CTP Genel Sekreteri Sorakın: ''Asgari ücret hayat pahalılığı oranında arttırılmalı ve her koşulda vergiden muaf olmalıdır''

Ülkemizde altı aylık enflasyon yüzde 56,76, yıllık enflasyon yüzde 110,42, gıda enflasyonu iseyüzde 126,92 olarak gerçekleşmiştir.

Kamuda olsun, özelde olsun çalışanların maaşı reel
olarak gerilemiş, astronomik zamlar nedeniyle de alım gücü giderek düşmüştür. Borçlar ve
taksitler ise ödenemeyecek duruma gelmiştir. Artan girdiler nedeniyle üretim de, üretileni
pazarlamak da oldukça zorlaşmıştır. Ekonomik konularla birlikte halkın alım gücünün
korunması konusunda tedbir alması gereken gayrimeşru hükümet ise Anayasa ve yasalara
rağmen ihalesiz akaryakıt alımlarına ve kontrolsüz harcamalara devam ederek, adeta halkla
dalga geçmektedir.
Yasalarla güvence altına alınan ve altı ayda bir maaşlara konsolide edilen hayat pahalılığı
ödeneği, maaş artışı değildir. Hayat pahalılığı ödeneği, alım gücünü korumaya dönük bir
uygulamadır. Asgari ücret de aynı mantıkla düzenlenmeli ve her koşulda vergiden muaf
olmalıdır. CTP olarak Meclis’e sunduğumuz, ‘Asgari ücretin her koşulda vergiden muaf
olmasıyla’ ilgili yasa önerisinin bir an önce yürürlüğe girmesi sağlanmalıdır. Altı aylık hayat
pahalılığının yüzde 56,76 ve açlık sınırının 9 bin 46 TL olduğu günümüzde, asgari ücrete
yapılan yüzde 41’lik artış kabul edilebilir değildir. Belirlenen asgari ücret açlık sınırının
altında olup, bu ücretle geçinmek mümkün değildir. Asgari ücrete yapılacak artış nedeniyle
etkilenecek bazı işletmeler, devlet tarafından desteklenmelidir. Hükümet bu konuda, sosyal
devlet anlayışıyla hareket etmelidir. Küçük esnaf, üreticiler ve ihtiyacı olan işletmeler de
destelenmeli, gerekli olanaklar yaratılmalıdır. Aksi halde çalışma barışını sağlamak mümkün
olamayacaktır.