Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Rum liderliğinin olumsuz tavırlarını bertaraf etmenin yolu, haklı ve doğru tezimizden vazgeçmek değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklaması şöyle:
“Kıbrıs’ta yıllardır çözümsüz kalmış bir sorun vardır ve sorun var oldukça arayış da sürecektir. Nedeni de mevcut durumun, yani statükonun tehlikeler barındırıyor olmasıdır. Statüko, Kıbrıslı Türkleri uluslararası hukukun dışında bırakan ve özellikle genç kuşaklarımızı gelecek belirsizliği içinde yaşatan temel faktördür. Kıbrıslı Türk varlığı ve kimliği yıllar geçtikçe erozyona uğramakta, kendi vatanında özne olamama riski ile yüz yüze kalmaktadır. Öte yandan dışlanmış bulunduğu ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ sadece Rum toplumunun sahipliğinde, uluslararası tanınmış kimliği ile BM’de ve AB’de bulunmanın nimetlerinden haksız biçimde yararlanmaktadır.
Bu durum böylece sürüp gidemez. Daha önce de söylediğim gibi statüko bugün en çok Kıbrıslı Türkleri mağdur etmektedir; ancak daha uzun vadede Kıbrıslı Rumların da yararına olmayacaktır. Bu sese bugün kulak vermeyenler yarın bunu yaşayarak öğreneceklerdir.
Halbuki akıl ve mantık yolunda buluşmak hala mümkündür. 1974 sonrası oluşan koşullar, Kıbrıs’ta iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federal çözümü en gerçekçi çözüm modeli olarak ortaya çıkarmıştır. Önceleri Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin dile getirdiği bu tez daha sonra Rum tarafı ve Birleşmiş Milletler tarafından da kabul görmüştür. Bugün tüm taraflar çözümün müzakere yoluyla ve BM çerçevesinde olacağından söz etmektedir. Durum bu olduğuna göre müzakere edilecek model de bellidir. Yetkilerin kurucu devletlerde daha fazla yoğunlaştırılması elbette ele alınabilir. Bu husus zaten öteden beri bizim tezimizdir. Ne var ki her koşulda siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım esastır.
Doğru tezimizden ve haklı taleplerimizden vazgeçemeyiz. Bunu yapmak çıkmazın sorumluluğunu üstlenmek demektir. Bu da ancak statükonun devamını isteyenlerin ekmeğine bal sürmek demek anlamındadır.
Kıbrıs Rum liderliğinin yalpalamaları, önce kabul ettiklerinden geri adım atması, siyasi eşitliğin temel parametrelerini inkara yönelmesi çözüm yönünde en ciddi engel durumundadır. Ancak bu olumsuz tavırları bertaraf etmenin yolu, haklı ve doğru tezimizden vazgeçmek değildir. Öncelikle kendi toplumumuz, diğer toplum ve uluslararası toplum önünde tutarlı çizgimizi sürdürmek durumundayız. Rum liderliğinin siyasi eşitlik karşıtı tavrını her platformda ortaya koyarak mücadele etmeliyiz. Bunu yaparken de başka yollara saparak inandırıcılığımızı yitirmememiz gerekir.
Kıbrıs’ta iki bağımsız devletin resmen kabul edilmesi bu konjonktürde mümkün değildir. Görünür gelecekte de olası görünmüyor. Benim reddimle alakalı bir durum yoktur; durum dünya gerçekleriyle ilgilidir.”
13 Şubat 2019.