrıs’ın güneyindeki isteksizliği gördükçe, bunlara Kıbrıs Türk liderliğinin Kıbrıs’ın güneyini hedef olarak işaret ettiği, masaya üretici, yaratıcı net öneriler sunmadığını gözlemledikçe bu baharda da bir şey olmayacak düşüncesine kapılıyorum. Şimdi ufukta yeni bir seçim var. Tarih tekerrürden ibarettir ve süreç her defasında ayni şekilde akamete uğruyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde seçim, Güney’de seçim, Yunanistan’da seçim, Türkiye’de seçim, derken hep farklı ama benzer periyotları takip ediyoruz. ABD’de Kıbrıs ile ilgili bir çözüm yakınlaşması olamasa da bekleyin, ABD ile çözüleceğiz. ***** GÖZE ÇARPANLAR Sayın Hasan Sertoğlu, günün sonunda elinizi eteğinizi çekip, çiçekçi açacağınızı ve bu dükkanın başına geçeceğinizi tahmin ediyoruz. Attığınız he adımda çirkin siyasetin kurbanı olduğunuzu gördükçe sizin yerinize biz üzülüyoruz. Şansınız bol olsun. Sayın Serdar Denktaş, DP’nin Parti Meclisi’nin bu gece gerçekleşecek toplantısı bizi heyecanlandırdı. Parti genel merkezindeki toplantı için basına davet gelmesi açıkçası söyleyecek çok fazla şeyiniz olduğunu düşündürdü. Umarız her şey yolundadır. Sayın Hasan Sadıkoğlu, son zamanlarda İskele bölgesinde sizin ile ilgili “bal yapmaz arı” benzetmesi yapılıyor. Yapmadığınız icraatlarınız dikkat çekerken, eş zamanlı belediye başkanı olduğunuz tüm genç belediye başkanlarının oldukça gerisinde gözüküyorsunuz. Anlaşılan siz organize olana kadar görev süreniz sona erecek. Sayın Pervin Gürler, belli ki en gergin polislik döneminizi yaşıyorsunuz. Eş zamanlı yine hedef topuna döndüğünüzü görüyoruz. Şu sıralar dört bir taraftan üzerinize üzerinize gelindiği ortada. Sanıyoruz şimdiden emekli ve özgür olacağınız günün hayalini kurmaya başladınız. Sayın Hasan Güngördü, Rum polis aracının tam 2 yıl sonra geri iade edilmesi önemli bir karardı. Sizin bu “iyi niyet girişiminiz” Kıbrıs’ın güneyine de yansıdı mı bilmiyorum ama sosyal buluşmalardaki girişimlerin her zaman çok daha iyi sonuçlar verdiğini belirmek gerek. Sayın Ali Bizden, sizdeki enerjiyi ve performansı gördükçe size hayran olmamak elde değil. Özellikle sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı düşündükçe çocuklarınıza çok fazla örnek olamadığınızı bir arkadaş olarak eleştirme gereği hissettim. Ama size yinede güveniyoruz. ***** GÜNÜN RESMİ 1