Diyarbakır'ın Ofis semtindeki 40 yıllık Yüksek Kahve, her zaman olduğu gibi tıklım tıklım.
Dışarıda buz gibi bir hava var ama bu durum kahvenin müdavimlerine engel değil.
İçeride yaklaşık 50 kişi var. Hem sobanın sıcağından hem de içerideki kalabalıktan kahvenin camları buğulanmış.
Kahveye girdiğimde, yaşlı müşterilerin meraklı bakışları ile karşılaşıyorum. Girişe kurulmuş iki tablanın üzerindeki rengârenk kehribar tespihler alıcısını bekliyor.
Çaycı, dumanı üzerinde tüten taze çayları masalara servis ederken, duvarın önüne dizilmiş bir grup dama oynuyor. Kameramı gören yaşlı bir amca dama oynayan grubu işaret ediyor ve "Şampiyon orada" diyor.
İki ayrı dama masasında kıyasıya bir mücadele var. İzleyiciler arada oyunculara hamle önerisinde bulunsa da, genç oyuncu kendinden emin bir şekilde birkaç usta hamle yapıyor.
Televizyonda Amerika'nın Suriye'den çekilmesi ile ilgili haberler var. İzleyiciler göz ucuyla habere göz atsalar da, masadaki oyun şimdilik daha çok ilgi çekiyor.
Nihat adlı genç oyuncu, 60'larında gösteren Remzi adlı oyuncuyu birkaç hamlede yeniyor.
Bu kadar kısa sürede yenilmiş olmak Remzi'nin gücüne gitmiş gibi görünüyor ama yenmek kadar yenilmek de oyunun doğası.
Centilmence elini uzatıp, "Ne de olsa şampiyonumuz" diyerek el sıkışıyor.
Nihat, kahveye girişte, yaşlı amcanın "şampiyon" diye işaret ettiği dama oyuncusu.
30 yaşındaki usta oyuncu birkaç hafta önce Kuveyt'te yapılan dama turnuvasında şampiyon olmuş.
Kahvenin müdavimleri genelde yaşlılar. Birçoğu emekli ve günlerinin birkaç saatini burada geçiriyorlar. Yüksek Kahve için "Yüksek siyasetin döndüğü yer" ifadesi çok sık kullanılsa da burası aynı zamanda Diyarbakır'ın en iyi dama oyuncularının bir araya gelip, müsabakalar yaptığı belli başlı mekânlardan.
1994 yılında Kulp'un İnkaya köyünden zorunlu göç sonucunda Diyarbakır'a yerleştiklerinde Nihat 6 yaşındaymış.
Küçük yaşlardan itibaren hem okumuş hem de çalışarak ailesine katkıda bulunmaya çalışmış. Damayı çalıştığı iş yerinde görmüş, yaşlıları izlemiş uzun yıllar. Daha sonra yere çizdiği çizgiler ve taşlarla pratik yapmış ama usta dama oyuncularını izlemek, hamleleri ve oyunları görmek onun en iyi öğretmeni olmuş.
'İyi oyunculuk, iyi izlemekten geçiyor'
"Çocukken o kadar çok dama düşünüyordum ki, neredeyse diğer aktiviteleri ihmal ediyordum. Rakiplerimi nasıl yenebilirim diye hamleleri düşünerek yatardım. Daha iyi oynayan birini görünce daha çok merak saldım, oynama şevkim arttı. Türkiye'de kim iyi oynuyor diye hep iyi oyuncuların peşinden gittim, iyi oyuncular nasıl oynuyor hep takip ettim. Ama vazgeçmedim" diyor.
Diyarbakır'da eskiden çok iyi dama oyuncularının olduğunu söyleyen Nihat, iyi oyunculuğun iyi izleyicilikten geçtiğine inanıyor.
15 yaşındayken Diyarbakır'ın en iyilerinden birinin yendikten sonra, iyi bir dama oyuncusu olduğunu fark etmiş:
"Diyarbakır için eskiden damanın başkenti deniyordu. Çok iyi oyuncuları yıllarca izledim. Heci Mihemed Simaqî adında çok iyi bir dama oyuncusu vardı, damaya adeta aşıktı. Onu kimse yenemiyordu kolay kolay. 15 yaşında onunla oynadım ve yendim onu. Yaşlandığı için yenebildiğimi düşünüyorum ama o beni çok takdir etmişti, oyunumu, hamlelerimi çok beğendiğini söyledi. Sözleri bana cesaret verdi, özgüvenim arttı. El verdi diyebilirim. Ben de o günden sonra damadan vazgeçmedim."
Nihat, damanın basit bir oyun olarak algılandığını ama bu oyunun derinliğinin daha keşfedilmediğine inanıyor.
Gıda sektöründe çalışan genç oyuncu, damanın hayatında çok yer kapladığını söylüyor.
"Bazen beynimi dinlendirmek için bilinçli olarak birkaç hafta oynamıyorum. Dama da satranç gibi beyin sporu. Ama en büyük kazanımı sabretmeyi de öğretmesi. Sabırlı değilseniz, iyi bir dama oyuncusu olamazsınız" diyor ve bu oyun sayesinde çok iyi dostlar edindiğini söylüyor.
İlk şampiyonluk 2013'te
Türkiye'nin birçok kentinde dama turnuvalarına katılmış Nihat. Çocukluğundan gelen bu tutku ona birçok başarı sağlamış. 2013 yılında Türkiye Şampiyonu olmuş.
2018'de Dünya Dama Elçisi olarak adlandırılan Fadi Umran'ın, Lübnan'da Haziran ayında organize ettiği turnuvaya Türkiye grubu olarak katılmış:
"İstanbul'dan Ogün Tanker ve Faik Yıldız ile birlikte Lübnan'dan birincilik ile döndük. İki hafta önce de Kuveyt'te Dünya Dama Turnuvası'nda katıldım, 7 ülkeden yaklaşık 50 kişinin katıldığı turnuvada 9 kişi ile karşılaştım, 7 kişiyi yendim, 2 kişi ile berabere kaldım. Turnuvanın birincisi oldum."
Bazı oyunların 3 gün sürdüğünü söyleyen Nihat "Rakibimi tanıyorsam onun hamlesi mi, oyunu mu, çıkışları mı iyi ya da zayıf, ona göre oyunumu kuruyorum. Savunma, saldırı, hamle ve oyun zenginliği damayı güçlü kılıyor. Hamleci oyuncular ve oyunbaz oyuncular vardır. Satrançtaki tek piyon bir hamlede tıkanabilir ama damada bir taş ile 50-100 sefer oynayabiliyorsunuz" diyor.
Kuveyt'te ağabeyini yendi
Nihat'ın Kuveyt'te yendiklerinden biri de ağabeyi Suat. Onun hikayesi Nihat'tan farklı. Damaya o da çocukluğundan beri ilgili ama önceliği tekvando olmuş. Aldığı birçok dereceden sonra profesyonel olarak dama oynamaya başlamış.
Diyarbakır ve Van'da düzenlenen turnuvalarda Türkiye birincisi olmuş ama Kuveyt, Suat'ın ilk uluslararası deneyimi olmuş. Kardeşi ile 3. turda karşılaşmayı da "kötü bir tesadüf" olarak görüyor.
"O beni yendi 1. oldu, ben 3. oldum. Kardeş olarak karşılaştığımızda daha çok oyunları tahlil ediyoruz, ciddi bir rekabet duygusu oluşmuyor, iki kardeş arasında o ciddiyet tam sağlanamıyor, verim alamadığımız için de pek oynamıyoruz" diyor.
Suat, damanın derin, sonu olmayan, hamle içinde hamle fırsatı sunan bir oyun olduğunu söylüyor:
"Bu da Ortadoğu'da yaşayan biri için biraz daha cezbedici. Çünkü Ortadoğu'da siyasi, insani her konuda bir şey yaparken öncelikle düşünmeniz sonra oynamanız lazım, dama işte buydu. Eğer önce oynar, sonra düşünürseniz hep kaybedersiniz. Bunu değiştirmenin bir yolu da düşünmeyi daha aktif hale getirmekti ve bu coğrafya için bu bir gereklilik."
Tarih mezunu Suat, damanın önemine dair tarihi küçük bir iki anekdot aktarıyor.
"Osmanlı sultanlarından Abdülaziz, damaya değer verdiği için en iyi dama oyuncularına maaş bağlamış. Damacıbaşına maaş bağlayıp, sarayda görev vermiş. Ortadoğu'da, Türkler ve Kürtler arasında çok yaygın. Genelde yaşlı oyunu diye algılanır ama Arap ülkelerinde genelde gençler oynar."
'Stratejik düşünmeyi geliştiriyor'
Hamle olarak satrancın, oyun olarak damanın daha zengin olduğunu belirten Suat, damanın da, satranç gibi insanda stratejik düşünme kabiliyetini geliştirdiğini söylüyor.
"Günlük hayatınızda en basit durumda bile stratejik düşünmeyi öğreniyoruz. Böyle olunca hata yapma riskiniz de ortadan kalkıyor" diyor.
Kahveye Melle Şair adında orta yaşlı bir adam giriyor. Her iki genci de başarılarından dolayı tebrik ediyor. Kayapınar ilçesinden gelen ve iyi bir dama oyuncusu olduğu söylenen bu adam da, iyi dama oyuncularının buluşma noktası olan Yüksek Kahve'nin müdavimlerinden. Biraz sonra 1975'de Diyarbakır Dama Şampiyonu olduğunu söyleyen yaşlı bir adam ile Nihat'a yenilen Remzi'nin maçı başlayacak. Aydın kardeşler bugün sadece izleyici.
Yüksek Kahve'de Çaycı Mehmet, masalara taze çay servis etmeye devam ediyor. Yenilen oyuncular ise yerini, sırasını bekleyen oyunculara bırakıyor.