Yeni bir çalışma, derin okyanusun daha önce düşünüldüğü kadar karbonu tutamadığını gösterdi. Araştırma, Global Biogeochemical Cycles'ta yayınlandı.
Okyanuslar, şu anda yaklaşık 39 bin gigaton karbondioksitin hapsedildiği gezegenimizin en önemli karbon yutaklarından biridir. Bu şu anda atmosferde dolaşan karbonun yaklaşık 50 kat fazlasıdır.
İklim krizi sorunumuzu çözmek için okyanusların bu karbon yakalama ve depolama kabiliyetlerine güvenemeyiz, çünkü çok fazla karbondioksiti çok hızlı üretiyoruz.
Dahası, yeni bir çalışma, derin okyanusun daha önce düşünüldüğü kadar karbonu hiçbir yerde tutamadığını ortaya koydu. Araştırma, Global Biogeochemical Cycles'ta yayınlandı.
“Derin okyanustaki karbon depolama ömrü varsayıldığından çok daha az”
Bilim adamları, suyun yüzeyine yakın yaşayan ve daha sonra deniz tabanına sürüklenen mikroskobik bitkiler tarafından emilen karbon döngüsüne baktılar.
Yeni parçacık izleme modellerine dayanarak, bu sürecin içinde daha fazla sızma olduğu ve daha önceki tahminlere göre uzun vadede daha az karbon tuttuğu ortaya çıktı.
Birleşik Krallık'taki Ulusal Oşinografi Merkezi'nden Okyanus Biyojeokimyasal Model Analisti Chelsey Baker, "Okyanus önemli bir karbon yutağıdır ve biyolojik karbonun battığı derinlik okyanusun ne kadar atmosferik karbondioksiti etkilediğini belirler. Bu çalışmada, derin okyanustaki karbon depolama ömrünün genel olarak varsayıldığından çok daha az olabileceğini gösteriyoruz" dedi.
“Okyanuslar ısındıkça daha az karbon depolanacak”
Şimdiye kadar, derin okyanusun dolaşım yollarının, bin metre (3.250 fit) derinliğe ulaşan yakalanan her bir karbon parçasını birkaç bin yıl boyunca dünyadan uzakta tutacağı düşünülüyordu.
Araştırmacılar tarafından kullanılan simülasyonlar, Kuzey Atlantik Okyanusu'nda bin metre (3.250 fit) derinliğe ulaşan karbonun yalnızca ortalama yüzde 66'sının bir yüzyıl veya daha uzun süre depolanacağını ortaya koydu. İklim ve okyanus değiştikçe modellerin güncellenmesi gerekiyor.
Uzmanlar, gelecekte okyanusların ısındıkça daha fazla katmanlaşacağını, bunun da katmanlar arasında daha az karışma ve dibe daha az karbon batması anlamına geleceğini düşünüyor.