Dolarda yükseliş devam eder mi?
Geçtiğimiz haftayı ABD'den gelen kuvvetli tarım dışı istihdam verisiyle 2.47'nin üzerinde rekor seviyeyle kapatan dolar, bu haftaya da dorukta başladı, önce 2.4993'ü sonrasında da 2,50 'yi gördü.
Dolardaki yükseliş Türkiye'ye has değil. Bütün gelişen piyasalarda benzer bir vaziyet mevzubahis. Çünkü ABD'den gelen veriler ekonominin toparlandığına konusunda beklentileri güçlendirdikçe, ABD Merkez Bankası'nın Haziran'da faiz artırması ihtimali de güçleniyor.
Türk'e konuşan Ekonomist Arda Tunca mevcut tabloyu şöyle özetliyor:
"Artık FED konusunda fiyatlamalar devreye girmeye başlıyor. FED'in Haziran'da faiz artıracağı hissiyatı güçleniyor. Dolardaki yükselişe alışmalı. Gelişen ülke para birimlerine bakınca görüyoruz ki, yıl başından beri TL rublenin ardından ikinci sıradaydı. Ancak geçtiğimiz hafta ilk sıraya geçti. Türkiye'de politikanın para politikasına müdahil vaziyeti da TL'yi zayıflatıyor."
Rubleden sonra en çok TL kaybettirdi
TL'nin diğer para birimlerine karşı performansına gelince:
Yılbaşından bu yana dolar TL'ye karşı yüzde 6,7, Brezilya realine karşı yüzde 4,7, Rus rublesine karşı yüzde 9 değer kazandı. Güney Afrika para ünitesi rand dolara karşı yüzde 0,1 Hindistan rupisi yüzde 1,5 değer kazandı. Yılbaşından bu yana TL dolara karşı Rus rublesinden sonra en çok değer kaybeden para ünitesi. GCM Frorex Araştırma Müdürü Erdoğan Turan "TL'de kesin bir olumsuz ayrışma görülüyor" diyor.
Tam 1 yıl geriye dönersek ve Şubat 2014'e göre bir mukayese yaparsak, Dolar/TL yüzde 12, Dolar/Brezilya Reali yüzde 16, Dolar/Güney Afrika Randı yüzde 4, Dolar/Rus rublesi yüzde 90 yükseldi. Dolar, Hindistan rupisine karşı yüzde 0,2 değer kaybetti.
"Kurda geri çekilme olsa da kalıcı olmaz"
'ye konuşan GCM Forex Araştırma Müdürü Erdoğan Turan'a göre doların 2.50'yi aşmasıyla Merkez Bankası'ndan TL'nin değerini artırmaya yönelik hamleler beklenebilir. Turan, kurda geri çekilme olsa bile bunun kalıcı olması için fazla destek meydana gelmediği görüşünde:
"Doların son 2,35-2,49 hareketinde iç-dış birkaç etken var. İç etken Merkez Bankası. Merkez Bankası politika faizinde 50 baz puanlık indirim yaptıktan sonra, Ocak enflasyonunu gördükten sonra, şayet enflasyonda 1 puanlık düşüş olursa ivedi toplantıyla faiz indirme tasarınını açıkladı. Merkez Bankası'nın iddialı ifadeleri piyasada ciddi bir faiz indirimi arayışı doğurdu. Faiz indirimi TL'nin gücünü azaltan, diğer para birimlerine göre talep cazibesini aşağı çeken bir vaziyet. Geçtiğimiz hafta Salı günü enflasyon açıklandı, Merkez Bankası'nın ivedi toplantı yapmasını gerektirecek kadar hızlı düşüş görülmedi ve kur 2,40 düzeyinin altına indi."
"Fakat Merkez Bankası eleştirileri piyasaları gerdi. Yükselen kura rağmen 24 Şubat tarihindeki toplantıda faiz indirim beklentileri rafa kaldırılmadı. Biz içeride Merkez Bankası odaklı tartışırken dolar uluslararası piyasada değer kazandı. Geçtiğimiz Cuma günü izah eden önemli makro veriler ABD ekonomisinde toparlanmanın devam ettiğine işaret etti. Toparlanmaya devam eden ekonomide Amerikan merkez bankası Fed'in faiz artırmaya haziran ayında başlayacağı düşüncesi güç kazandı. Kuvvetli ekonomi, kuvvetli para ünitesi akıbetini doğururken bir de Fed'in doların değerini artıracak faiz artırım arayışı, içerideki gelişmelerle de birleşince kurda 2,50 düzeyine kadar yükseliş yaşandı."
Kurla borç stoğu da artıyor
Işık FX de yayınladığı analizde Türkiye'nin artan dış borç stoğuna dikkat çekiyor:
"Faiz indirimi derken artan kurla Türkiye'nin dış borç stoğu artmaya devam ediyor. Hazine verilerine göre 2014 seneyin 3. çeyreği itibarıyla kamu dış borç stoğu 118, özel sektörün borç stoğu ise 275 milyar doları aştı. MB'nin döviz borcuyla birlikte 396 milyar dolar olan dış borç stoğu ilerleyen süreçte ekomiye tehdit oluşturabilir. Kura bakacak olursak, kurda 2.50 ve 2.5525 seviyeleri yeni zirveler olabilir."