Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz Dışişleri Bakanı’yla görüşmesi sonrası açıklamalarda bulundu

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz Dışişleri Bakanı’yla bir saati aşkın süren görüşmesinin ardından basına açıklamada bulunarak soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiltere’nin Brexit’le Avrupa Birliği’nden (AB) çıkmasının Kıbrıs Türk tarafı için çeşitli fırsatlar doğurabileceğini, bu nedenle bugün İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab’la yaptığı görüşmenin İngiltere ve KKTC arası karşılıklı ilişkilerin gelişmesi açısından önemli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz Dışişleri Bakanı’yla bir saati aşkın süren görüşmesinin ardından basına açıklamada bulunarak soruları yanıtladı.

Tatar, İngiltere’nin Kıbrıs’a yakınlığı, ilgisinin önemli olduğunu, Kıbrıslı Türklerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların aşılması da dahil olmak üzere, İngiltere ile karşılıklı direkt uçuşlar ve direkt ticaretin yapılabilmesi adına bakanlıklarda birtakım yasal altyapı çalışmalarının var olduğunu, bu anlamda bugünkü görüşme fırsatının hayırlara vesile olmasını beklediklerini dile getirdi.

Tatar, Kıbrıslı Türklerin karşılaştığı haksızlıklar ve kısıtlamaları İngiltere’nin de bildiğini ve Kıbrıslı Türklere yönelik bir takım girişim ve çalışmaları onların da yapmak istediğini ifade ederek, İngiliz Üsleri bölgesinde bulunan Vakıf malları ve diğer bazı özel mülkler için de girişimler beklediklerini İngiliz bakana ilettiklerini ve Kıbrıslı Türklerin bu konuda haksızlığa uğramasının önüne geçilmesi adına kendisinden olumlu cevap aldıklarını aktardı.

“EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİSİ PANDEMİ”

Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği Covid-19 aşısından Rum kesimine verileceği duyumunu aldıklarını, dolayısıyla bu aşıdan “Kıbrıslı Türklerin payını” istediklerini ve KKTC’de yaşayan 10 bin İngiliz vatandaşı bulunduğunu da hatırlattıklarını kaydeden Tatar, Raab’ın bunun da olumlu şekilde değerlendirileceği bilgisini kendisine verdiğini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen aşıların yanı sıra, Avrupa Birliği’nden de aşı talep edeceklerini ifade eden Tatar bunu gelecek hafta kendisini ziyarete gelecek AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e de ileteceğinin altını çizerek, “Biz bu aşıları ne kadar hızlı ve çabuk şekilde alırsak, bu sıkıntıları da o kadar erken atlatırız” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs konusunda 5+1 görüşmeye gidilirken İngiltere’nin sürece nasıl bir katkı yapabileceğinin de bugünkü görüşmede gündeme geldiğini söyleyen Tatar, Mart ayında garantörlerin de katılımıyla bir toplantı planlandığını, TC ile tam uyum içerisinde, Kıbrıs Türk tarafının iki eşit egemen devletin yan yana yaşayabileceği iş birliği temelinde ve yapılacak müzakereler sonucunda bir çözüme ulaşma isteğini sürdüren bir pozisyonda olduğunu belirtti.

“Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma için egemenliğimizin fevkalade önemli olduğunu vurguladık” diyen Tatar, adada istikrarın ancak iki devletin birbirini tanımasıyla olacağını söylediklerini de bildirdi.

Raab’ın bölgedeki istikrar açısından kazan-kazan prensibiyle varılacak bir anlaşmanın tüm tarafların yararına olacağını dile getirdiğini de anlatan Tatar, birisi AB ve tüm dünya tarafından tanınmış ve bir devletle, mevcut durumu ortada olan bir devletin müzakere masasına oturmasının doğru olmadığını Raab’a ilettiğini söyledi.

“ZAMANLA GÖRECEĞİZ… HAKLI TARAFLARIMIZI GÖRMELERİ ÖNEMLİYDİ”

Raab’ın diplomatlarıyla birlikte ne gibi açılımlar yapabileceğinin zamanla görüleceğini söyleyen Tatar, bugünkü görüşmede Kıbrıs Türk tarafının haklı taraflarının görülmüş olmasının önemli olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının da bugünkü görüşme vesilesiyle İngiltere’nin AB’den çıkmış olmasını ekonomik olarak ne tür bir faydaya çevrilebileceğini düşündüğünü aktardı.

İngiliz bakanın Kıbrıslı Türklerin önünün gerek ticaret gerekse uçuş, aşı ve diğer konularda açılması ve ikili ilişkilerin yakınlaştırılması için gerekli talimatları vereceğini söylediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmede Raab’a 300 binden fazla Kıbrıslı Türk’ün İngiltere’de, 10 bin İngiliz’in de KKTC’de yaşadığını hatırlattığını da aktardı.

Tatar, Raab’ın kendisine İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın selamını da ilettiğini kaydederek olumlu geçen görüşmelerinin İngiltere ile temaslarında yakınlaşma ve ilişkilerin geliştirilmesi için hayırlı olmasını diledi.

Tatar, bir soruya karşılık, İngiltere’nin garantör ülke olarak Adada belli sorumlulukları bulunduğunu, bu nedenle Kıbrıs Türk tarafının Raab’a Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin İngiltere’den beklentilerini, neden haklı olduğunu aktardığını kaydederek, İngiliz bakanın bunları gayet iyi anladığını gördüğünü belirtti.

“EMPOZE VE ZORLAMA BİR ÇÖZÜMÜ KABUL ETMEYİZ”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le yaptığı telefon görüşmesinde de belirtildiği gibi Kıbrıs’ta çözümün iki tarafın onayıyla olabileceğini söyleyen Tatar, “Hiçbir zaman bize empoze edilecek zorlama bir çözümü kabul etmeyiz” dedi.

Raab’ın kendisinin hangi çözüm modelini benimsediğini söylemediğini fakat, bu görüşmenin İngiliz yetkiliye yüz yüze Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlatma fırsatı vermesi açısından yüksek önem arz ettiğini ifade eden Tatar, Kıbrıs’a ilk gelişinde Raab’ın bunları Cumhurbaşkanının ağzından ve duygu yoğunluğuyla dinlemesinin, diplomatlar vasıtasıyla dinlemesinden çok daha faydalı ve etkili olduğuna inandığını da sözlerine ekledi.