BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, adada son dönemde yaşanan gerginlikleri ve Doğal Gaz nedeni ile yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Eide Net Konuştu:
“Doğal gaz meselesi çözülmezse gerilim tırmanacak, daha çok savaş gemisi göreceksiniz
DOĞAL GAZ MESAJI
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide yaptığı açıklamada çözümün hem Kıbrıslı Rumlara hem de Kıbrıslı Türklere ciddi yarar sağlayacağını, doğal gaz nedeni ile artan gerilimi iyi analiz etmek gerektiğini söyledi. Eide, doğal gazın gelirinin çözümden 10-12 yıl sonra ortaya çıkacağını da kaydetti.
SAVAŞ GEMİLERİ ARTACAK
Espen Barth Eide, doğal gaz meselesi çözülmezse gerilimin tırmanacağına dikkat çekti ve “daha çok savaş gemisi göreceksiniz ve bu durumda kimse ne olacağını asla bilemez. Sahte niyet olduğuna inanmıyorum ancak sonunda Kıbrıs’a yatırım yapmak isteyenleri korkutuyorsunuz” uyarısını yaptı.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin “Kıbrıslılar küçük şeylerle uğraşıp büyük resmi, çözümün menfaatlerini kaçırıyor, ağacı görüyor ormanı kaçırıyorlar” dediği ve bütün taraflara, doğal gazı çözüm için engel değil gerçek bir teşvik haline getirme çağrısı yaptığı bildirildi.
Kıbrıs’ın güneyinde yayın yapan Haftalık Kathimerini, Eide ile yaptığı söyleşiyi “Ağacı Görüyor Ormanı Kaçırıyorsunuz... Türkiye’nin Talepleri, Anastasiadis’in Tercihleri, Ekonomik Kriterlerle Doğal Gaz ve Çözümsüzlüğün Etkileri” başlığıyla aktardı.
Hidrokarbon konusunun şimdiden, kimse itibarını kaybetmeden ve ana tezlerinden ödün vermeden görüşülmesi yönteminin var olduğunu söyleyen Eide “doğal gaz meselesi çözülmezse gerilim tırmanacak, daha çok savaş gemisi göreceksiniz ve bu durumda kimse ne olacağını asla bilemez. Sahte niyet olduğuna inanmıyorum ancak sonunda Kıbrıs’a yatırım yapmak isteyenleri korkutuyorsunuz” uyarısını yaptı.
Eide “Hidrokabonların Ada’nın tamamına ait doğal zenginlik olduğunu ve birleşmeden sonra merkezi hükümetin yetkisinde olacağına katılıyor” dedi, şöyle devam etti:
GELİR ÇÖZÜMDEN 10-12 YIL SONRA ORTAYA ÇIKACAK
“Herkes gelecekte ne olması gerektiği konuda uzlaştığına göre dikkatimizi bu noktada yoğunlaştırmalıyız çünkü doğal gaz veya petrol şu anın değil yıllarca sonrasının meselesidir. Geliri de Ada’nın yeniden birleşmesinden 10-12 yıl sonra ortaya çıkacak. Dolayısıyla doğal gazın uzun vadeli yönetimi konusunda çalışmaya, düşünmeye ve fikirler geliştirmeye başlamamız iyi olur. Sadece gelirlerin yönetilmesinden de söz etmiyorum. Petrol ve doğal gaz ekonomisinin Ada ekonomisine giriş hızından, özel veya kamu şirketlerinin müdahil olması gerekip gerekmediğinden, Kıbrıs’ın bir turizm cenneti olarak kalması için doğanın nasıl korunacağından söz ediyorum. Bütün bu konuların, birinin Kıbrıslı Türk mü, Rum mu olduğuyla alakası yoktur. Kıbrıs’ın, gelecekteki iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun ne yapacağı ile alakalıdır. Dolayısıyla, bunlar üzerine şimdiden çalışmaya başlanmasını öneriyorum. Bu kısa zamanda, önümüzdeki hafta diyelim, olursa tarafların doğal gazın ortak doğal kaynak olduğunu kastettiğine iyi bir örnek olacak.
“SORUN NERDEN KAYNAKLANIYOR?”
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramalarına başlaması doğal olarak sorunun bir parçasıdır. Ne kadar büyük parçası olduğu kime sorduğunuza bağlı. Türk tarafı sorunun Rum tarafı sondajlara başladığında başladığını savunuyor. ‘Doğal gaz ortak kaynak ise bir taraf nasıl tek yanlı sondajlara başlar, bu kışkırtmadır’ diyorlar. Rum tarafına sorarsanız size meşru hareket ettiğini, tanınmış devlet olduğunu, doğal kaynaklarından yararlanma hakkı olduğunu, kışkırtanın Türk tarafı olduğunu söyleyecek. İstenen, yeniden müzakere edebilmemiz için bu anlaşmazlığın üzerine köprü kurulmasıdır. Gaz meselesini çözmekten değil diyaloğun yeniden başlaması için (doğal gaz konusunu) dizginlemekten söz ediyorum.”
HERKES BİRBİRİNİ SUÇLUYOR
Gazetenin, Barbaros’u bunun için mi bölgeye gönderdiklerini sormasına karşılık “Yine aynı noktaya dönüyoruz. Türkler, sondajlara başladıkları için Kıbrıslı Rumlar suçlu, Rumlar da tepki gösteren Türkler suçlu diyor” cevabını veren Eide, devamla şunları söyledi:
“Kıbrıs’ın belirli ekonomik faaliyetler için egemenlik hakları var ancak savaş gemileri de dahil herkes MEB içerisinden geçebilir. Orada on savaş gemisi bile bulunabilir. Başka bir ülkenin MEB’ine platform götürüp sondaj yapamazsınız, bu doğru. Ancak istila söz konusu değildir. Bir ülkeyi veya kara sularını istila edebilirsiniz. MEB kara sularının parçası değil. Her haber bülteninde bir üçüncü dünya savaşı gibi gösterilirse, bir üçüncü dünya savaşı çıksa ne yapacaksınız?”
“TÜRKİYE’ GERİLİMİ NEDEN TIRMANDIRIYOR?”
Bunun için ne kadar zaman verdiği sorulduğunda söze “Çok açık olacağım. Benim zamanım var, sizin yok” diyerek başlayan Eide şöyle devam etti:
“Sadece iki liderin değil her bir Kıbrıslı’nın çabuk hareket etmesi gerek çünkü durum daha önce de söylediğim gibi ya daha iyiye veya daha kötüye gidecek. Aynı noktada kalmayacak ve bunu bu süreçte görüyorsunuz. Doğal gazla ilgili bu mesele çözülmezse daha çok savaş gemisi göreceksiniz ve bu durumda ne olacağını asla kimse bilemez. Bazı hileli niyetler olduğuna inanmıyorum ama sonunda yatırım yapmak isteyenleri korkutuyorsunuz.”
“SİZE ZARAR VERECEK OYUNLARA GİRMEK İSTEMEZSİNİZ”
Espen Barth Eide, Kıbrıs sorununun bütün yönlerinde ilerleme sağlayabilecek fikirleri bulunduğunu söylediği hatırlatıldığında ise şöyle konuştu: “Bunca zaman geçmiş olması, tarafların bunca zaman her şeyi birçok kez düşündüğü e bütün meseleleri çok iyi bildiği anlamına da geliyor. Ancak şu anda durumun farklı olduğuna inanıyorum. Bölgesel olgular çok farklı, durum çok daha kötü. Ortadoğu’daki alışılagelmiş sorunları kastetmiyorum. Şu anda sorun çok daha derindedir. I’inci Dünya Savaşı sonrasında kurulan devletler sistemi yıkılıyor ve hepimizi, ama daha çok da sizi tehdit ediyor çünkü Kıbrıs Suriye’nin bir nefes kadar yakınındadır.