Kıbrıs Türk halkının özgür iradesi ile seçip Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttuğu Mustafa Akıncı verdiği demeçlerinde, açıklamalarında, yanlış anlaşılmaya açık kapı bıraktı. Ve sıkıntılı günler geçiriyor. Hem kendisi hem de Kıbrıs Türk halkı. Ana-Yavru ilişkileri, karşılıklı saygı ve anlaşma, hoşgörü ile sağlıklı ve düşünce ile güçlenir, süreklilik kazanır. Bunları bilmeyen yoktur. Olmadığına göre de, elbette, sayın Akıncı da bunu çok iyi bilir. Dik duruş, kendi ayakları üzerinde durma arzusu yanlış bir tutum değildir. Ancak, TC Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan'ın, Akıncıyı uyarması da yanlış bir davranış değildir. Akıncı'nın , tek başına hiçbir şey yapamayacağını, verimli ve olumlu politika üretemeyeceğini bilmeyen mi var ? Akıncı , yanlış yolda imiş. Ankara ile Kıbrıs Türklerinin arasının açılmasını isteyen bazı çevreler körüklüyor. Şu, iyi anlaşılmalı ve bilinmelidir ki, hiçbir Kıbrıs Türk lideri ve Cumhurbaşkanı , Ankarayı ve ordaki yöneticileri karşısına alamaz, onlara rest çekemez. Bunu düşünemez bile. Retorik, söz düellosu gibi gösterilen gelişme , yakında düzeltilecektir. Hele, sayın Akıncı, hafta sonu Türkiye'ye bir gitsin ve gelsin... O zaman, ilişkilerin ne denli sağlam ve sağlıklı olduğu teslim edilecektir. Ankara ile Kıbrıs Türklerinin çekişmesi, kapışması, ayrılması söz konusu olamaz. Öylesine bir lüksleri yoktur. Türkiye , her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türklerinin yanında olmayı sürdürecektir. Bu kaçınılmazdır. Adadaki Türk varlığı başka şekilde sonsuza dek yaşatılamaz. Kuşkusuz, Kıbrıs Türk liderliği TC yetkilileri ile istişare ve güçlü diyalog içinde olmalıdır. Olacaktır da.. Bazı fırsatçı çevreler ellerini ovuşturmaya bile başladı. Tayip Erdoğan , yakında Akıncıyı yiyecek lafları ediyorlar. Yok öyle bir şey ve olamaz da. Kıbrıs Türk halkının seçtiği bir lideri, Cumhurbaşkanını yemek de ne demek ? KKTCnin savunmasını, altyapı projelerini, ekonomik sıkıntılarını halleden Ankara, Kıbrıs Türkleri ile kesinlikle iyi bir dayanışma ve işbirliği içinde olmak istemektedir. Sağlıklı ilişkilerin sarsılmamasına özen gösterilmelidir. Ana anadır. Evlat evlattır. Ne kadar da büyüse, kendi ailesini-yuvasını kursada evladın anası yine anasıdır. Ve ölünceye kadar da anası olarak kalacaktır. Bu ilişkinin saptırılmaması, yanlış anlayışa ve düşünceye fırsat verilmemesi şarttır. KKTC ayrı, bağımsız, bağlantısız , özgür , egemen bir devlet ise, Ona ve liderlerine, yetkililerine gerekli saygı gösterilmelidir. Olmadığına göre ve Avrupa'ya, Amerika'ya ve diğer dünya devletlerine sorulduğunda Türkiye'nin bir alt yönetimidir dendiğinde de kimse, lütfen, gücenmesin. Evet, KKTC, Türkiyesiz olamaz. Parası yok, doğal kaynakları yok, kendisini tanıyan tek bir devlet yok. O halde, Ankara ile uyum , sağlıklı ilişkiler ve karşılıklı saygı içinde, birlikte varolmanın yolları zedelenmemelidir. Sayın Akıncı, Ankara'ya güle güle git, güle güle ve hayırlı haberlerle gel.