Depresyonun ruh sağlığı hastalıkları arasında bilinen en eski ve en sık görülen hastalık olduğunu ifade eden Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Öztepe Yavaşçı, uzun yıllar boyunca depresyonun sadece psikolojik bir rahatsızlık olarak görüldüğünü belirtti
Yavaşçı, çevresel etmenlerin ve gelişim sürecinde yaşanılan örseleyici olaylar üzerinden açıklanmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Fakat sonrasında fiziksel bir hastalık için aynı ilacı kullanan hastaların çoğunda çökkünlük saptanınca araştırılmaya başlanıldığının altını çizen Yavaşçı, "Depresyonda genetik yatkınlık da üzerinde durulan diğer bir sebeptir. Fakat özellikle depresyonda etkili bir gen de bulunamamıştır. Stres de depresyonda etkili çevresel bir faktördür.
Genetik ve stres el ele verip depresyonun biyolojik mekanizmasını tetiklemektedir. Tabi depresyon ne sadece sosyo-psikolojik bir hastalık ne de biyolojik bir hastalıktır. Aslında birçok nedenin bir araya gelmesiyle oluşan bir beyin hastalığıdır. Bir de bazı fiziksel hastalıklarda da depresyon görülebilir.
Anemi, tiroit hastalıkları (hipotiroidi),diyabet, vitamin b12 eksikliği gibi. Bunlara dikkat edilmeli ve gözden kaçırılmamalıdır. Başka bir hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçlara bağlı da oluşabilir. Bunun için hastalar kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir" diye konuştu.
Depresyon tanısının ancak bir uzman tarafından konulabileceğini ifade eden Yavaşçı, "Depresyon, anhedonia dediğimiz ilgi kaybı, zevk alamama, enerji kaybı, suçluluk duyguları, yetersizlik düşüncesi, karar vermekte zorlanma, dikkat ve konsantrasyonda azalma, unutkanlık, düşüncelerin ve hareketlerin yavaşlaması, uyku ve iştah bozuklukları gibi belirtilerle giden bir tablodur.
Bu belirtilerin en az 2 hafta ve hemen hemen her gün gün boyu sürmesi gerekir. Psikiyatrik hastalıkların tanısında olmazsa olmaz kriterlerden biri de bu belirtilerin kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde bozmasıdır" dedi.
Depresyon tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalık olduğunu belirten Yavaşçı, "Depresyon tedavi edilmezse kronikleşebilir. En önemli ve en kötü sonucu intihardır. Ciddi yeti yitimine sebep olan bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı açıklamalara göre, tüm dünyada 121 milyon insanı etkilemektedir. Tüm dünyada en fazla iş gücü kaybı ve yeti yitimi yapan hastalıklar arasında 1. sıradadır.
Küresel hastalık yükünü arttırmada 4. sıradadır. Küresel hastalık yükü ne demek, hastalıkla ilişkili erken ölüm ve tahmin edilen yaşam süresinden eksilen verimli yıllar nedeniyle kaybedilen yılların toplamıdır. 15-44 yaş arasında kadınlarda ve erkeklerde 2. sıradadır. Tahmin edilen 2020 yılında tüm yaşlar ve her iki cinsiyet için ikinci sıraya yükseleceği yönündedir" şeklinde konuştu.
Özellikle yineleyici depresyonda mevsimsel özelliğin fazla olduğuna dikkat çeken Yavaşçı, "Mevsimsel değişmeler yalnız insanlarda değil, yoğun bir biçimde doğa ve hayvanlarda da oluşmaktadır. Muhtemelen halk arasında yer ve iklim değiştirmenin olumlu etkilerine olan inanç bu tür olgulardan kaynaklanmaktadır.
Mevsimsel depresyon ekvatordan uzakta yaşayan nüfusun yüzde 6'dan fazlasını etkiler. Mevsimlerle duygulanım bozuklukları ve intihar arasında ilişki bulunmaktadır. Mevsimsel depresyon, yüksek alanlarda daha yaygındır ve hastaların yüzde 60 ile 90'ı kadındır. Mevsimsel depresyonda antidepresan tedavi kadar şafaktan önce ve akşam olmak üzere 30 dakika süren fototerapi tedavide etkili bulunmuştur" dedi.