Devlet adamı olmanın ağırlığı…

Kıvanç BUHARA

AZ GİTTİK… UZ GİTTİK… KIVANÇ BUHARA   Herkes diken üstünde bekledi! Eller tetikte, nefesler tutuldu; ha şimdi patlayacak, ha birazdan… Patla bre mübarek, patla ki; Gerilenler, Bir tilki kurnazlığı ile köşeden başını uzatmış, olacakları bekleyenler… … bir an evvel gevşesinler, boşalsınlar ve derin bir “ooohhh”  çekiversinler!   Beklenenler olmadı! Beklenti içinde olanlar gerili kaldılar, gevşeyemediler, boşalıp rahatlayamadılar… İlk günden eleştiri mızraklarını AKINCI’nın üzerine yönelten dostlar da, bu ziyaretten sonra geri adım attılar! İyide de oldu. AKINCI’nın eğilip bükülecek bir siyasetçi olmadığını da bir defa daha anlamış olduk böylece!   Önce öfkelenen, hakaret derecesinde tavır koyan Tayyip Bey, geri adım attı! Özel uçağını gönderdi, ilk defa bir KKTC cumhurbaşkanı Dışişleri Bakanı tarafından karşılandı; Kısacası, KKTC cumhurbaşkanı, en azından “ bir millet, iki devlet “ söylemi ile karşılanan Azerbaycan Cumhurbaşkanları seviyesinde kabul gördü! Yavruydu, kardeşti duygusallığından öte; Bundan böyle; Uluslararası diplomasi kuralları, iki ayrı devletin resmi ilişkilerindeegemenolacak!   Bunu nasıl elde etti KKTC? Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu ile… Sonuçta; Anamız bizi azarlamak isterse, iki defa düşünmek durumundadır. Bundan böyle; Hiçbir resmi ağız bize “ beslemeler, tembeller, hazır yiyiciler!” demek cesaretini gösteremez. Hele hele; “ Sizi biz kurtardık “ söylemine en sert tepkiyi koyacak,prensip sahibi bir Cumhurbaşkanımız var! Yıllarca bu söylemler ve hakaretler altında ezilen biz Kıbrıslı Türkler için, Sayın AKINCI’nın seçilmesi bir milattır! Ak Sarayda, kapalı kapılar arkasında, baş başa görüşmede neler konuşuldu bilmiyoruz. Ancak; hiçbir şeyin gizli kalmadığı gibi, bir gün mutlaka bunlar da açıklanacak! Ve lakin; Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye ile ilişkilerimiz hangi düzeyde olursa olsun, KKTC’nin ayrı bir devlet olduğunu… … demokraside; yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğünde ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinde Türkiye’den ve daha bir çok ülkeden daha ileride olduğumuzu mutlaka Sayın Erdoğan’a hatırlatmıştır!   Gizli bölmede konuşulan her ne ise; Basın toplantısına ayna gibi yansımıştır diyebiliriz! Ne yavru vatan, Ne ata vatan, Ne de kardeş vatan söylemleri basın toplantısının konusu değildi. Sayın Erdoğan’ın Haziran seçimleri kaygısı olmasa, “ Kıbrıs bizim milli davamızdır “ deyimini de kullanmayacaktı sanırım! Her iki söyleminden birinin “ Ana vata, milli dava “ olan rahmetli Cumhurbaşkanı R.R. Denktaş’ı nasıl payladığını anımsadınız mı? Ne ise; Bu kadar yeter bu günlük! Esen kalın, sağlıcakla kalın!