Depremzedelerin özellikle olası salgın hastalıklara karşı vücut dirençlerini artırmaları için sağlıklı beslenmeleri gerekiyor. “Deprem gibi doğal afetlerde yaşamı sürdürmek ve sağlığı korumak için dikkat edilmesi gereken temel noktalardan biri depremzedelerin yeterli ve temiz suya, diğerleri ise yeterli ve hijyenik besine ulaşabilmeleridir'' diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Tuba Günebak, gıda erişiminde de aksaklıkların yaşandığı deprem bölgelerinde depremzedelerin sağlıklı beslenmesi için dikkat edilmesi gereken noktaları
şöyle sıraladı…
Düzenli su tüketimi hayati önem taşır
Deprem sonrası ortaya çıkan sorunlardan biri suya erişimin zorlaşması nedeniyle sıvı alımının azalmasıdır. Ayrıca, yaşlıların ağız kuruluğu hissine karşı duyarlılıklarının azalması nedeniyle su alımını azalttıkları ve idrar kaçırma sorunlarından kaçınmak için su içmekten kaçındıkları da gözlenmektedir. Oysa yetersiz su alımı nedeniyle oluşan dehidrasyon yani vücudun susuz kalması, kabızlık, kalp-damar hastalıkları ve derin ven trombozu/pulmoner emboli (bacak, kalça veya kollardaki büyük toplar damarlarda pıhtı oluşma) riskini artırır. Bu nedenle düzenli su tüketimi hayati önem taşır ve depremzedelerin kapalı içme suyuna kolay erişimi sağlanmalıdır. Suyun hijyenik kalitesinden emin olunamadığı durumlarda ise bir litre suya iki damla tentürdiyot damlatılarak su dezenfekte edilebilir.
Kronik hastalığı olanlar nelere dikkat etmeli?
Kronik hastalığı olanları da düşünerek aş evlerinde pişirilen yemeklerin sıvı yağ ile az tuzlu olarak pişirilmesine dikkat edilmelidir. Afet bölgelerinde sıklıkla gözlenen akut sağlık problemlerinden biri de yoğun strese bağlı olarak gelişen kan basıncı yani tansiyon değişiklikleri ve kan şekerindeki oynamalardır. Bu nedenle düşen kan şekerini hızlı artırmak adına kuru meyve tüketimi fayda sağlar. Depremzedelerin yaşadığı sıkıntılardan biri de yaşadıkları felaketten ötürü bozulan duygu durumlarıdır. Bu nedenle depremzedelerin duygu durumunu bir nebze de olsa pozitife çekebilmek için, mutluluk hormonu (serotonin) seviyelerini yükseltebilecek besinleri tüketmeleri sağlanmalıdır. Bunlar süt ve süt ürünleri, yumurta, peynir, çiğ kuruyemişler, muz, durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna gibi tam tahıllı yiyecekler ve ay çekirdeğidir.
Hangi sorunlar yaşanabilir?
Deprem bölgelerinde yetersiz beslenme sonucunda; zayıflayan bağışıklık nedeniyle daha çabuk ve sık hasta olma, enerji düşüklüğü yani çabuk yorulma ve halsizlik, anemi, uyku bozukluğu, sinirlilik, depresyon, kabızlık, unutkanlık, adet dönemleri arası sürenin uzaması veya adet görememe, çocuklarda yaşa göre gelişim geriliği (boy kısalığı veya boya göre düşük ağırlık) gibi önemli sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Gıda stoklarıyla ilgili uyarılar
Gıda zehirlenmelerine karşı afet bölgesine sevkiyatı yapılacak besinler arasında sıklıkla mikrobiyolojik üremeye mahal vermeyecek kuruyemişler, enerji barları, bisküviler, kurutulmuş ekmek, helva, uzun ömürlü 200 ml'lik paketlerde süt, küçük boy içme suyu, kuru meyve, vakumlu paketli hazır yemek, konserve balık gibi kuru besinlerin yer alması önerilir. Kapağı bombe yapmış konservelerin de tüketilmemesi gerekir. Stoklanan besinler de küflenme, bakteri üremesi gibi sorunlara karşı güneşli, sıcak ve nemli ortamlarda muhafaza edilmemelidir.
Hangi gıdalar tüketilmeli?
Deprem bölgelerinde sebze ve meyveye ulaşılamadığı için soğuk algınlığı, öksürük, kilo kaybı, mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları ve duygu durumu bozukluğu gibi şikayetlerde artış gözlenir. Bu durumda taze meyvenin muhafazası zor olabileceği için kuru meyve tercih edilebilir. Protein kaynağı olarak balık konserveleri tüketilebilir. Ancak bu gıdalara ulaşılamadığı zamanlarda bitkisel protein kaynağı besinler yani kuru baklagiller ya da konserveleri ön plana çıkar. Bitkisel protein kaynağı besinlerin vücuttaki kullanım oranını artırabilmek için C vitamini kaynağı besinlerle tüketilmeleri önerilir. Uzun vadede depremzedelerin sağlık beslenmelerini sağlamak için; mercimek, makarna, nohut, bulgur, pirinç, kuru fasulye gibi kuru gıdalar ile tuz, yağ, şeker, un, besin hazırlama, pişirme ve servis gereçlerini de içeren set dağıtımı faydalı olacaktır. Öte yandan hamilelik ve emziklilik dönemlerinde doktor kontrolünde gerekli D vitamini ve folik asit desteklerinin tüketilmesi hem annenin hem bebeğinin sağlığı için büyük önem taşır. Bebek ve çocukların büyüme ve gelişmeleri için gerekli enerji ve besin ögelerinin alınması afet durumlarında bile aksamadan gerçekleştirilmelidir. Bebekler için önerilen ilk besin anne sütüdür. Anne zarar görmediyse steril koşullar oluşturulmalı ve emzirme sağlanarak devam ettirilmelidir. Anne sütüne ulaşılamadığı durumlarda bebeğin ayına uygun mama ve tamamlayıcı besinlerin verilmesi gerekir.