Açıkçası haftaya siyaset ile ilgili bir yazı yazarak başlamak istemiyordum. Üstelik CTP’nin iç hesaplaşmaları kabak tadı verdi. CTP’de yaşanan krizin beceriksizce yönetildiğini, bıyıklı, bıyıksız veya emekçi, liberal tartışmalarının bir an önce son bulmasını arzu edenlerdenim. Ülkenin en köklü partisi CTP’de bu yaşananlar bana keyif vermiyor. Yazının başlığında “CTP’de niyet bağcı dövmek” başlığını kullandım. Çünkü bu yazıyı yazarken, yaklaşık 40 kişinin, neredeyse balık istifi şekilde Lefkoşa Türk Belediyesi Mehmet Vahip Toplantı Salonu’nda yaşadıklarına ve tartışmalarına tanık oluyorum. CTP kılıçlarını çekti ve yeni bir savaşa giriyor. Üstelik bu yarış hükümetin büyük ortağı iken, koyu muhalefete sarılan, sanki muhalefet partisi gibiymiş şeklinde davranan bir izlenim veriyor. Lefkoşa’da koltuğun Meclisin en küçük partisine, yani TDP’ye kaptırılması, üstelik CTP’nin, ülkenin en önemli kalesini kaybetmesi psikolojisinden başka bir şey değil. Birkaç gün geriye gidelim. CTP yaptığı açıklama ile Asbaşkanlık için Yeni Kıbrıs Partisi’nin (YKP) tek sandalye ile temsil edilen adayına açık destek vereceği haberi basın ile paylaşıldı. Üstelik CTP kendi adayını göstermeme yönüne gideceğini de duyurmuştu. Murat Kanatlı, hem teamülleri bilen, hem de ortadaki fırsatçılığı gören bir siyasetçi olarak kartlarını açık oynadı. Kanatlı, toplum tarafından sol olarak bilinen ve belediye meclisinde bulunan 3 partinin (CTP, TDP ve YKP) Lefkoşa Belediye Meclisinde 15 üyeye sahip olduğunu ve bu yönü ile asbaşkanlığın solda kalmasının tercihleri olduğunu kaydetti. Hatta konu ile ilgili birçok toplantı ve bilgilendirme yaptı. CTP’nin aday çıkarmaması durumunda, TDP’nin aday çıkarmayacağı biliniyordu. Çünkü hem başkanın, hem de asbaşkanın TDP’den olmasının, yine teamüllere aykırı olduğu da herkes tarafından yorumlandı. Bu durumda TDP, ya Kanatlı’yı, ya da üye sayısı en çok olan ve aday çıkaran 3’üncü bir partiyi destekleyecekti. Kanatlı CTP’nin bu manevrasını fark etti gibi gözüküyor. Kanatlı aday olmayınca, sağlıklı bir belediyenin yol alması için Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) adayı Akın Atunç TDP ve UBP’nin oyları ile seçilmiş oldu. CTP, hem işleri yokuşa sürmek, hem de kendi adına sorumluluk almaktan kaçınmak amacı ile bu manevraya başvurdu düşüncesindeyim. Türk filmlerindeki “ya benim olursun, ya kara toprağın” edebiyatı güdüldü. Öte yandan, Kanatlı’nın mecliste destekçisi olacak bir grubunun veya kendi başına meclis içinde oy potansiyelinin olmadığı gayet ortada. Hatta, TC Yardım Heyeti tarafından çok sevilmediği de biliniyor. Kanatlı’nın asbaşkanlığındaki bir LTB’nin, Yardım Heyeti’nden çok fazla destek bulamayacağını görmek için müneccim olmaya da gerek yok. İstikrar arayışında, zaten sakat bir durumda olan LTB’nin, basit iç hesaplaşmalarda benim gördüğüm fotoğrafı bu şekilde. Halk iç kavgaların bırakılıp, halkın refahı için uğraş görmek istiyor. Bu yapılanların veya yapılmak istenenlerin hesabını ise birçok kez verdi. Burada da yapılan siyasi oyunlara da vermeye devam edeceğinden kuşkum yok.