2009 Yılında malum ‘’Göç Yasası’’ diye adlandırılan yasaya tüm muhalefet ve sendikalar güç birliği içinde karşı durmuşlar,çeşitli eylemler yapmışlar ve hükümet üzerine birlikte baskı uygulamışlardır., Sonuçta mecliste oy çoğunluğu hükümette olduğu için yasa meclisten geçerek yasalaşmıştır. O günün muhalefeti yasayı Anayasaya aykırıdır gerekçesiyle Anayasa mahkemesine taşımış fakat Anayasa mahkemesi oy çoğunluğu ile yasayı Anayasa’ya aykırı bulmamıştır. Başta CTP-BG ve TDP milletvekilleri olmak üzere meclis kürsüsünden bu yasayı ve de Anayasa mahkemesinin kararlarını şiddetle eleştirmişlerdir. Sendikaların yasaya karşı düzenledikleri tüm miting ve eylemlerde en ön safta yerlerini almışlardır. 2013 yılındaki genel seçimlerin en önemli iddiası CTP-BG ve TDP için seçildikleri takdirde bu yasayı değiştirecekleri yönündeki taahhütleri olmuştur. Seçimler sonucunda CTP-BG Hükümete Ana parti olarak gelmiş ve bu konuda umut olmuştur. Hatta bu yasanın değişmesi için meclise önerge bile vermiştir. Fakat bu öneriden sonra CTP-BG o noktadan ileriye bir adım atmamıştır. İvedilikle yasanın görüşülmesi için öneri vermemiştir, Başbakan çıktığı programlarda kaynak bulursak yasayı ancak o zaman değiştirebiliriz diye beyanlara başlamıştır. Zamanlar sonra bu yasanın görüşülmediğini gören TDP milletvekilleri yasa için ivedilik önergesi vermiş CTP-BG bu önergeye oy verip ivediliği sağlanmış Ancak CTP-BG’li Meclis başkanı bu yasanın önceliğe alınmasını sağlamamıştır. Ancak ayni Meclis başkanı Cumhurbaşkanlığına adaylığı döneminde hem kendisi hem de Başbakan halkına söz vermiştir. Hayat pahalılığı uygulamasında değişiklik yapılarak sözde göç yasası mağdurlarına 20 TL artış öngörerek mağduriyetlerini giderdik demişler. Bir CTP-BG milletvekili Birikim Özgür TV ekranından bu göç yasasını kaldırdık diyebilmiştir. Bütün bu olanlara rağmen halen yasa mecliste görüşülmeyi beklemektedir. Sendikalardan KTÖS ve KTOEÖS sendikasının meclisteki eylemlerine karşılık yasayı kaldırma sözü veren Meclis başkanı tarafından ( 7 KTÖS ve 14 KTOEÖS üyesi öğretmen) Haneye tecavüz ettikleri gerekçesiyle mahkemeye verilmiştir. Hâlbuki bu güne kadar meclis itibarını ve güvenliğini tehlikeye atan o kadar çok eylem yapıldı ki bir defasında meclisteki vekiller nasıl canlarını kurtaracaklarının derdine düşüp meclisten kaçtılar ve meclisi basanlar onların koltuklarını tahrip edip meclisi talan ettiler. Ancak hiçbir olay Polise ve yargıya intikal etmedi. 2009 yılından itibaren her dönem yaptığımız hataları gördük içimizde bu sorunları hallettik diye seçmen karşısına çıkıp halkı inandırmaya çalışan ve de kendini Başarlı diye gören CTP-BG artık bunun böyle olmadığını görmelidir. CTP-BG 2002 yılında yanında duran ve onlara güç katan sendikaları birer birer yanından kaybetmektedir.2002-2009 döneminde Bakan, Vekil, Müdür olarak görev verdiği sendikacılar artık sendikalarının yanında yokturlar evlerinde keyfilerini sürmektedirler. Sonuç itibarı ile CTP ‘’Birlik mücadele dayanışma’’ ve ‘’İş, emek özgürlük’’ sloganlarını her hükümet oldukları dönemde zedeleye zedeleye yok olma noktasına getirmişlerdir. 14 Haziran’da sorgulamaları gereken budur. Bakalım liberalizme evirilen CTP tekrar sol çizgisine dönebilecek mi? Bekleyip göreceğiz..