LONDRA İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, İngiliz Parlamentosu'nun alt kanadı Avam Kamarası'nda milletvekillerinin Suriye'deki son duruma ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir vekilin, İran'ın Suriye rejimine verdiği desteği hatırlatması üzerine Hague, "İran'ın Esed rejiminin vahşetine verdiği desteği çekmesini istiyoruz. Dün gece, Suriye rejimi tarafından uygulanan işkence, taciz ve tutuklu insanların öldürülmesini ortaya koyan şoke edici kanıtlar ortaya çıktı" dedi. İran'ı ikna etmek için çabalamayı sürdüreceklerini vurgulayan Hague, "Ancak Suriye'de barış olması önünde sonunda İran'ın çıkarlarına. Bu nedenle İran'a bu fırsata sarılmasını söylüyoruz" ifadesini kullandı. İngiliz hükümetinin, Suriye'deki insan hakları ihlalleri ve dün yayımlanarak ülkedeki vahşeti ortaya çıkaran fotoğraflara ilişkin ne gibi adımlar atacağının sorulması üzerine, Hague şöyle konuştu: "Birçok delil gördüm. Hepsi çok ikna edici ve dehşet verici. Bir gün bu suçları işleyenlerin sorumlu tutulacak olması önemli. Birleşik Krallık, insan hakları ihlallerini dosyalamaya ilişkin pek çok şey gerçekleştirdi. Suriye'deki ılımlı politik güçlere verdiğimiz desteğin bir parçası da insan hakları eylemcilerine işlenen suçların kayıt altına alınması konusunda verilen eğitimdi ki bunlar dünyanın dikkatini çekti." İngiltere'nin Suriye'ye insani yardım göndermeye devam edeceğini belirten Hague, 200 bin kişinin kuşatma altında kalan bölgelerde olduğunun ve Esed rejiminin hala bu bölgelere giriş izni vermediğinin altını çizdi.“Fotoğraflar, Esed’in savaş suçu işlediğini ortaya koyuyor” Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, dün yayımlanan Suriye’de muhaliflere yapılan işkenceyi gösteren rapor ve fotoğrafların "Esed’in savaş suçu işlediğini ortaya koyduğunu" söyledi. Konuyla ilgili mecliste açıklamada bulunan Timmermans, AA, CNN ve TRT tarafından dünya kamuoyuna yayınlanan fotoğrafların, bilinen işkenceleri göz önüne serdiğini belirterek, yapılan insan hakları ihlallerinin korkunç olduğunu dile getirdi. Görüntülerin her zaman sözlerden daha net olduğuna işaret eden Timmermans, daha önce dinledikleri şahitlerin de yayımlanan fotoğraflardaki görüntülere benzer şeyler anlattıklarını ifade etti. Esed’in Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde(UCM) yargılanması gerektiği üzerinde duran Timmermans, Suriye UCM’ye üye olmadığı için bunun ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla mümkün olabileceğini ama Rusya’nın bu durumu veto ettiğini hatırlattı. İsviçre’nin Montrö şehrinde başlayacak olan Cenevre-2 Konferansı'na katılacağına vurgu yapan Timmermans, “Fotoğraflar ve raporun Cenevre-2 Konferansı'ndan hemen önce yayımlanması tesadüf de olabilir olmayabilir de ama şu gerçek ki Esed’in yaptığı insan hakları ihlallerini gösteriyor” dedi. Bakan Timmermans, Suriye sorununa yönelik yürütülen siyasi çözüm çabaları ve barış görüşmelerinin alternatifinin olmadığını da bildirdi.“Cenevre-2 sahip olduğumuz tek olanak” İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino, Suriye’de barışı sağlamak üzere başlayacak Cenevre-2 Konferansı'nın tek olanak olduğunu söyledi. Senato ve Temsilciler Meclisi Dışişleri ve AB Politikaları Ortak Komisyonu’nda, İsviçre’nin Montrö kentinde başlayacak Cenevre-2 Konferansı'ndan önce bugün parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Bonino, “Karışık, zorlu, her günü engellerle dolu, uzun bir yol olacak olmasına rağmen Cenevre-2 sahip olduğumuz tek olanak” dedi. İtalya’nın sadece siyasi sürecin başlamasını değil aynı zamanda insani bağlantının da kurulmasıyla ilgilendiğini ve ikisinin birlikte başlaması gerektiğini dile getiren Bonino, “Suriye’nin içinden aldığımız haberler, dramatik” ifadesini kullandı. Konferansa İran’ın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun tarafından önce davet edilip, sonra bu davetin geri çekilmesine ilişkin de Bonino, İran’ın Cenevre-1’in sonuçlarına taahhütte bulunmadığını ve bu durumun dün karışıklığa yol açtığını söyledi. Dışişleri Bakanı Bonino, “Bugün, İran için geçici bir dışlanma olduğuna inanıyorum. Aksisi iyiye işaret değil” dedi. Öte yandan, Başbakan Enrico Letta da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Maurizio Lupi, Çevre Bakanı Andrea Orlando ile Suriye’nin kimyasal silahlarının Amerikan gemisine transfer edileceği liman olarak belirlenen Gioia Tauro’nun yerel yöneticilerini, başbakanlıkta ağırladı. Başbakanlıktan yapılan açıklamada, Letta’nın yerel yöneticilerin endişelerini dinlediği ve bunları saygıyla karşıladığı belirtilirken, gereksiz alarm durumlarına karşı hükümetin gerekli bilgilendirmeyi yapacağı kaydedildi. İtalyan haber ajansı ANSA’nın haberine göre de Suriye’nin kimyasal silahlarını imha edecek Amerikan Cape Ray gemisinin de silahları almak üzere 10 gün içinde İtalya’ya geleceği bildirildi."Suriye'deki vahşet hangi dinden veya ırktan olursa olsun, insan vicdanını sızlatıyor" Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) İslami Birlik Partisi (Yekgırtu) Sözcüsü ve Kürdistan Parlamenterler Birliği üyesi Halil ibrahim, "Suriye'deki vahşet hangi dinden veya ırktan olursa olsun, insan vicdanını sızlatıyor" dedi. Suriye'de ortaya çıkan işkence görüntülerini AA muhabirine değerlendiren İbrahim, medyada yayımlanan savaş suçu fotoğraflarının her açıdan "insanlık dışı" olduğunu söyledi. Yayımlanan fotoğraflarla Suriye'de insan değerinin kalmadığının ispatlandığını belirten İbrahim, "Fotoğraflar her şeyi ortaya çıkardı, artık kimse vahşeti inkar edemez. Deliller, Beşşar Esed'in uluslararası mahkemede yargılanması için yeterlidir. İnsana değer veren devletler, bu fotoğraflardan sonra susmamalıdır" şeklinde konuştu. Hama Katliamı'nda Suriye'de kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu on binlerce insanın öldürüldüğünü hatırlatan İbrahim şöyle konuştu: "Suriye'deki rejim, arkadaşlarını bile acımadan öldüren bir tarihe sahiptir. Bana göre, 3 yıldır savaş suçu işleniyor. Şuan Halep, Rakka ve Humus'un hali içler acısıdır. İran, Suriye'deki savaşı ve Bağdat'taki patlamaları bahçesinde meydana gelen olaylar olarak görüyor. İran da artık bu fotoğraflardan sonra Esed rejimine verdiği desteği çekmelidir. İran gibi bir İslam ülkesinin bu zulmün yanında değil karşısında yer alması gerekiyor. Binlerce insanın hapishanelerde aç bırakılarak ve işkence edilerek öldürüldüğü kanıtlarıyla karşı karşıyayız. Esed rejiminin insanlara sistemli işkence yaparak öldürmesinin kınıyoruz, lanetliyoruz. Bütün parti ve derneklerden isteğimiz birlik olup rejimin işlediği suçları durdurmalarıdır." Cenevre-2 Konferansı öncesinde işkence delillerinin dünya kamuoyuyla paylaşılmasının önemli olduğunu kaydeden İbrahim, artık farklı sonuçların çıkması ve Suriye'de geçici bir hükümetin kurulması gerektiğini ifade etti. İbrahim, "Halkını katleden eli kanlıların acilen yargılanması şarttır" dedi. "Kanıtlar rejimin insanlık dışı bir sistemle işkence yaptığını ortaya koyuyor" Danimarka Dışişleri Bakanı Holger K. Nielsen, Suriye'de ortaya çıkan görüntülerin rejimin insanlık dışı bir sistemle işkence yaptığını ortaya koyduğunu belirtti. Nielsen yaptığı açıklamada, Suriye'de işkence yapıldığına dair net kanıtların ortaya çıktığını ifade etti. "Kanıtlar rejimin insanlık dışı bir sistemle işkence yaptığını ortaya koyuyor" diyen Nielsen, bu durumun, Esed'e karşı durmanın ve Esed'in Suriye'nin geleceğinde yeri olmadığı fikrini daha da güçlendirdiğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Nielsen, ortaya çıkan işkence konusunun, Uluslararası Ceza Mahkemesine gelmesinin kaçınılmaz bir durum olduğunu ifade ederek Suriye'de savaş ve insanlık suçu işleyen herkesin cezalandırılmasının da çok önemli olduğunu bildirdi."Eğer gerçekse bu fotoğraflar gerçekten dehşet verici"BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, Suriye'deki savaş suçu belgelerinin "gerçekten dehşet verici" olduğunu belirterek, "Biz işkence, infaz ve kötü muamelenin karşısında olduğumuzu Suriye krizi başladığından bu yana hep belirttik, bunun karşısında olmayı da sürdüreceğiz" dedi. Farhan Haq, basın toplantısında AA muhabirinin, Suriye’de 11 bin kişinin, gözaltında işkence gördüğü ve öldürüldüğü yönündeki rapor ve bu işkencelerin faillerinin BM Güvenlik Konseyi tarafından Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (ICC) sevkedilmesi için BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un talepte bulunup bulunmayacağı sorusunu yanıtladı. Raporlarda yer alan belgeleri incelediklerini kaydeden Haq, Suriye'de işkence ve kötü muamele uygulamaları nedeniyle eskiden beri kaygılı olduklarını belirterek, Genel Sekreter Ban'ın bunun karşısında olduğunu defalarca vurguladığını ifade etti. Raporun içeriğini ve fotoğrafları incelemekte olduklarını ifade eden Haq, "Eğer gerçekse, bu fotoğraflar gerçekten dehşet verici. Biz işkence, infaz ve kötü muamelenin karşısında olduğumuzu Suriye krizi başladığından bu yana hep belirttik, bunun karşısında olmayı da sürdüreceğiz" dedi. Suriye Hükümeti'nin BM Güvenlik Konseyi tarafından ICC'ye sevk edilmesi konusunda da Haq, buna BMGK üyelerinin karar vereceğini ancak onların da öncelikle bu raporu ve fotoğrafları incelemesi gerekeceğini söyledi. "Beklentiler konusunda dikkatli olmamız gerekiyor" Paris’teki temaslarının ardından Cenevre-2 Konferansı için İsviçre’ye hareketinden önce gazetecilere açıklamalarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, konferanstan bir barış anlaşmasına dönük olağanüstü bir ilerleme beklemediğini kaydetti. Alman Dışişleri Bakanı, “Beklentiler konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Burada barış anlaşması konusunda olağanüstü bir ilerleme olmayacaktır” diye konuştu. Steinmeier, Cenevre-2 Konferansı’nda siyasi çözüm yönünde “küçük adımlarla” ilerleme için çalışacaklarını, bu kapsamda silahların susması ve insani yardım koridorları için çaba göstereceklerini kaydetti.