Devlete ait Tarım arazilerine villa ve dükkân

Taner ULUTAŞ

İçişleri Bakanlığı tarafından üretime katkı için verilen 91 dönüm araziden bazılarına villa ve yedek parça dükkânın yanı sıra gecekondu kurulmasının önüne geçilemiyor. 191 bin dönümlük arazinin 91 dönümlük arazi kiraya verilirken 100 bin dönümlük arazi de yıllardır tutanın elinde kalıyor. TARIM ARAZİSİNE VİLLA YAPILDI AMA MÜDAHALE EDEN YOK Bir süre önce güvenilir bir kaynak tarafından yapılan açıklamada Mağusa’da Anadolu Mahallesi Kurtalan sokakta yaklaşık 15 yıl önce KKTC’ye gelen ve vatandaşlık almayan Davut Kocakaya isimli kişiye bakanlar kurulu tarafından tarım arazisi ve koçanı verildi. Davut Kocakaya isimli kişi konu tarım arazisi içerisine ev yaptı ve yan araziyi de işgal etti. Davut Kocakaya’nın işgal ettiği yan tarlayı bir başka şahıs devletten uzun süreliğine tarım amaçlı kiraladı ve kiralayan kişi tarlaya gidince tarlanın Davut Kocakaya isimli kişi tarafından işgal edildiğini gördü demişti. TARIM ARAZİSİNE OTO YEDEK PARÇA Ayni kaynak açıklamasına devamla üretim amaçlı devletten kiralanan araziye villa yapılmasının yanı sıra Tuzla – Güvercinlik arasında bulunan bir arazi ise UBP hükümeti tarafından T. E isimli kişiye tarım arazisi olarak verildi. Ancak T. E konu arazi içerisine bina yaparak oto yedek parça dükkânı olarak kullanmaya başladı. Sibel Siber hükümeti tarafından inşa edilen binanın kanunsuz olduğuna karar verildi ve Tayfun Ergün’den konu arazinin boşatılması istendi. Ancak Tayfun Ergün isimli kişi konu araziyi boşaltmadı ve konu mahkemelik oldu ifadesinde bulunmuştu. EV VE DÜKKAN YAPIMINA DEVAM Yapılan haber sonrasında villa ve oto yedek parça satış yeri yapılan arazilerin yanı sıra özelikle Maraş’ın belli başlı bölgelerinde üretim alanı olarak kiralanan devlet arazilerine gecekondu ve dükkan yapımının devam ettiği gözlemlendi. Devletin üretim alanı olarak kullanılması için kiraladığı alanlara villa-ev ve dükkan yapımına hangi yetkili makamın dur diyeceği merak konusu oluyor. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Ertan Birinci, Hilmi’nin okulu için taaa İngiltere’lere Canterbury’lere kadar gitmişsin. Hilmi’nin okula yazıldığını ve eğitimi için kolları sıvadığını da söylüyorsun. Eeeee evlat bu cefası da sefası da tatlı olur değil mi? Ertan, babanın sanatı oğluna mirastır der atalarımız. Senin girişkenliğin ve yeteneğin Tekin’den sonra Hilmi’ye de bulaştı. Malum girişkenlik ve yetenek bulaşıcıdır. Ama bu hastalık güzel ve tatlı bir hastalıktır be Ertan. Gençler senin de dediğin gibi aydınlık yarınlarımızın ışıkları olacak. Sayın Nermin Nalbant, Londra - Hackney’de, hayat nasıl? Malum buralarda pek hoş değil. Batan bir ekonomi ve suyun üzerinde kalan insanlar batmama mücadelesi veriyor. Sizin Londra’lardan ülkeniz ile bu denli ilgilenmeniz gerçekten çok güzel bir olay.  Londra’da yaşamını sürdüren birçok Kıbrıslı Türk üzülerek söyleyeyim Kıbrıs’a uzaktan bakarak yalnız buralara geldiği zaman ülkesini hatırlar. Ah Nermin Hanım, bakmakla öğrenilseydi köpekler kasap, öküzlerde trenlere makinist olurdu. Sizi ülkenize gösterdiğiniz ilgi nedeniyle kutlarım. Sayın Ali Kişmir bazen büyük konuşmak istiyorum. Hani o dilin kemiksiz halini, çizginin en aşılmış halini görmek ve 'senden beklemezdik' dedikleri türden patlamak istiyorum. Biraz da bana yakışanı değil, bana hiç yakışmayanları yapmak istiyorum. İnsanların anladığı türden değil de anlaşamadıkları türden konuşmak istiyorum. Ne suskun olmak, ne de tavır yapmak, yeri geldiğinde ağız dolusu küfür savurmak ve taşı gediğine koymak istiyorum. Ağzım bozulsun, çizgim bozulsun ama yeter artık huzurum bozulmasın. Ama ALLAH deyip susuyorum diyorsun da sen susarsan. Ben susarsam hepsimiz susurluk denizinde boğulmazmıyız. Ha söyle Ali’m boğulmazmıyız? Sayın Sami Dilek, öğretmen eksikliği bulunan okullara destek vermek için 23 Nisan ve Bülent Ecevit Lisesinde bugün yapacağın uyarı grevi belki birilerini uyandırır. Dürttük olmadı. Uyan dedik olmadı. Belki senin de destek mahiyetindeki katılımın ile birileri aklını başına devşirir ve gerekeni yapar. Atalarımız nasihat ile uslanmayanın hakkı kötektir der. Sizin köteğiniz grevdir, eylemdir. Basın zobbayı belki akıllanırlar. Sayın Çağlayan Cesurer, koskoca El- Sen Başkanının haberi olmadan birileri elektrik kesip elektrik bağlıyor.  Beyarmudu’nun Güney’den gelen elektriğini kimseye haber vermeden kesen ve Kuzey’e bağlayanlar saman altından su yürütürken hangi hesaplar içerisine girdi dersiniz. Senin çalıştığın kuruma zarar vermemek için sakin durduğunu gören birileri ‘Yavaş atın tekmesinin ‘ çok sert olduğunu unutmasın derim. Sayın İlker Edip, Beyarmudu’nda yaptığın hizmetleri görüp hazmedemeyenler bir şeyler kotarmaya çalışıyor. Senin tenhanı kısanlar yurt dışında olmanda da faydalanarak bir takım endek göndek işler içerisine girdi diyorlar. Elektriklerin kellesi bumburo kesilirken olan Beyarmudunun ahalisine oldu. Başkan Düşünmeden helaya oturan, çömeldiği yerden taş toplar der atalarımız. Elangirli işler çevirmeye çalışanlara hatırlatırız. Sayın Eray Demirpençe Nefes için verdiğiniz büyük uğraş meyvelerini vermeye başladı. Yayınladığınız mesajda bu zor günlerimizde yanımızda olan, telefonla arayan, mesaj gönderen, Nefesimiz için dua eden, maddi manevi destek veren can dostlarımıza, arkadaşlarımıza, ailelerimize ve bizi tanımadan desteklerini esirgemeyen herkese sonsuz teşekkürler dediniz. Sayın Demirpençe bütün ülke de Nefes için tek bir nefes oldu. Bu ülke insanı da Nefesi çok sevdi. Herkesin yüreği inanın Nefes için attı. Ciğer yanmayınca göz yaşarmaz. Nefes için yanan ciğerler onun güzel haberlerini alınca sevinçten gözleri yaşarttı. ******

GÜNÜN FOTOĞRAFI