Türkiye ile ilişkiler : Bu konuda Türkiye ile başlangıçta çatışma diye nitelenen davranışlar hızlı bir şekilde törpülenerek karşılıklı olarak saygın ilişki şekline dönüştürülmüştür.Son zamanlada telafuz edilip eleştirilen husus bu saygın ilişki dengesinin Türkiye tarafına evirilmesidir. Vizyonda bu başlık altında ‘’Karşılıklı yarar temelinde, işbirliğini gözeten, kişilikli ilişkiler kurulması her iki tarafın yararınadır ‘’ denmekte ve ‘’bu çerçevede kurumlarımızı sahiplenme, iyi yönetme KTHY ve Lefkoşa belediyesinde yaşananlar benzer şeylerin yaşanmaması ‘’için çalışılacağı yazılmaktadır. Ancak yukarıda belirttiğim ve eleştirdiğim nedenle yani Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında maalesef gizliden gizliye veya bazen açık açık ciddi şekilde ayılık olması nedeniyle bu konuda herhangi bir ilerleme sağlanmamış veya toplum adına gelişecek herhangi bir uygulamanın önü açılmamıştır.KIBTEK ,Telekomünikasyon,Su konusun gibi meselelerde hükümet hep Cumhurbaşkanını devre dışında tutmuştur.Sadece Su konusunda Hükümet ile CTP PMK’si arasında protokolün imzalanma noktasında olayın içine Cumhurbaşkanını da dahil etmek için bir çağrı yapılmıştır.Müdahalesi istenmiştir.Cumhurbaşkanı bu müdahaleyi reddetmiştir.Bence iyi de yapmıştır.Çünkü yolun sonunda imzalanan bu protokol ciddi sorunlar getirecektir.CTP olayın içine Cumhurbaşkanını çekmekle kendi sorumluluklarına veya sorumsuzluklarına Akıncı’yı da ortak etmek istemişlerdir.
Bağımsız ve tarafsız Cumhurbaşkanı.:Bence en yüksek notu bu konuda hak etmektedir.Ancak bu hak edişte tarafsızlık adına yapması gerekenleri da yapmamıştır.Sivil toplum örgütlerince zaman zaman olumsuz sesler yükselse de bence olumlu seyretmektedir.Partiler arasında bundan önceki dönemlerde olduğu gibi bilgi verme toplantılarına mecliste temsil edilen partiler çağrılmaktadır.Hal bu ki bu partilere bir meclis toplantısında bilgi verip,mecliste temsil edilmeyen parti başkanlarını da saraya çağırıp bilgi vermesi daha doğru ve tarafsızlık olurdu düşüncesindeyim.Bu başlıkta sunduğu kurumlar arası eşgüdüm maalesef oluşturulamadı fakat bunu oluşmamasının tek suçlusunun Cumhurbaşkanı olduğunu söylemek insafsızlık olacaktır.
Sonuç olarak:
1- Geçen on bir kusur aylık sürede Kıbrıs görüşmelerinde ilk günlerde ortaya konan heyecan her geçen gün azalmaktadır. İk günlerde çözüme yılsonu kadar yakınız söylemi yerini 2016 çözüm yılı olacaka bırakmıştır.
2- Türkiye ile ilişkileri belli düzeyde ilişki şekline dönüşse bile bu ilişki sadece Kıbrıs konusu ile sınırlı kalmış iç meselelerde devre dışı kalmıştır.
3- Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında ciddi bir uyumsuzluk söz konusudur. Kesinlikle iç meselelerde hükümetle aralarında bir eşgüdüm yoktur. Olması da mümkün değildir gibi görünmektedir. Çünkü hükümet ile hükümetteki partilerin Parti Meclisleri arasında bir eşgüdüm yoktur.
4- Kıbrıs konusunda CTP her ne kadar destek beyan etse de son zamanlarda CTP Dış ilişkiler genel sekreterinin sürece tüm partileri dışlayarak sadece hükümet partileri olan CTP-AKEL,CTP-DİSİ ve UBP-DİSİ bağlantılarının katkı koyduğunu söylemesi ve daha önemlisi.Akıncı’nın bir hayal kırıklığı olduğunu,onu hayal kırıklığı ile izlediğini belirtmesi.Akıncı’nın geçmişte muhafazakar söylemleri olduğunu ve zaman içinde ona doğru ilerlediğini söylemsi.Bu desteğin nasıl bir destek olduğunun sorgulanmasını gündeme taşınmış oldu.
5- Cumhurbaşkanı vizyonunda belirttiği güven yaratıcı önlemlerin en önemlisi olan Maraş konusunu gündeme getirmemiştir.
6- Tolumun hep şikâyetçi olduğu saraydan beslenenler kadrosunu halkına açıklamamıştır.
7- Örtülü ödeneği gereği gibi harcadığından emin olmama rağmen toplumdan gelen bu açıklama talebini yerine getirmesi gerektiğine inanırım.
8- Bu tarihten sonra özellikle iç mesellerde daha taraf ve baskıcı olmasını sonuçlarını da halkı ile paylaşmasını dilerim..
Ben 20.04.2015 tarihinde yazdığım yazıda belirttiğim.’’Ben bu gün itibarı ile Akıncı’nın vizyon savunucusu değil vizyon sorgulayıcısı’’ olacağım sözümü yerine getirdim.Tüm eleştirdiğim hususlara rağmen hala daha desteklediğim adayın en doğru aday olduğunu ve hala daha Akıncı’nın ve vizyonunun savunucusu olduğumu da bilmenizi isterim.(SON)