Türkiye’de Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından, bilim insanları Kıbrıs’ta da meydana gelmesi muhtemel bir depremle ilgili açıklamalar yapmıştır. Yapılan değerlendirmeler; büyüklüğü, yeri ve etkisi tam olarak bilinemese de ikinci derece deprem bölgesi içerisinde yer alan adamızın, bu süreçten etkileneceğini ortaya koymaktadır.
Süreç içerisinde neredeyse tüm yetkililer ve özellikle yerel yönetimler, aldığı ve almakta oldukları tedbirleri kamuoyuna açıklarken, Güzelyurt Belediyesi’nin böyle bir açıklamasına rastlanamamıştır.
Zemin özellikleri yönünden uzmanların riskli olduğunu söyledikleri alüvyon zeminler üzerinde bulunan Güzelyurt’un yapı stokunun da yeni yapılardan oluşmadığı ortadadır. Hal böyle iken yerel idarenin bu yönde bir çalışma, bir açıklama, bir çaba içerisinde olmaması, kabul edilebilir bir durum değildir. Güzelyurt’taki binaların tümünün oturulabilir raporu Sn. Mahmut Özçınar’ın cebinde mi durmaktadır?
Kentimizde ve köylerimizdeki yapı stokunun eski dönemlerde inşa edilmiş binalardan oluştuğu gerçeğinden hareketle konuyla ilgili bir an önce çalışma yapılması ve yapılan çalışmanın sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Güzelyurt’taki binaların ne kadarı hangi dönemde inşa edilmiştir? Bu binaların yapı kalitesi ne durumdadır? Güçlendirme ihtiyaçları var mıdır? Yoksa bir dönüşüm planı öngörülmekte midir? Bu soruların tümü yanıtsızdır.
Açıktır ki; kamu kurumlarına ait okul, hastane, yurt ve benzeri binalardan başlamak üzere, insanların kitlesel olarak bulunabileceği binalar ve eski dönemlerde inşa edilmiş binaların bir sistematik içerisinde incelenmesi ve riskin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bunun ardından dönüşüm için izlenecek yolun tespit edilmesi ve kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılması gerekmektedir. Aynı zamanda halkın bir doğal afet esnasında nasıl davranması gerektiğine yönelik eğitimlerin de planlanması ve halkın eğitilmesi son derece önemlidir. Ayrıca bölgemize gelen depremzedelerle de ilgilenilmesi hususunun ciddiyetle ele alınması gerekmektedir. Bu konularda Güzelyurt Belediyesi’nin bir çabası olmadığını görmekteyiz.
Güzelyurt halkı adına hükümet yetkililerinden talebimiz Güzelyurt’a bugüne kadar göstermedikleri ilginin hiç olmazsa bu dönemde esirgenmemesidir. Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar’a çağrımız ise izleyeceği yolu bir an önce belirleyip yurttaşla şeffaf biçimde paylaşmasıdır.