Özellikle pandemi döneminde bağışıklığı güçlendiren etkisiyle önemi daha iyi anlaşılan D vitamininin en zengin kaynağı güneştir. ‘Ancak güneşten de doğru faydalanmak gerekir' diyen Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, kemik erimesinden kansere kadar pek çok hastalıktan korunmamızı sağlayan bu vitamini depolama yollarını şöyle açıkladı…
Yeşim Erbil
Hangi besinlerde bulunur?
D vitamini vücudumuz için elzem bir vitamin olup, günümüzde “hormon” olarak kabul edilir. En önemli fonksiyonlarından biri de gıdalarla alınan kalsiyumun bağırsaklardan emilimini sağlamaktır. Besinlerden yüzde 10-20, geri kalanı ise Ultraviyole B (UVB) ışınıyla deride sentezlenir. D vitamini kaynağı besinler; yağlı balıklar, özellikle somon balığı, ton balığı, mantar türleri, süt ve yumurtadır. Güneş enerjisi ciltteki 7-dehidrokolestrolden D3 vitaminine çevirir. D3 vitamini karaciğere ve böbreklere taşınır. Böbrekler D3 vitaminini, aktif D vitaminine dönüştürür.
Fazlası zararlı mı?
D vitamininin “en uygun” düzeyi hakkında görüş birliği olmamakla birlikte, çoğu araştırmacı bu vitaminin; 30 ng/ml'nin üzerindeki düzeyini yeterli, 20 ile 30 ng/ml arasındaki düzeyi yetersizlik, 20 ng/ml'nin altındaki düzeyi eksiklik olarak kabul etmektedir. D vitamini düzeyinin 20 ng/ml'nin altında olmasının kemik sağlığını olumsuz etkilediğini gösteren çok sayıda araştırma mevcuttur ancak kemik sağlığı için en uygun D vitamini düzeyi konusunda görüş birliği yoktur. Bu nedenle bazı araştırmacılar D vitamini düzeyini 70-80 ng/ml düzeyinde olması gerektiğini savunmaktadır. D vitamini düzeyi 150 ng/ml den fazla olduğu durumlarda vitamin D intoksikasyonu (zehirlenmesi) düşünülebilir. Bu nedenle genel olarak 100'lü değerlerin üstünde tutulması önerilmemektedir.
D vitamini eksikliğinin sebepleri nelerdir?
D vitamini eksikliğinin en önemli nedenleri; yaşlılık, koyu cilt rengi, obezite, D vitamini metabolizmasını hızlandıran ilaç kullanımı, yetersiz ya da fazla güneşte kalma, osteoporoz (kemik erimesi), nontravmatik (spontan) kırık oluşumu, osteomalazi, emilim bozuklukları, kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalıkları ve hiperparatiroidi yani paratiroid hormon yüksekliğidir. Bu vitamin immün sistem (bağışıklık) için çok önemlidir ve immün sistem hücrelerinde D vitamini reseptörleri bulunmaktadır. Otoimmün hastalıklarda antikorların yükselmesiyle D vitamini bu reseptörlere bağlanamaz. Hashimoto tiroidi hastalığında D vitamini düzeyi genellikle düşüktür. Ayrıca D vitamini düşüklüğü de otoimmün hastalıkların gelişimine zemin hazırlar.
Doğal yoldan nasıl depolanır?
Güneşin UVA ışınları UVB'den farklı olarak ciltteki melanin hücrelerini uyararak bronzlaşmayı sağlar ama D vitamini üretimine bir katkı sağlamaz. Hatta UVA ile gelişen aşırı bronzlaşma, D vitamini sentezini yapan UVB ışınlarının cildin derin tabakalarına temasını önleyerek D vitamini üretimini engeller. Öte yandan UVB ışınları cam ve giysilerden geçmez. Bu nedenle 20 koruma faktörün üstünde koruyucu kullanıldığında, cam ve tül arkasından güneşlenmeyle D vitamini sentezi gerçekleşmez. Bunun için güneş ışınlarının cilde temas etmesi gerekir. Ciltte D vitamini sentezi hemen başlamadığı için güneşlendikten hemen sonra duş alınmamalıdır. Mutlaka gerekiyorsa; sabun ve şampuan kullanmadan ılık suyla duş alınmalıdır. UVB ışınları dünyaya Zenith açısı ile ulaşır ve bu açı D vitamini sentezinde önemlidir. Dolayısıyla ülkelerin ekvatora uzaklığı önemlidir. Ülkemizde Mayıs-Kasım ayları arası D vitamini sentezi için uygun aylardır. Zenith açısı ise saat 10.00-15.00 arasında D vitamini sentezi için uygundur. Dolayısıyla bu aylarda ve saatlerde 15-20 dakika güneşe çıkmak yeterlidir. Yaz aylarında bu saatte güneşe çıkıldığı zaman deride hafif pembeleşme oluşacak kadar kalındığında 20 bin IU eşdeğerinde D vitamini deride sentezlenir. Sadece el, kol bacaklar güneşe çıkarılırsa 3000 IU D vitamini sentezlenir.