1. Frene basın
Yoğun duygular ortaya çıktığında frene basın. İçinizde neler olup bittiğini tanımlamak için bir dakikanızı ayırın. Kendinize sorun: Hangi duyguyu yaşıyorum? Hangi fiziksel belirtileri hissediyorum? Bedenimin neresinde hissediyorum? İçgüdülerim beni ne yapmaya itiyor?
Unutmayın, amaç duygularınızı etiketlemek değil; sadece duraklatma tuşuna basmak ve gözlemlemek. Bu, duygularınızın eylemlerinizi belirlemesine izin vermek yerine seçimler yapmanızı sağlar.
2. Yargılamadan açıklayın
Duygu durumunuzu ifade edin. Bu, tarafsız bir gözlemciyle yüksek sesle konuşmak gibi. Örneğin, “Her şey zor geliyor” veya “Göğsüm zonkluyor” deyin. Unutmayın: Duygusal olduğumuzda kendimizi yargılamak isteriz. Örneğin, ‘Niye böyleyim?’ diye düşünürüz. Yargılamalar sıklıkla duygusal tepkiselliği körükler.
3. ‘Etkisizleştirme’yi deneyin
Etkisizleştirme, bize içsel deneyimlerimiz ile kim olduğumuz arasında nasıl boşluk yaratacağımızı öğreten bir kelime. Kendinize şöyle deyin: ‘İçimde şöyle bir his var’. Duyguyu adlandırdığınızda, ‘etkisizleştirme’ye başlarsınız. Başka bir deyişle, ‘Şunu yaşıyorum…’ dili, geri adım atmanıza yardım eder ve kendinizle duygularınız arasında boşluk yaratır. Bu basit teknik duygunun yoğunluğunu azaltabilir.
4. Mücadeleyi bırakın
Şöyle düşünün: Duygularınız okyanustaki dalgalar gibi. Değiştirmeye veya kaçmaya çalışmak, dalgaları durdurmaya çalışmak gibi. Yorucu ve sonuçta faydasız. Mücadeleyi bırakmak, düşünceleriniz ve duygularınıza karşı mücadeleyi bırakmak demek. Direnmek yerine, bu içsel deneyimleri insan olmanın bir parçası olarak kabul edin. Kolay değil ama inanılmaz derecede özgürleştirici. Duyguların büyümesini önler ve eylemlerinizi kontrol edersiniz.
5. Gerçekten ne istiyorsanız onu yapın
Şunu ya da bunu yapmanızı söyleyen duygularınız var. Ama gerçekten ne istiyorsunuz? İşte bu noktada değerler devreye giriyor. Değerler, yol gösterici yıldızlarınız. Eylemleriniz değerlerinizle uyumlu olduğunda, bir amaç ve tatmin duygusu yaşarsınız. Değerlerinizi keşfetmek, özellikle yoğun duygular kapıyı çaldığında hangi adımları atmanız gerektiğini bilmenize yardım eder. Bu, hayatın duygusal iniş çıkışları için kişiselleştirilmiş bir yol haritasına sahip olmak gibi.