Önceki akşam DAÜ-SEN yönetim kurulu üyesi da olan DAÜ Miramarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Ercan Hoşkara ile birlikte DAÜ’yü masaya yatırdık. Bildiğiniz gibi 14 Ekim’de Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın DAÜ’deki görev süresi sona erdi. Öncesinde münhal açılmadan yani kimsenin DAÜ Rektörlüğü pozisyonuna müracaat etmesine fırsat bırakılmadan aslında pek de demokratik olmayan bir süreç işletilmişti. DAÜ VYK ise yetkisini kullanarak 14 Ekim günü boşalan DAÜ Rektörlüğü makamına Prof.Dr. Necdet Osam’ı vekâleten atadı. DAÜ Yönetimine açılmış bulunan 400’ün üzerinde dava bulunmakta. Bu davaların birçoğu 2011-2012 yıllarını kapsamakta. DAÜ’deki yeni yönetimin eski yönetimden devraldığı kötü bir miras olarak bu davalar ortada duruyor. Uzun süredir uygulanmayan TİS yani Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerini ise DAÜ VYK aldığı kararla kendisi yürütüyor. Çünkü geçmiş eski yönetim sendikalar ile TİS görüşmeleri yapmaktan kaçınmıştı. DAÜ’de başarılı gibi lanse edilemeye çalışılan eski yönetim döneminde. 200’ün üzerinde kişi işinden durduruldu. DAÜ’nün okul öncesi okulları deyim yerinde ise peşkeş çekildi, ihaleye açılmadan ve tartışmalı bir süreçle bir kuruş almadan devredildi. Çalışanların maaşlarından %15’lere varan kesintiler yapıldı. Üniversite şehir bütünleşmesi DAÜ’nün içerisinde özelleştirme kisvesi altında kiralanmadık yer kalmayınca sekteye uğratıldı. Halen 300 milyonluk bütçenin 100 milyonu burslara gidiyor. KKTC yılda 30 milyon TL’yi DAÜ bütçesine aktarmaya ise devam ediyor. Yani DAÜ’de uygulanan yönetmelerle Üniversite hem çalışanları ile kavgalı/davalı bir hale getirildi hem de Gazimağusa şehri ile. Vekaleten atanan yönetimin ise önünde zorlu bir süreç var. Bir an önce DAÜ’nün özerk demokratik bir üniversite olması için 7 yıldır tozlu raflarda bekleyen yasa tasarısı tüm paydaşlar ile birlikte yeniden ele alınmalı ve DAÜ hepimizin yüzünü güldüren bir üniversite halini almalıdır. Çok Konuşulan