Domuz Gibi

Oshan SABIRLI

Eskiden domuz gibi adam denirdi. Bu domuz gibi adam veya domuza benzer yaklaşımı çok güçlü ve kuvvetli, hatta sapasağlam ifadelerinin yerine kullanılırdı. Domuz gribi çıkınca her şey değişti, Ne oldu? Domuz gibi tabiri uzun süre kullanılmadı. Öte yandan biz h1n1 ve h1n5 gibi kodları öğrendik. Kuş gribi hastalığı işte böyle tanımlandı dünyada. Hastalık var mı yok mu? Tartışmaları içerisinde bizi sınır kapılarında karantina çalışmalarını da gördük. Hatta Ebola virüsü ile geçen bir yaz mevsimi sonrasında yeniden yaza hazırlanıyoruz. Tüm bunların ötesinde “Dana gibi” tabiri de var. Dana, Türk Dil Kurmu tarafından “sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu” şeklinde tanımlanmış. Biz danayı da güçlü kuvvetli hayvan olarak ifade etmişiz. Hatta Tosun gibi isimler bile koymuşuz coğrafyamızda. Bir dönem Lefkoşa kaymakamımızın soyadı da Dana idi. Özetle Dana konusunda şiirler bile yazıldı. Deli danaya biz esprilerle bile yaklaştık. Derken dün Deli Dana hastalığı konusunda haberlere yer verdik. Coğrafya yine KKTC. *** Yine farklı bir gerilim yaşanıyor ülkemde. Nedir bu Deli Dana? Nasıl bulaşır? Bize de bulaşabilir mi? şeklinde sorular sormaya başladık dünkü günde. Deli Dana haberlerinin yankıları da duyulmaya devam ediyor. Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde iki hastaya Deli Dana ön tanısı konulması ve sonrasında hastalardan birinin vefat etmesi üzerine yazılı açıklama yaptı dün. Sennaroğlu, sonucun kesinleşmemiş olmasına karşın halkın endişelerini gidermek amacıyla açıklama ihtiyacı duyduğunu belirterek, Deli Dana hastalığının ülkemizdeki sığırlarda bulunmadığını vurguladı. Hastalığın, klinik olarak ülkedeki sığırlarda tespit edilmediğini, söz konusu hastalığa neden olan et, kemik ve kan unu gibi mamullerin ithalatının AB ile eş zamanlı olarak 2001 yılından beri Bakanlar Kurulu kararıyla yasak olduğunu hatırlatan Sennaroğlu, halkın içini rahat tutmasını istedi. Ben rahat değilim. Ülkemin sağlık sistemine, sağlık sistemine güvenmiyorum. Keşke kimse hasta olmasa ve hastaneye düşmese, ama hayat buna şans vermiyor. Benim milletvekillerim ve bakanlarım devlet hastanelerinde tedavi görmeye başlamayınca, Devlet hastanelerinin acil servisine müracaat etmeyince bu ülkede sağlık sistemine güven tesis edilemeyecek. Yaşamını kaybeden kişi gerçekten Deli Dana hastalığından mı öldü? Tetkikler için biraz beklememiz gerekecek. Ancak biz yinede doktorları göreceğiz siyasette. Üstelik bu doktorlar Sağlık Bakanlığı’da yapacak ve sağlık sistemi yine bir adım ilerlemeyecek. Tıpkı geçmişte olduğu gibi. Biz Doktor Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan hatta Sağlık Bakanı da gördük mecliste. Peki ne oldu? Beceremediler. Umarım bu kadar çok doktorun, her konuda fikrinin olduğu parlamentomuzda, gün gelir de sağlık sistemine güvenin yeniden kurulacağı bir ülkeye ulaşabiliriz…