Denktaş, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Güvenlik Konseyi üyelerini bilgilendirmek amacıyla hazırladığı raporu değerlendirdi.
Denktaş yaptığı yazılı açıklamada, rapora ilişkin olarak, “Bugüne kadar yazılan yüzlerce rapora bir yenisi daha eklenirken, yaşadığımız hayal kırıklığını ifade etmem gerekir. Kıbrıs’la ilgili BM geleneğinde raporları ‘dengeli’ tutma eğilimi özellikle müzakere süreçlerinde belirgindir. Ancak kendi içinde ‘denge’ taşıyan raporlar gerçeklikle karşılaştırılınca haksız dengesizlikleri de barındırabilir” ifadelerini kullandı.
“ADİL OLMAYAN BİR TUTUM”
Denktaş, “Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı da raporu incelediği zaman büyük bir ihtimalle benzer duygular yaşayacaktır. Sayın Akıncı’nın zaman zaman bizim tasvip etmediğimiz ölçüde sorunun çözümü için vermiş olduğu tavizleri; bir anlaşma imzalanabilmesi için göstermiş olduğu çabayı, tüm BM parametrelerini bir çırpıda silip atan Rum Lider Anastasiadis’in uzlaşmaz tavrı ile ‘dengeli’ tutmaya çalışmak Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ve Kıbrıs Türk halkına karşı adil olmayan bir tutum sergilemektir. Sayın Guterres’in bir çok konuda eksik ve/veya yanlış bilgilendirildiğini de rapor içinde saptamak mümkün” ifadelerine yer verdi.
Raporun beşinci paragrafında pazar araştırma şirketleri tarafından yapılan bir araştırmaya atıfta bulunulması ve bu bulgulara dayanarak her iki toplumun büyük oranda çözüm arzusu taşıdığının belirtilmesinin “ciddi bir hata” olduğunu kaydeden Denktaş, “Ülkemizde yıllardır yapılmakta olan güvenilir araştırmalar göstermektedir ki Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan şekliyle bir çözüme olan inanç da arzu da giderek azalmaktadır” dedi.
Denktaş şöyle devam etti:
“Raporun 6. paragrafında ise, iki tarafın karşılıklı olarak yaptıkları açıklamalarla/suçlamalarla iki halk arasında var olduğu iddia edilen çözüm arzusundan faydalanamadıklarını (capitalize) iddia ederek Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın tüm çabalarını göz ardı etmektedir. Hayalkırıklığı yaratma ve manipülasyon şampiyonu Anastasiadis ile Sayın Akıncı’nın çabalarını aynı kefede değerlendirmek sanırım büyük bir haksızlıktır. Sayın Guterres’ten beklentimiz en azından Anastasiades’in politik eşitlik, kararlara etkin katılım ve dönüşümlü Cumhurbaşkanlığı konularında yapmış olduğu onlarca kışkırtıcı, sürecin altına dinamit koyan açıklamalarını Güvenlik Konseyi üyelerinin bilgisine getirmesiydi”
Guterres’in eksik bilgilendirildiği bir başka konunun ise, 18. paragraftan başlayarak atıfta bulunulan iki toplumlu teknik komitelerin finansmanı ve çalıştırılamamasıyla ilgili olduğunu belirten Denktaş, şunları kaydetti:
“Raporun 18. paragrafında belirtilen “İki Toplumlu Teknik Komitelerin Çalışmalarına Destek Mekanizması” finansmanı maalesef AB’nin Kıbrıs Türklerine ayırmış olduğu bütçeden sağlanmaktadır. Bu fikir gündeme geldiği günlerde, Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi aracılığıyla AB’ye ilettiğimiz mesaj çok netti. AB’ye Kıbrıslı Türklere ayrılan fondan 1 milyon Euro tutarındaki miktarı İki Toplumlu Teknik Komitelere aktarılmasının adil olmadığını, İki Toplumlu Teknik Komitelerin eğer varsa finansman ihtiyaçlarının KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Güneydeki ilgili kurumlar tarafından eşit derecede karşılanabileceğini belirtmiştik. Güney komşularımız her zamanki tavırlarıyla bu önerimizi reddetmişler bunun sonucunda ise Kıbrıslı Türklere ayrılan 1 milyon Euro, rapordan da anlaşılabileceği gibi iki toplumlu Teknik Komitelerin çalışmalarına destek vermek için kullanılmaya başlanmıştır. İki Toplumlu Teknik Komitelerle ilgili bir başka eksik bilgi ise Rum yönetiminin reddi nedeniyle çalışmaları durdurulan AB konularıyla ilgili Ad-hoc Komite çalışmalarıdır. Kıbrıslı Rumlar bizim AB Komisyon uzmanlarıyla çalışmamızı kabul edemediklerinden bu komiteyi de bertaraf etmişlerdir.”
“MESAJIN KIBRIS RUM TOPLUMUNA YÖNELİK OLDUĞUNU ÜMİT EDİYORUM”
Raporun 30. paragrafında ifade edilen “sürdürülebilir bir çözüm için iki toplumun çözümün şekliyle ilgili bilgilendirilmeleri gerektiği” cümlesine yürekten katıldığını belirten Denktaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu cümlenin devamında ‘çözüm olmamasının sonuçları hakkında da bilgilendirilmeleri’ gerekir ifadesini buruklukla okurken, en azından çözümü sürekli olanaksız kılan Rum tarafının bu noktaya dikkati çekilebilmesi için BM’nin atacağı adımları sabırsızlıkla beklemekteyiz. Çözümsüzlüğün sonuçlarını izolasyon ve ambargolar altında yaşamaya devam Kıbrıs Türk tarafı, anavatan Türkiye’nin her alandaki desteği ile var olmayı başarmış bir halktır. Bu konudaki mesajın Kıbrıs Rum toplumuna yönelik olduğunu ümit ediyorum.
Ancak bu aşamada belli ki bir süre daha bu kez de Sayın Lute’un ‘ortak referans noktaları’ saptamasını bekleyeceğiz. Kıbrıs Türk halkı hem beklemekten hem de sürekli hayal kırıklığı yaşamaktan yorulmuştur. Birkaç gün önceki açıklamamda da belirttiğim gibi zaman şimdi yeni, yaratıcı fikir ve modelleri cesaretle tartışma, müzakere etme zamanıdır.”