Dr. Küçük Anıldı

Kıbrıs Türk halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünün 31’inci yıl dönümünde Lefkoşa’da, Anıt Tepe’deki kabri başında düzenlenen törenle anıldı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, kritik bir aşamada olduklarını ve Kıbrıs konusunda yeni bir evreye girdiklerini, ileri dönemin nasıl şekilleneceğinin önümüzdeki aylarda belli olmaya başlayacağını söyledi.

Bir antlaşma istediklerini vurgulayan Eroğlu, görüşme masasında olduklarını ve Rum komşularını ön koşulsuz olarak, süratli bir şekilde, belirli bir program dahilinde antlaşma için masaya gelmeye beklediklerini ifade etti.

Dr. Fazıl Küçük’ün Anıt Tepe’deki kabri başında düzenlen anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Masadan kalkıp şartlar ortaya koyan onlardır. Bizim şartımız yok” dedi.

DR. KÜÇÜK KABRİ BAŞINDA ANILDI

Kıbrıs Türk halkının Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün 31'inci ölüm yıl dönümünde Anıt Tepe’de saat 10.15’de başlayan törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçilisi Halil İbrahim Akça, KTBK Komutanı Korgeneral İsmail Serdar Savaş, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlyas Bozkurt, 39. Tümen Komutanı Tümgeneral Sadık Piyade, 28. Tümen Komutanı Tümgeneral Taci Kurul, Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, bazı bakanlar, diğer sivil ve askeri yetkililerle, siyasi parti, üniversite, dernek, kurum, kuruluş ve okul temsilcileri yanında öğrenciler katıldı.

Törende, protokol sırasına göre Küçük'ün kabrine çelenklerin konulması, saygı marşı, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile bayrakların göndere çekilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu, Büyükelçi Akça, KTBK Komutanı İsmail Serdar Savaş ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlyas Bozkurt özel defteri imzaladı. Ardından Cumhurbaşkanı Eroğlu konuşma yaptı.

Tören anıt mezardaki Dr. Fazıl Küçük Fotoğraf Sergisi’nin gezilmesiyle tamamlandı.

EROĞLU: “İKİ LİDERİ BİR GÜN ARAYLA ANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu konuşmasında, salı günü de Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı üçüncü ölüm yıldönümünde kabri başında andıklarını anımsatarak, bugün de varoluş ve özgürlük mücadelesinin lideri Doktor Fazıl Küçük’ün 31’inci ölüm yıl dönümünde kabri başında toplandıklarını belirtti.

“Kaderin bir sonucu olarak iki yol arkadaşını, Kıbrıs Türk halkının yok oluştan devlet olgusuna ulaşması sürecine damgasını vuran iki lideri bir gün ara ile anıyoruz” diyen Eroğlu, bu iki anma töreni sayesinde 1930’lu yıllardan iki binli yıllara kadar uzanan tarihi gözden geçirme, vefa gereği halka hizmet eden liderleri anma fırsatı bulduklarını söyledi.

“ATATÜRKÇÜ ÇİZGİDE UYANIŞ, DİRENİŞ, ÖZGÜRLÜK DEMEK”

Eroğlu, Dr. Fazıl Küçük’ün, Kıbrıs Türk halkı için Atatürkçü çizgide uyanış, direniş ve özgürlük demek olduğunu vurgulayarak, Dr. Küçük’ün, aydın bir Kıbrıslı Türk doktorun halkının ihtiyaçlarını görerek büyük bir toplumsal bilinç ve sorumluluk anlayışıyla dava adamına, lidere dönüşünün bir örneği olduğunu belirtti.

Onun, halkçı yanının, doktor olarak kurduğu bağlantıların, elde ettiği saygınlığın, toplumsal birlik sağlanarak varoluş mücadelesinin başlatılabilmesinde önemli etkenlerden biri olduğunu kaydeden Eroğlu, “Fazıl Küçük, 1937 yılında dahiliye ihtisası yapmış bir doktor olarak yurduna döndü ama daha önce, 1931 yılında Kavanin Meclisi’nin Türk Maarifi’nin İngiliz müdürler tarafından idare edilmesi kararına karşı çıkmış, bir anlamda mücadeleye daha o günlerde başlamıştı” dedi.

Küçük’ün, 1941 yılında önce Söz gazetesinde köşe yazıları yazdığını, ardından ise 1942 yılında “Halkın Sesi” gazetesini çıkarmaya başladığını anımsatan Eroğlu, Doktor Küçük’ün, Halkın Sesi gazetesini etkin bir şekilde devreye koyarak Milli Dava’nın yürütülmesine ivme kazandırarak, bir özgürlük mücadelesi verilirken basının ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdiğini kaydetti.

Eroğlu, “Bugün medyanın algı yaratılmasında, küresel ve ülkeler bazında ne denli önemli olduğu göz önüne aldığımız zaman, Dr. Küçük’ün Halkın Sesi gazetesini kurmakla ne kadar ileri görüşlü davrandığını daha rahat anlayabiliriz” dedi.

Dr. Fazıl Küçük’ün önemli miktarda toprak ve malı olan Vakıflar İdaresi’nin yeniden Kıbrıs Türk halkının yönetimine verilmesi için verdiği mücadele de özgürlük kavgasının ileriye taşınması adına gayet doğru bir seçim olduğunu dile getiren Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının tümünün üzerinde birleştiği, yüzde yüz haklı olunan Vakıflar konusundan mücadele başlatılarak halkın takdiri ve desteğinin kazanılmasına dikkat edildiği görülürken elde edilen başarının topluma ciddi moral sağladığını söyledi.

KÜÇÜK’ÜN ANILARI

Eroğlu Küçük’ün anılarında o günleri şu ifadelerle anlattığını anımsattı;

“Benden hizmet bekleyen bir vatan, bir Türklük vardı. Bunun vazifelerin en kutsalı olduğunu anlayarak işe koyuldum.

İşte bu, vatan ve millet söz konusu olduğunda teferruatları bir kenara bırakıp göreve soyunma anlayışıdır ki bizi Devlet olgusuna getirdi.”

Eroğlu, Dr. Fazıl Küçük’ün 1960 yılında Rumlarla ortaklaşa kurulan Devlet’in yaşaması için azami gayret göstermiş ancak Makarios’un baştan beri Enosis’i amaçlaması ve kurulan devleti bunun için bir sıçrama tahtası olarak görmesi dolayısı ile başarılı olamadığını da ifade ederek Küçük’ün gerek 21 Aralık 1963 Rum saldırıları başlayana dek geçen süre içinde, gerekse Kanlı Noel saldırıları ve ortaklık devletinin yıkılışı sırasındaki liderliği toplumumuzun mümkün olan en az zararla bu süreci atlatmasında önemli rol oynadığını vurguladı.

Dr. Fazıl Küçük’ün, 1963 sonrasında önce Kıbrıs Türk Genel Komitesi, ardından da Kıbrıs Türk Yönetimi başkanlığını yaparak devlet kurma, Kıbrıs Türk halkının kendi yönetimine sahip olma sürecinin gelişiminde tarihi görevler yaptığını ifade eden Eroğlu, “Rahmetli liderimizin 18 Şubat 1973’te görevinden ayrılana kadar geçen sürede yaptıkları ve söyledikleri halkının çıkarlarını her şeyin üstünde tuttuğunun en açık göstergeleridir” dedi.

Eroğlu, Dr. Küçük’ün mücadeleyi başlatan lider olarak ölümünden kısa bir süre önce,15 Kasım 1983 günü cumhuriyetin ilanına verdiği desteğin ise tabiri caizse Kıbrıs Türk tarihi açısından altın değerinde olduğunu vurgulayarak onun verilen kararı benimsemesinin, onaylamasının, halkın tercümanı olarak meclisin aldığı bağımsızlık kararına güç kattığını belirtti.

“O GÜNÜ HİÇ UNUTMAM”

Cumhuriyet ilanı kararı için Meclis’e gelen rahmetli Dr. Küçük ile kısa bir süre sohbet etme olanağı bulduğunu, sağlığını sorduktan sonra konuyu Cumhuriyet ilanına getirdiğini anlatan Eroğlu, “’Çok iyi, çok iyi... Yapmamız gerekir’ derken gözlerinde gördüğüm sevinci, parıltıyı çok iyi anımsıyorum. Nitekim daha sonra basına verdiği beyanatta bu sevincini ‘Cumhuriyetimiz ilan ediliyor. Bugün benim için en mutlu gündür. Kıbrıs Türkleri hür ve bağımsız yaşayacaktır’ diyerek ifade etmişti” dedi.

Eroğlu, bu gibi törenlerin salt anma yönleri ile kalmaması, anma törenlerine içtenlikle katkı konulması ve anılan liderlerin yaptıklarının ve söylediklerinin anımsanarak rehber olması gerektiğini söyledi.

“Dr. Fazıl Küçük’ün, özgürlük, bağımsızlıkla ilgili sözleri her Kıbrıs Türk halkının kulağına küpe olmalıdır. Vatanını seven her Kıbrıs Türkü onun Anavatan Türkiye ve Türk askerine sahip çıkışını örnek almalıdır” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Küçük’ün, “Enosis arzusunda olan Rumlarla aramızda Türk askeri olmadan hayatımızı devam ettirebilmemiz mümkün değildir” dediğini anımsatarak bunun çok doğru bir saptama olduğunu belirtti.

“SAVUNDUĞUMUZ DAVANIN SORUMLULUĞUNUN BİLİNCİNDEYİZ”

Eroğlu konuşmasının devamında Dr. Fazıl Küçük’e seslenerek şunları söyledi;

“Sevgili Doktor, rahat uyu. Ben ve arkadaşlarım savunduğumuz davanın sorumluluğunun bilincindeyiz.

Kıbrıs Türk halkı verdiğiniz özgürlük ve varoluş mücadelesini anlamakta, sahip çıkmaktadır.

Halkımız, devletini benimsemiştir, öneminin idraki içindedir.

Bu halk asla başkasının yönetimi altına girmeyecek, kendi kendini yönetme iradesinden vazgeçmeyecektir.

Sizin çok haklı olarak büyük önem ve değer verdiğiniz Anavatan Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmek, bizlerin asli görevidir ve karşılıklı sevgi-saygıyla bu anlayışı devam ettirmekte kararlıyız.

Bazı sorunlarımız vardır ama bunlar aşılamayacak sorunlar değildir. Senin 1943 yılında Lefkoşa Belediye Meclis üyesi seçilerek başlattığın gibi demokratik yollardan mücadele, demokrasimizi geliştirme bizim şiarımızdır.

Değerli liderimiz, sevgili Doktor Küçük, Kıbrıs Türk halkı sizi unutmadı, unutmayacak.

Siz hep gönüllerde ve fikirlerde yaşayacak, mücadeleniz her zaman bize yol gösterecektir. Ölümünüzün 31’nci yılında sizi bir kez daha rahmetle, saygıyla anıyoruz...”

ÖZEL DEFTERE YAZILANLAR

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Anıt Tepe’deki özel deftere şunları yazdı.

“Aziz Lider Dr. Küçük,

Ebediyete intikalinin 31’inci yıl dönümünde bir kez daha manevi huzurundayız.

Kıbrıs Türkü, tarihte eşine az rastlanır sistematik bir zulüm ve zorbalıkla yok edilmeye ve vatanından sürgün edilmeye çalışılırken, önderliğinizde başlayan mücadeleyle yok oluş sürecinden kurtulmuş, toprağına ve özbenliğine sahip çıkmıştır.

Kıbrıs Türk halkı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanan haklı mücadelesindeki öncü rolünüzü her zaman hatırlayacak ve sonsuza dek minnetle anmaya devam edecektir.

Sizi ve Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde emeği geçen tüm dava arkadaşlarınızı şükranla anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyorum.”

AKÇA

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Küçük’ün mezarındaki özel deftere şu ifadeleri yazdı;

“Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük, ölümünüzün 31’inci yıl dönümünde bir kez daha manevi huzurundayız.

Özgürlük mücadelenizdeki azminiz, geniş hoşgörünüz ve değerli fikirlerinizle açtığınız yolda ilerleyen Kıbrıs Türk halkının gönlünde toplum lideri olarak ayrı bir yer edindiniz.

Yok edilmeye çalışılan Kıbrıs Türk’ü, sizin öncülüğünüzde yakılan mücadele ateşiyle bugün kendi topraklarında, kendi kimliğiyle, hür, onurlu ve insanca bir yaşam sürmektedir.

Bu vesileyle Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olacağını bir kez daha yineliyor ve aziz hatıranızın önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz Şad olsun.”

SAVAŞ

Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İsmail Serdar Savaş’ın özel deftere yazdıkları şöyle;

“Varoluş ve Özgürlük Mücadelesinin Aziz Lideri,

Mücahit Kıbrıs Türk halkının insanca ve özgürce yaşaması uğruna vermiş olduğunuz eşsiz mücadele neticesinde ulaşılan barış ve güven ortamında bir kez daha manevi huzurunuzda bulunmaktayız.

Yüce Türk Milleti ve kahraman Kıbrıs Türk halkı, varoluş mücadelesine yaptığınız değerli katkılarınız ve bu uğurda göstermiş olduğunuz emsalsiz fedakarlıkları asla unutmayacaktır. Sizin ve kahraman mücahitlerimizin, tüm dünyaya örnek olmuş özgürlük mücadelesi, genç nesillere eşsiz bir rehber olacaktır.

Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri, Kıbrıs Türkü’nün şanlı varoluş mücadelesinin ışığında, bu mücadelenin kahraman şehit ve gazilerinden feyz alarak, barış ve huzurun devamı için üstüne düşen her vazifeyi yapmaya hazırdır.

Emin olunuz ki; sizin önderlik ettiğiniz mücahitlerin kanlarıyla suladıkları bu vatan toprakları, bundan sonra da en kutsal emanet olarak muhafaza edilecektir.

Aziz Lider Dr. Fazıl Küçük;

Özgürlük mücadelesiyle tarihe geçen hatıranız ilelebet yüreğimizde yaşayacaktır. Siz ve ebediyete intikal etmiş tüm dava arkadaşlarınızı minnet, şükran ve özlem duygularıyla anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz.

Ruhunuz şad olsun.”

BOZKURT

Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlyas Bozkurt ise Küçük’ün 31. ölüm yıl dönümünde özel deftere şunları yazdı

“Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük, ebediyete intikalinin 31’inci yıl dönümünde huzurundayız.

Özünü büyük Türk Milleti’nin halis karakterinden, temelini Yüce Önder Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından alan şaşmaz bakış açınız ve sarsılmaz inancınızla yön verdiğiniz mücadele, Kıbrıs Türkü’nü haklı olan özgürlük ve huzura kavuşturarak hedefine ulaşmıştır.

Kıbrıs Türk halkının kalbinde yakmış olduğunuz meşale, önderliğinizden alınan güçle, evrensel niteliklere sahip modern bir devlete dönüşmüştür. Bu meşalenin Kahraman Kıbrıs Türk halkı tarafından büyük bir özen ve gururla taşınacağından emin olunuz.

Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde barış ve huzur ortamının yılmaz bekçisi olmayı sonsuza dek sürdürme azmi ve kararlılığındadır.

Bu duygu ve düşüncelerle sizi ve ebediyete intikal etmiş tüm dava arkadaşlarınızı minnetle anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz.

Ruhunuz şad olsun.”