Daron Acemoğlu: Sadece yüksek faizle ekonomi düzelmez

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Prof. Dr. Daron Acemoğlu, tek başına faiz artırmanın ekonomiyi düzeltmeyeceğini söyleyerek dört politika değişikliği önerisi sıraladı.

İktidar uyarılara rağmen düşük faiz politikasında ısrar edince ekonomi krize girmiş, işleri toparlaması için Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan gibi ‘piyasanın sevdiği’ isimler göreve getirilmişti. Yeni yönetimin ekonomi politikalarını ‘normalleştirmesi’ ve Merkez Bankası’nın da faiz artırması bekleniyordu.

MB de son iki toplantıda faizi artırırken ekonomistler bu artışı yetersiz ve eksik bulmuştu. 24 Ağustos’taki son faiz kararındaysa oran 750 baz puan artırılarak yüzde 25’e çıkarılmıştı. Çoğu ekonomist bu kararı doğru bulmuştu.

‘Mücadeleye başladığının göstergesi olabilir

Acemoğlu da Twitter paylaşımında bu hamlenin ‘doğru’ olduğunu söyleyerek “Bu yeni karar Merkez Bankası’nın belki de gerçekten enflasyona karşı mücadeleye başladığının göstergesi olabilir” dedi.

‘Doğru politikalara giden yolun en başında olunduğunu’ söyleyen profesör, “Sadece yüksek faiz aktarılmasıyla ekonomi düzelmez. Benim bu konuda hep vurguladığım ve yapılması gerekli gördüğüm dört politika değişikliği var” diye yazarak bu önerileri sıraladı:

‘Reel faizleri sıfırın üstüne doğru taşımak’

*Birincisi faizleri arttırıp enflasyonu kontrol altına almaya başlamak için reel faizleri sıfırın üstüne doğru taşımak. Bu enflasyona karşı mücadele için çok önemli. Bu birinci maddenin başındayız. Ben hala emin değilim devlet bankaları duracak mı?

*Başka yollardan rant dağıtımına devam edilebilirler. Yani şimdilik sadece birincinin bir bölümüne doğru bir adım atıldı.

‘İfade özgürlüğü ve demokratik hakların kuvvetlendirilmesi’

*İkincisi, aynı sırada kurumsal reform sürecine başlamak. Bu da çok önemli. Bu süreç ifade özgürlüğü ve demokratik hakların kuvvetlendirilmesiyle başlamalı. Ama aynı zamanda ekonomiyi direk olarak etkileyecek yapısal reformlar da çok önemli.

*Bunların içinde yolsuzluğu kontrol altına almak, rekabeti azaltan uygulamaları durdurmak, yargı kurumlarının bağımsızlığını sağlamak ve yatırımın önünün açılması özellikle önemli. Bu konularda hiçbir gelişme yok ve olacağını düşünmüyorum.

‘Türkiye’nin en büyük problemleri verimsizlik ve teknolojik gerilik’

*Benim Murat Üçer’ile beraber yaptığım analizde Türkiye’nin en büyük problemlerinin verimsizlik ve teknolojik gerilik olduğu ortaya çıkıyor. Bunlar kurumsal ve büyük yapısal reformlar olmadan çözülemeyecek problemler.

*Bu verimsizlik devam ettiği sürece de ücretler reel olarak artmayacak ve enflasyonu tetikleyecek problemler her zaman ortaya çıkacak. Fakirlik ve işsizlik problemleri devam edecek.

‘Kaynakları doğru kullanacaklarından emin değilim’

*Üçüncü olarak enflasyona karşı mücadele ve kurumsal yapıdaki reformların başlangıcıyla beraber yurtdışından kaynak getirilmesi. Bu kaynaklar şirket ve banka bilançolarındaki kötü durumu düzeltmek için ve depremden dolayı ortaya çıkan büyük harcama gerekliliği için kullanılmalıdır.

*Bu konuda bir şey yapılacak mı? Ekonomi kurmayları tabii ki yurtdışından kaynak getirmek istiyorlar. Ama bunları doğru kullanacaklarına emin değilim. Türkiye bankalarının ve şirketlerinin gerçek durumunun ne olduğunu şu ana kadar tartışmadılar.

*Mehmet Şimşek bundan önceki bakanlık döneminde bol kaynak vardı ve bu kaynaklar doğru kullanılmadı. Türkiye’nin üretkenliğinin en düşük olduğu dönemdi bu dönem. Şimdi birden bire doğru kararları mı almaya başlayacaklar?

‘Türkiye ve Türk halkını zor günler bekliyor’

*Dördüncüsü ise fakirliğin artmamasını sağlamak. Yurtdışından gelen kaynaklarla ve iyi bir yola oturtulan kurumsal reformlarla beraber hem yatırımı arttırmak hem de sosyal güvenlik ağını kuvvetlendirmek lazım. Bu konuda hükümetin doğru politikaları izleyeceğinden de emin değilim.

*Sonuç olarak doğru yöne doğru bir adım, ama bence arkası gelip gelmeyeceği belli değil. Bence Türkiye ve Türk halkını zor günler bekliyor.