Deprem bölgesinde uyuz vakalarında korkutan artış

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen illerden Hatay’da yeteri kadar hijyen koşulları olmadığı için uyuz vakaları artış göstermeye başladı.

Hatay'ın Antakya ilçesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Eşrefpaşa Hastanesi'nin kurduğu sahra hastanesinde gönüllü olarak çalışan Kulak Burun Boğaz doktoru ve CHP Manisa eski Milletvekili Tur Yıldız Biçer, sosyal medyasında yayınladığı video ile artan uyuz vakasına dikkat çekti.

“UYUZ HASTALIĞI GİDEREK ARTIYOR”

Özellikle kaldığı deprem bölgesinde uyuz vakalarının arttığına dikkat çeken Tur Yıldız Biçer, “Giderek artan vakalarda uyuz hastalığı görmeye başladık. Tabii bu zamana kadar yaşam koşullarının düzeltilememesi, hijyen kurallarına uyma konusunda ortamın mümkün olmaması, sağlıksız koşullar, toplumsal yaşam bu salgını giderek artıracak gibi görünüyor. Bir an önce bu duruma önlem alınması için yayın yapıyorum. Amacım Sağlık Bakanlığı'na bir çağrıda bulunmak” dedi.

“AİLECE UYUZ HASTALIĞINA YAKALANDIK”

Biçer'in çektiği videoya konuşan ve ismini vermek istemeyen bir depremzede, tüm ailesinin uyuz hastalığına yakalandığını söyledi. Depremden bu zamana kendi yaptıkları çadırda 17 kişinin birlikte yaşadıklarını anlatan depremzede vatandaş şöyle konuştu:

“Kendi imkanlarımız ile yaptığımız çadırda 17 kişi kalıyoruz. Şuanda sağlığımız açısından tedavimizi tam olarak yaptıramıyoruz. Ben kronik hastasıyım ve ilaçlarımı bulamıyorum. Depremden önce iki haftadır bir tedavi görüyordum. Şimdi göremiyorum.

Birde bunun üstüne uyuz hastalığına yakalandım. Ailece uyuz hastalığına yakalandık. Suya bile ulaşmakta zorlanıyoruz. Depremden sonra sadece kendi imkanlarımla bir kere banyo yaptım. Oda kendi imkanlarımla. Uyuz hastalığına yakalandığım için ılık suyla banyo yapmak zorunda kaldım.”

“DEPREM ÖLDÜRMEDİ İLAÇLARIMI ALAMADIĞIM İÇİN ÖLECEM”

Depremzede vatandaş videodaki açıklamasında kendisinin kronik rahatsızlığının bulunduğu ve ilaçlarına ulaşamadığını da ifade ederek şu sözlere yer verdi:

“Sağlık Bakanlığı'ndan şunu istiyorum. Kronik hastası olduğum için ilaçlarımı bulamıyorum. Çadır çadır dolaşıyorum ama ilaçlarımı bulamıyorum. Ben sağlığımdan oldum. Depremden ölmedik, ancak tedavi olamadığım ilaçlarımı alamadığım için öleceğim.”

“BAKTIĞIMIZ HASTALARIN YÜZDE 30-40'I UYUZ HASTALAĞINA YAKALANMIŞ”

Antakya ilçesinde kurulan sahra hastanesinde bir haftadır görev yaptığını söyleyen doktor Tur Yıldız Biçer ise SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamada, görev yaptığı günden itibaren uyuz vakalarında artış yaşandığını dile getirdi.

Antakya'da vatandaşların çoğunun kendi imkanlarıyla kurduğu derme çatma çadırlarda toplu halde yaşam mücadelesini sürdüğünü söyleyen Biçer şöyle devam etti:

“Yaklaşık bir haftadır sahra hastanesinde gönüllü olarak görev yapıyorum. Geldiğim güne göre uyuz vakalarında çok büyük artış yaşanmaya başladı. Sürekli de başvurular artıyor. Günde yaklaşık 300 hastaya bakıyoruz. Bunun yüzde 30-40 civarındaki vakalar uyuz hastalığı. Günde artık 30 hasta uyuz rahatsızlığı için geliyor. Çoğu zaman bir aileden bir kişi uyuza yakalandığı için geliyor.

Ancak bir ailede bir kişi uyuza yakalanmışsa, diğerlerinin de yakalanma ihtimali çok yüksek. Çünkü uyuz bulaşıcı bir hastalık. Sadece uyuz değil bitlenme olayları da artış durumda. Çünkü insanlar depremin olduğu günden bu zamana kadar banyo yapamıyor. Hijyen koşulları yetersiz.

Sağlık Bakanlığı bu konuda acil önlem alınmazsa bu hastalık salgına dönüşebilir. Uyuz hastalığı için ayrı bir bölümün açılması gerekir. Acilen deprem bölgesinde vatandaşların tuvalet ve banyo ihtiyacını karşılayabileceği alanların çoğaltılması gerekir. Yoksa önümüzdeki günlerde büyük bir uyuz, bit salgını ile karşı karşıya kalabiliriz. Çok vahim bir tablo var.”

“İLAÇ KONUSUNDA YETERLİ DEĞİLİZ”

Biçer bölgede yaşanan ilaç sıkıntısına da değinerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bize başvuran birçok vatandaşımızın çektiği en büyük sıkıntılardan birisi de ilaç. Çünkü önemli kronik rahatsızlıkları olan insanların ilaçları göçüğün altında kalmış. Şeker, kanser, tansiyon hastası olanların kullanması gereken ilaçları hep göçüğün altında. Bu nedenle vatandaş kendisi için önemli olan ilaçlara ulaşamıyor.

Bizde elimizde kısıtlı imkanlarla temin ettiğimiz ilaçları vermeye çalışıyoruz. Ancak bizde ilaç konusunda yeterli değiliz. Her ilacı bünyemizde bulunduramayız. Kapsamlı bir eczane kadar elimizde ilaç yok. Çünkü önemli ilaçların saklama koşulları farklı. Bir sahra hastanesinde saklamak imkansız.

Bu nedenle insanlar ilaçlara ulaşmakta çok büyük zorluk yaşıyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı'nın bir organizasyon içinde bu ilaçların temininin sağlanacağı yerler oluşturması gerekir. Şuanda bulunduğumuz deprem bölgesinde elinizde para bile olsa ağrı kesici bile alabileceğiniz eczane yok.”